#smrgKİTABEVİ Anlatının Krizi - 2024

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Dizi Adı:
Teori
ISBN-10:
9786256698970
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199225390
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
88
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Çeviren:
Murat Erşen
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
Die Krise der Narration
Kategori:
indirimli
136,08
Havale/EFT ile: 132,00
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199225390
611017
Anlatının Krizi -        2024
Anlatının Krizi - 2024 #smrgKİTABEVİ
136.08
“Bugün herkesin ağzında bir ‘anlatı' lafıdır gidiyor. Oysa anlatı enflasyonu paradoksal olarak bir anlatı krizine işaret ediyor. Tüm bu storytelling yaygarasının ortasında, kendini anlam ve istikamet eksikliğiyle açığa vuran bir anlatı boşluğu hüküm sürüyor.”

Anlatılar bizi birbirimize kenetleyen bağları üretir; topluluk oluşturur, olumsallığı ortadan kaldırır ve bizi varlığa demirler. Ancak her şeyin keyfi ve gelişigüzel hale geldiği çağdaş enformasyon toplumunda, hikâye anlatıcılığı hikâye satıcılığına dönüşmekte ve anlatılar bağlayıcı güçlerini yitirmektedir.

Hikâye anlatıcılığı, anlatı ortaklıklarının aksine, sadece geçici bir topluluk ortaya çıkarır, bu da olsa olsa tüketiciler topluluğudur. Hiçbir storytelling, birbirimize hikâyeler anlatmak için etrafında toplandığımız ateşi yeniden alevlendiremez. O ateş çoktan söndü. Onun yerine artık dijital ekranlar var ama o da insanları birleştirmekten ziyade ayırıyor.

Hikâye anlatıcılığı yoluyla kapitalizm anlatıya el koyar: Hikâyeleri satar. Böylece anlatılar paylaşılan bir deneyim olmaktan çıkıp çağımızın patolojik bir fenomenine dönüşürler.

Çağdaş toplumun en tanınmış kültür kuramcılarından biri olan Byung-Chul Han, bu dönüşümü keskin bir kavrayış ve ustalıkla inceliyor.

“Bugün herkesin ağzında bir ‘anlatı' lafıdır gidiyor. Oysa anlatı enflasyonu paradoksal olarak bir anlatı krizine işaret ediyor. Tüm bu storytelling yaygarasının ortasında, kendini anlam ve istikamet eksikliğiyle açığa vuran bir anlatı boşluğu hüküm sürüyor.”

Anlatılar bizi birbirimize kenetleyen bağları üretir; topluluk oluşturur, olumsallığı ortadan kaldırır ve bizi varlığa demirler. Ancak her şeyin keyfi ve gelişigüzel hale geldiği çağdaş enformasyon toplumunda, hikâye anlatıcılığı hikâye satıcılığına dönüşmekte ve anlatılar bağlayıcı güçlerini yitirmektedir.

Hikâye anlatıcılığı, anlatı ortaklıklarının aksine, sadece geçici bir topluluk ortaya çıkarır, bu da olsa olsa tüketiciler topluluğudur. Hiçbir storytelling, birbirimize hikâyeler anlatmak için etrafında toplandığımız ateşi yeniden alevlendiremez. O ateş çoktan söndü. Onun yerine artık dijital ekranlar var ama o da insanları birleştirmekten ziyade ayırıyor.

Hikâye anlatıcılığı yoluyla kapitalizm anlatıya el koyar: Hikâyeleri satar. Böylece anlatılar paylaşılan bir deneyim olmaktan çıkıp çağımızın patolojik bir fenomenine dönüşürler.

Çağdaş toplumun en tanınmış kültür kuramcılarından biri olan Byung-Chul Han, bu dönüşümü keskin bir kavrayış ve ustalıkla inceliyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat