"İmaret" kelimesini burada camia, külliyye ve site mukabilinde kullanıyoruz. Bu küllîyenin; devrinin hususiyetlerîni yaşatarak bize kadar gelebilen en kıymetli parçaları camii ile türbesi ve hamamlarıdır. Gerçi Ankarada bunlardan daha eski Türk eserleri vardır. Fakat İkinci Murat devri mimarîsinin bariz hususiyetlerini bize kadar getiren mimarî yadigârlar yoktur.
Karacabey imareti şimdiye kadar Şark va Garp mütehassısları ve Karacabey âlimleri tarafından hiç dokunulmayan ve tetkik edilmeyen bakir bir mevzudur. Bu külliyye kadar banisinin şüphe ve tereddüd sisleri ile örtülü hüviyyeti de bir çok bakımlardan incelenmğe ve işlenmeğe muhtaçtır.
Daha Samsun sokağının başında iken bulutlarla öpüşmek isteyen levend endamlı bir minare bize muhteşem bir abideye yaklaştığımızı haykırır.
Külliyyenin önündeyiz. Havlu kapısının sağında iki kalın mermer sütunun tuttuğu saçak a(tında bir çeşme görürüz. Asırların eli tırtıklaya tırtıklaya asil çehresini kaybeden bu çeşme Karcabeyin çeşmesidir. Üstünde yaşını ve hüviyetini söyleyen hiç bir eski rakkam ve kitabe yoktur. Yalnız yeni harflerle yazılan şu kitabe bize çeşmenin ve tamircisinin adıyla tamir tarihini söyler. (Kitaptan)
"İmaret" kelimesini burada camia, külliyye ve site mukabilinde kullanıyoruz. Bu küllîyenin; devrinin hususiyetlerîni yaşatarak bize kadar gelebilen en kıymetli parçaları camii ile türbesi ve hamamlarıdır. Gerçi Ankarada bunlardan daha eski Türk eserleri vardır. Fakat İkinci Murat devri mimarîsinin bariz hususiyetlerini bize kadar getiren mimarî yadigârlar yoktur.
Karacabey imareti şimdiye kadar Şark va Garp mütehassısları ve Karacabey âlimleri tarafından hiç dokunulmayan ve tetkik edilmeyen bakir bir mevzudur. Bu külliyye kadar banisinin şüphe ve tereddüd sisleri ile örtülü hüviyyeti de bir çok bakımlardan incelenmğe ve işlenmeğe muhtaçtır.
Daha Samsun sokağının başında iken bulutlarla öpüşmek isteyen levend endamlı bir minare bize muhteşem bir abideye yaklaştığımızı haykırır.
Külliyyenin önündeyiz. Havlu kapısının sağında iki kalın mermer sütunun tuttuğu saçak a(tında bir çeşme görürüz. Asırların eli tırtıklaya tırtıklaya asil çehresini kaybeden bu çeşme Karcabeyin çeşmesidir. Üstünde yaşını ve hüviyetini söyleyen hiç bir eski rakkam ve kitabe yoktur. Yalnız yeni harflerle yazılan şu kitabe bize çeşmenin ve tamircisinin adıyla tamir tarihini söyler. (Kitaptan)