Bugüne kadar yayımlanmış olan Diyarbakır tarihlerinin tümü, Diyarbakır'ın Osmanlı İmparatorluğuna katılışına kadar olan bilgileri içermekte olup Osmanlı dönemine ait olaylara yer vermemişlerdir. İkinci cildi baskıya hazırlarken, Osmanlı döneminin üç yüz sayfayı aşkın bir ölçüye geldiğini gördük. Bu nedenle Cumhuriyet dönemini, kitabın üçüncü cildi olarak yayımlamayı uygun bulduk. Aslında, elimizdeki belgeler ve başvurduğumuz kaynaklar pek sınırlı idi. Mükemmel bir Osmanlı Dönemi Diyarbakır tarihi için en büyük kaynak Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde bulunmaktadır. Bunların taranması, ilgili belgelerin ortaya çıkarılarak okunması, incelenmesi için bir kişinin gücü, bilgisi ve hattâ ömrü yetmez. Bizim çalışmalarımız bir başlangıçtır. Bizden sonraki kuşaklar, eksiklerimizi tamamlayacak, belgelere dayalı yeni yeni bilgiler ekleyeceklerdir.
Kitap beklenilenin çok üstünde bir ilgi gördü. Sevgili hemşehrilerimden, değerli okurlarımdan bir hayli mektup aldım. Basında birçok tanıtma yazıları yayımlandı. Bu arada bazı tarihçi dostlarım, kitaba, Amid ve Meyyâfârikîn'de kesilen sikkelerin konulmamasını bir eksiklik olarak ifade ettiler. Bu konuyu aziz arkadaşım, tanınmış nümizmatlardan İbrahim Artuk ile görüştüm, Sikkelerin tarih bakımından önemine değindiler ve bu boşluğu doldurmak İçin kitabın birinci cildine girmesi gereken sikkelerin bir bölüm halinde son cilde eklenmesinin yararlı olacağını önerdiler.
Akkoyunlu, Şah İsmail ve Osmanlı döneminde kesilen sikkelere 2. ciltte yer verilmiş idi. Abbasiler, Mervânîler, Inaloğulları, Nisanoğulları, Artukoğulları ve Eyyûbîler dönemlerinde Âmid ve Meyyâfârikîn'de kesilen sikkeler ise Birinci cildin sekizinci bölümünü oluşturuyor. Böylece bir eksikliğimizi daha gidermiş olduk.
Kitabın birinci baskısının gerçekleşmesi için Belediye bütçesine gerekli ödeneğin konulmasında meclis üyesi Avukat Hamit Karakoç'un büyük gayretleri oldu. Diyarbakır'ın bu değerli evladı kitabın basılmış şeklini görmeden ebediyete göçtü. Onu rahmetle anıyoruz.
Belediyenin o tarihteki muhterem başkanı Turgut Atalay ve yardımcıları, meclis üyeleri yardım ve desteklerini esirgemediler. Onlara teşekkürü de bir borç bilirim.
Kitabın ikinci ve üçüncü basılışları Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Doç. Dr. Ahmet Bilgin döneminde gerçekleşti. Bu dönem, aynı zamanda belediyenin, Diyarbakır'ın tanıtılmasına, bu amaçla çeşitli kitaplar bastırılmasına, sempozyumlar, paneller, festivaller, toplantılar düzenlenmesine önem verdiği bir dönemdir, Belediye teşkilatı kurulduğu tarihten beri Diyarbakır, tarihine, kültürüne çeşitli yönleriyle tanıtılmasına böylesine hizmet eden bir başkan görmemiştir. Bu nedenle değerli başkan ve mesai arkadaşlarını kutlamayı, başarılarının devamını dilemeyi bir görev sayıyoruz.
Cumhuriyet dönemi olaylarını kapsayan üçüncü cildin basılışının Cumhuriyetin 75. Kuruluş yıldönümüne rastlaması mutlu bir tesadüf olmuştur.
