#smrgKİTABEVİ Araba Sevdası - Eleştirel Basım -
Recaizade Mahmut Ekrem' in Araba Sevdası, kendi çağına tanıklık eden bir yazarın, roman aracılığıyla toplumsal bir eleştiriyi dile getirdiği en özgün örneklerden birisidir.
İlk taslağının 1889' da yazıldığı tahmin edilen, 1896' da Servet-i Fünun'da tefrika edilen ve ardından 1898' de kitaplaştırılan Araba Sevdası, Tanzimat sonrası dönemde öne çıkan en önemli Türkçe romandır. Sultan Abdülaziz döneminde geçen romanda, İstanbul'un mirasyedi çevrelerinde görülen “alafranga züppe” tipi abartılarak bir aşk hikâyesinin içine yerleştirilir. Bu eleştirel basımda, Araba Sevdası'nın orijinalinde yer alan resimlerin yanı sıra tefrika ile kitap arasındaki farklara, romanın kaynaklarını ve göndermelerini belirginleştiren metinlere, haritalara ve resimlere de yer verilmiştir.
“Recaizade Ekrem' i çağdaşları arasında benzersiz kılan, tüm eylemleri eylemsizliğe, tüm öykünmeleri başarısızlığa, duyguyu abes duygusallığa ve düşü -ki yaratıcılığı da içerir- yokluğa dönüştüren bir roman yazmış olmasıdır.” - Jale Parla
Recaizade Mahmut Ekrem' in Araba Sevdası, kendi çağına tanıklık eden bir yazarın, roman aracılığıyla toplumsal bir eleştiriyi dile getirdiği en özgün örneklerden birisidir.
İlk taslağının 1889' da yazıldığı tahmin edilen, 1896' da Servet-i Fünun'da tefrika edilen ve ardından 1898' de kitaplaştırılan Araba Sevdası, Tanzimat sonrası dönemde öne çıkan en önemli Türkçe romandır. Sultan Abdülaziz döneminde geçen romanda, İstanbul'un mirasyedi çevrelerinde görülen “alafranga züppe” tipi abartılarak bir aşk hikâyesinin içine yerleştirilir. Bu eleştirel basımda, Araba Sevdası'nın orijinalinde yer alan resimlerin yanı sıra tefrika ile kitap arasındaki farklara, romanın kaynaklarını ve göndermelerini belirginleştiren metinlere, haritalara ve resimlere de yer verilmiştir.
“Recaizade Ekrem' i çağdaşları arasında benzersiz kılan, tüm eylemleri eylemsizliğe, tüm öykünmeleri başarısızlığa, duyguyu abes duygusallığa ve düşü -ki yaratıcılığı da içerir- yokluğa dönüştüren bir roman yazmış olmasıdır.” - Jale Parla