1199110495
496234
https://www.simurgkitabevi.com/antikcagda-anadolu-2008
Antikçağda Anadolu - 2008 #smrgSAHAF
0.00
Anadolu, Antik dünyanın politik ve kültürel bakımdan en önemli, en hareketli bölgelerinden biri. Ön Asya ve Uzakdoğu'nun yüksek kültürleriyle Batı'daki gelişen kültürler arasında tarih boyunca köprü olan bu bölgede, kültürel ve etnik etkileşimler hiçbir dönemde engellenmemiş. Ne Fırat nehri, ne Anadolu'nun yüksek ovaları ne de boğazlar Batı ile Doğu arasındaki etkileşime engel olabilmiş. Tam tersine Anadolu, Doğu ile Batı'yı birleştirmiş ve böylece Akdeniz bölgesinin tarihi ve gelişimi için büyük önem taşıyan bir etken haline gelmiş. Yunanistan ve Roma'nın, Mezopotamya ve İran-Hint bölgelerinin tarihi ve kültürel yapısı, Anadolu'nun bu medeniyetler arasındaki aracı rolünü incelemeden açıklanamaz ve anlaşılamaz. Bugün Anadolu'dan veya Küçük Asya'dan bahsederken antikçağda hangi bölgenin kastedildiğini çoğunlukla göz ardı ederiz. Oysa antik literatürde bugünkü Türkiye'nin, doğuda Fırat'a kadar uzanan bölümü Küçük Asya diye adlandırılmış. Öte yandan Anadolu, antikçağın hiçbir döneminde kendi içine kapalı olmadı veya tek bir güç tarafından yönetilmedi. Bu olguyu yarımadanın değişken coğrafi ve jeolojik yapısına bağlayabiliriz. Politik bakımdan Anadolu her dönemde ülkelerin, imparatorlukların, kavimlerin bir parçası oldu. Bir yandan Hititler, Persler veya Romalılar gibi imparatorluklar, kavimler, boylar veya kentler tarafından çağlar boyunca paylaşılmış, bu güçler zaman zaman tüm Anadolu'yu egemenlikleri altına almışlar. Öte yandan çoğu kez farklı boylar ve güçler aynı zaman dilimi içinde yarımadaya hükmetmişler, İonlar, Aioller, Lidyalılar, Frigler, Karyalılar ve Kilikyalılar gibi. Batıdan gelen İonlar ve Aioller, Anadolu'nun denize açılan, güzel, verimli sahil bölgesine yerleşmişler. Balkan kökenli Frigler Anadolu'nun sert iklimli, sıra dağlarla kaplı yaylalarında yaşamışlar. Kilikyalılar ise Toroslar bölgesini tercih etmişler. Bütün bu bilgileri Ön Asya kültürlerinin çiviyazılarından, Mısır belgelerinden, Hitit metinlerinden veya Homeros'un İlyada'sından öğreniyoruz. Bu kitapta Anadolu'nun MÖ 10-3. binyıl arasına tarihlenebilecek erken tarihindeki Asurlularla Hititliler, klasik çağ öncesinin ve klasik çağın iki Anadolu uygarlığı olan Frigyalılarla Lidyalılar, Yunan kolonileri döneminin kent devletleri, Anadolu'daki Pers egemenliği, Büyük İskender'in Anadolu'yu istilasıyla başlayan Helenizm dönemi ve Anadolu'daki Roma egemenliği dönemi inceleniyor. Elmar Schwertheim, Münster Üniversitesi'nde Eskiçağ Tarihi profesörü ve aynı üniversitenin Küçük Asya Araştırmaları Enstitüsü başkanı.
Anadolu, Antik dünyanın politik ve kültürel bakımdan en önemli, en hareketli bölgelerinden biri. Ön Asya ve Uzakdoğu'nun yüksek kültürleriyle Batı'daki gelişen kültürler arasında tarih boyunca köprü olan bu bölgede, kültürel ve etnik etkileşimler hiçbir dönemde engellenmemiş. Ne Fırat nehri, ne Anadolu'nun yüksek ovaları ne de boğazlar Batı ile Doğu arasındaki etkileşime engel olabilmiş. Tam tersine Anadolu, Doğu ile Batı'yı birleştirmiş ve böylece Akdeniz bölgesinin tarihi ve gelişimi için büyük önem taşıyan bir etken haline gelmiş. Yunanistan ve Roma'nın, Mezopotamya ve İran-Hint bölgelerinin tarihi ve kültürel yapısı, Anadolu'nun bu medeniyetler arasındaki aracı rolünü incelemeden açıklanamaz ve anlaşılamaz. Bugün Anadolu'dan veya Küçük Asya'dan bahsederken antikçağda hangi bölgenin kastedildiğini çoğunlukla göz ardı ederiz. Oysa antik literatürde bugünkü Türkiye'nin, doğuda Fırat'a kadar uzanan bölümü Küçük Asya diye adlandırılmış. Öte yandan Anadolu, antikçağın hiçbir döneminde kendi içine kapalı olmadı veya tek bir güç tarafından yönetilmedi. Bu olguyu yarımadanın değişken coğrafi ve jeolojik yapısına bağlayabiliriz. Politik bakımdan Anadolu her dönemde ülkelerin, imparatorlukların, kavimlerin bir parçası oldu. Bir yandan Hititler, Persler veya Romalılar gibi imparatorluklar, kavimler, boylar veya kentler tarafından çağlar boyunca paylaşılmış, bu güçler zaman zaman tüm Anadolu'yu egemenlikleri altına almışlar. Öte yandan çoğu kez farklı boylar ve güçler aynı zaman dilimi içinde yarımadaya hükmetmişler, İonlar, Aioller, Lidyalılar, Frigler, Karyalılar ve Kilikyalılar gibi. Batıdan gelen İonlar ve Aioller, Anadolu'nun denize açılan, güzel, verimli sahil bölgesine yerleşmişler. Balkan kökenli Frigler Anadolu'nun sert iklimli, sıra dağlarla kaplı yaylalarında yaşamışlar. Kilikyalılar ise Toroslar bölgesini tercih etmişler. Bütün bu bilgileri Ön Asya kültürlerinin çiviyazılarından, Mısır belgelerinden, Hitit metinlerinden veya Homeros'un İlyada'sından öğreniyoruz. Bu kitapta Anadolu'nun MÖ 10-3. binyıl arasına tarihlenebilecek erken tarihindeki Asurlularla Hititliler, klasik çağ öncesinin ve klasik çağın iki Anadolu uygarlığı olan Frigyalılarla Lidyalılar, Yunan kolonileri döneminin kent devletleri, Anadolu'daki Pers egemenliği, Büyük İskender'in Anadolu'yu istilasıyla başlayan Helenizm dönemi ve Anadolu'daki Roma egemenliği dönemi inceleniyor. Elmar Schwertheim, Münster Üniversitesi'nde Eskiçağ Tarihi profesörü ve aynı üniversitenin Küçük Asya Araştırmaları Enstitüsü başkanı.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.