Atatürk'ün dedikleri gibi, "Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır". Bu özdeyiş, bütün çalışmalarımıza ışık tutan bir ilke olmuştur. Doğru ve gerçek bildiklerimizi yazmaya çalıştık. Buna rağmen, bazı eksik kalan veya yanlış değerlendirilen konular, olaylar bulunabilir. Bunların iyi niyetimize bağışlanacağını ummaktayım. -Şevket BEYSANOĞLU (Önsözden)
Bugüne kadar yayımlanmış olan Diyarbakır tarihlerinin tümü, Diyarbakır'ın Osmanlı İmparatorluğuna katılışına kadar olan bilgileri içermekte olup Osmanlı dönemine ait olaylara yer vermemişlerdir. İkinci cildi baskıya hazırlarken, Osmanlı döneminin üç yüz sayfayı aşkın bir ölçüye geldiğini gördük. Bu nedenle Cumhuriyet dönemini, kitabın üçüncü cildi olarak yayımlamayı uygun bulduk. Aslında, elimizdeki belgeler ve başvurduğumuz kaynaklar pek sınırlı idi. Mükemmel bir Osmanlı Dönemi Diyarbakır tarihi için en büyük kaynak Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde bulunmaktadır. Bunların taranması, ilgili belgelerin ortaya çıkarılarak okunması, incelenmesi için bir kişinin gücü, bilgisi ve hattâ ömrü yetmez. Bizim çalışmalarımız bir başlangıçtır. Bizden sonraki kuşaklar, eksiklerimizi tamamlayacak, belgelere dayalı yeni yeni bilgiler ekleyeceklerdir.
Kitap beklenilenin çok üstünde bir ilgi gördü. Sevgili hemşehrilerimden, değerli okurlarımdan bir hayli mektup aldım. Basında birçok tanıtma yazıları yayımlandı. Bu arada bazı tarihçi dostlarım, kitaba, Amid ve Meyyâfârikîn'de kesilen sikkelerin konulmamasını bir eksiklik olarak ifade ettiler. Bu konuyu aziz arkadaşım, tanınmış nümizmatlardan İbrahim Artuk ile görüştüm, Sikkelerin tarih bakımından önemine değindiler ve bu boşluğu doldurmak İçin kitabın birinci cildine girmesi gereken sikkelerin bir bölüm halinde son cilde eklenmesinin yararlı olacağını önerdiler.
Akkoyunlu, Şah İsmail ve Osmanlı döneminde kesilen sikkelere 2. ciltte yer verilmiş idi. Abbasiler, Mervânîler, Inaloğulları, Nisanoğulları, Artukoğulları ve Eyyûbîler dönemlerinde Âmid ve Meyyâfârikîn'de kesilen sikkeler ise Birinci cildin sekizinci bölümünü oluşturuyor. Böylece bir eksikliğimizi daha gidermiş olduk.
Kitabın birinci baskısının gerçekleşmesi için Belediye bütçesine gerekli ödeneğin konulmasında meclis üyesi Avukat Hamit Karakoç'un büyük gayretleri oldu. Diyarbakır'ın bu değerli evladı kitabın basılmış şeklini görmeden ebediyete göçtü. Onu rahmetle anıyoruz.
Belediyenin o tarihteki muhterem başkanı Turgut Atalay ve yardımcıları, meclis üyeleri yardım ve desteklerini esirgemediler. Onlara teşekkürü de bir borç bilirim.
Kitabın ikinci ve üçüncü basılışları Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Doç. Dr. Ahmet Bilgin döneminde gerçekleşti. Bu dönem, aynı zamanda belediyenin, Diyarbakır'ın tanıtılmasına, bu amaçla çeşitli kitaplar bastırılmasına, sempozyumlar, paneller, festivaller, toplantılar düzenlenmesine önem verdiği bir dönemdir, Belediye teşkilatı kurulduğu tarihten beri Diyarbakır, tarihine, kültürüne çeşitli yönleriyle tanıtılmasına böylesine hizmet eden bir başkan görmemiştir. Bu nedenle değerli başkan ve mesai arkadaşlarını kutlamayı, başarılarının devamını dilemeyi bir görev sayıyoruz.
Cumhuriyet dönemi olaylarını kapsayan üçüncü cildin basılışının Cumhuriyetin 75. Kuruluş yıldönümüne rastlaması mutlu bir tesadüf olmuştur.
Atatürk'ün dedikleri gibi, "Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır". Bu özdeyiş, bütün çalışmalarımıza ışık tutan bir ilke olmuştur. Doğru ve gerçek bildiklerimizi yazmaya çalıştık. Buna rağmen, bazı eksik kalan veya yanlış değerlendirilen konular, olaylar bulunabilir. Bunların iyi niyetimize bağışlanacağını ummaktayım. -Şevket BEYSANOĞLU (Önsözden)