#smrgSAHAF Ankara'da Sıcak Bir Yaz Günü - NOT 2019
Meslekten turizmci olan, turizmin en büyük örgütü TÜRSAB'da bir ara Başkanlığına kadar yükselen, ANAP ve DYP'den milletvekili seçilen, 1996'da Refahyol (RP - DYP koalisyonu) iktidarında Turizm Bakanı olan Bahattin Yücel geçen hafta anılarını içeren bir kitap yayınlıyor, “Ankara'da Sıcak Bir Gün” başlığı ile.
Yücel gençliğinde sıkı bir solcu. Bunu 12 Mart faşizmi sırasında çok ağır ödüyor, işkenceler, hapisler, o cezaevi, bu cezaevi...
KİTAPTAN
“Ankara her zaman haziranın son günlerinde iyice ısınmaya başlar.
Ama hızla yaza dönen 1996 yılının 29 Haziran sabahı başka bir sıcaklık daha vardı.”
* * *
“Aslanlı Yol'un başında bekleyen bir kişi dışında, koyu renk elbiseli topluluk; Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez ülkenin kuruluş paradigmasına açıkça karşı olduğunu ifade eden bir siyasal parti liderinin başkanlığındaki koalisyonun; 54. Hükûmeti'nin bakanlarından oluşuyordu.
Önde Başbakan Necmettin Erbakan, Anıtkabir'e uzanan Aslanlı Yol'da bir piyade albay ve ardında yürüyen iki erin taşıdığı çelengi izliyor, Bakanlar Kurulu üyeleri de ağır tempoyla ona eşlik ediyorlardı.
Biraz önce kapıda durdurulan adam; bu topluluğun arasında yürürken, çevresine göz atmayı ihmal etmiyordu. Bakışları sıranın en önünde yürüyen Başbakan'a takıldı. Acaba Erbakan'ın aklından neler geçiyordu?”
***
“Önce tok sesli biri, burası Genelkurmay'a bağlı kontrgerilla teşkilatıdır. Burada kanun, tüzük, hak ve hukuk yoktur. İstediklerimizi söylemezsen, buradan sağ çıkamazsın”.
Heyecan ve korku karışımı duyguların baskısı altında düşen şeker nedeniyle, kupkuru kalan ağzının içinde dilini hareket ettirmekte çok zorlanır insan. Dilim damağım kurudu, dedikleri durumdur bu.
Gözleriniz kapalı da olsa, bitmesini hiç arzu etmediğiniz gidiş süresinden işkence odasına geldiğinizi anlarsınız. İşte, o anda ağzınızdaki kuruluk en üst düzeye çıkar. Kanınızın damarlarınızdan hiç bilmediğiniz yerlere çekildiğini hissedersiniz”.
Meslekten turizmci olan, turizmin en büyük örgütü TÜRSAB'da bir ara Başkanlığına kadar yükselen, ANAP ve DYP'den milletvekili seçilen, 1996'da Refahyol (RP - DYP koalisyonu) iktidarında Turizm Bakanı olan Bahattin Yücel geçen hafta anılarını içeren bir kitap yayınlıyor, “Ankara'da Sıcak Bir Gün” başlığı ile.
Yücel gençliğinde sıkı bir solcu. Bunu 12 Mart faşizmi sırasında çok ağır ödüyor, işkenceler, hapisler, o cezaevi, bu cezaevi...
KİTAPTAN
“Ankara her zaman haziranın son günlerinde iyice ısınmaya başlar.
Ama hızla yaza dönen 1996 yılının 29 Haziran sabahı başka bir sıcaklık daha vardı.”
* * *
“Aslanlı Yol'un başında bekleyen bir kişi dışında, koyu renk elbiseli topluluk; Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez ülkenin kuruluş paradigmasına açıkça karşı olduğunu ifade eden bir siyasal parti liderinin başkanlığındaki koalisyonun; 54. Hükûmeti'nin bakanlarından oluşuyordu.
Önde Başbakan Necmettin Erbakan, Anıtkabir'e uzanan Aslanlı Yol'da bir piyade albay ve ardında yürüyen iki erin taşıdığı çelengi izliyor, Bakanlar Kurulu üyeleri de ağır tempoyla ona eşlik ediyorlardı.
Biraz önce kapıda durdurulan adam; bu topluluğun arasında yürürken, çevresine göz atmayı ihmal etmiyordu. Bakışları sıranın en önünde yürüyen Başbakan'a takıldı. Acaba Erbakan'ın aklından neler geçiyordu?”
***
“Önce tok sesli biri, burası Genelkurmay'a bağlı kontrgerilla teşkilatıdır. Burada kanun, tüzük, hak ve hukuk yoktur. İstediklerimizi söylemezsen, buradan sağ çıkamazsın”.
Heyecan ve korku karışımı duyguların baskısı altında düşen şeker nedeniyle, kupkuru kalan ağzının içinde dilini hareket ettirmekte çok zorlanır insan. Dilim damağım kurudu, dedikleri durumdur bu.
Gözleriniz kapalı da olsa, bitmesini hiç arzu etmediğiniz gidiş süresinden işkence odasına geldiğinizi anlarsınız. İşte, o anda ağzınızdaki kuruluk en üst düzeye çıkar. Kanınızın damarlarınızdan hiç bilmediğiniz yerlere çekildiğini hissedersiniz”.