#smrgKİTABEVİ Arafta Firari - 2022
Daha önce yazdıkları şiir idiyse, Rafet Arslan'ın Arafta Firari (f'lere, r'lere ve bilhassa a'lara dikkat) toplamı bir iç dökme sayılmalı. Ama "karşıdan karşıya geçer gibi…" Kim söylemişti sahi, soyut ekpresiyonistlerden biri? O boyarken, biz bakarken ortalığı karıştıran evvela Hollandalı. De Kooning olmalı. Karşıdan karşıya geçer gibi yazmış Rafet Arslan. Şiddete maruz kalmış tuşların iniltilerine kulak vererek.
Mısra aralarında ikinci tekile göçüp "sen" demelerine bakılmasın. En sen dediğinde ben der gibi. İç döker gibi ama değil. Dışında, dışarıda, gayri- hakiki hayatta ve hayalde görünenleri (bir şey olmadığından) için(d)e bocalıyor. Zihninin ve tininin başına neler geldiğini sizler okuyacaksınız. İkisinin arasındaki kısa mesafeye aldanacaksınız. Oysa şairin kendinde durmak dinlenmek bilmeyen bir devr-i daim öfke yazıya koşuyor.
Arafta Firari mısralarında meleklerin şeytan kuyrukları çıkıyor, kan sızdım demeden pıhtılaşıyor, yaşıyor bildiklerimiz mutantlaşıyor, şeylerin avatarları oluyor, geçmiş bugünün yakasına yapışıyor. Bildiğimiz, unuttuğumuz, bildiğimiz ve (u)yuttuğumuz gezegen son turuna girmişken apaçık yalpalamaya başlıyor.
Bir dikişte okunmalı Arslan'ın şiirleri. Gideceği yere gittikleri, oralarda usluca kalacaklarını umarken gurul-gürül ve bilhassa karanlık saatlerde zuhur edeceklerini göreceksiniz. - Serhan Ada
Daha önce yazdıkları şiir idiyse, Rafet Arslan'ın Arafta Firari (f'lere, r'lere ve bilhassa a'lara dikkat) toplamı bir iç dökme sayılmalı. Ama "karşıdan karşıya geçer gibi…" Kim söylemişti sahi, soyut ekpresiyonistlerden biri? O boyarken, biz bakarken ortalığı karıştıran evvela Hollandalı. De Kooning olmalı. Karşıdan karşıya geçer gibi yazmış Rafet Arslan. Şiddete maruz kalmış tuşların iniltilerine kulak vererek.
Mısra aralarında ikinci tekile göçüp "sen" demelerine bakılmasın. En sen dediğinde ben der gibi. İç döker gibi ama değil. Dışında, dışarıda, gayri- hakiki hayatta ve hayalde görünenleri (bir şey olmadığından) için(d)e bocalıyor. Zihninin ve tininin başına neler geldiğini sizler okuyacaksınız. İkisinin arasındaki kısa mesafeye aldanacaksınız. Oysa şairin kendinde durmak dinlenmek bilmeyen bir devr-i daim öfke yazıya koşuyor.
Arafta Firari mısralarında meleklerin şeytan kuyrukları çıkıyor, kan sızdım demeden pıhtılaşıyor, yaşıyor bildiklerimiz mutantlaşıyor, şeylerin avatarları oluyor, geçmiş bugünün yakasına yapışıyor. Bildiğimiz, unuttuğumuz, bildiğimiz ve (u)yuttuğumuz gezegen son turuna girmişken apaçık yalpalamaya başlıyor.
Bir dikişte okunmalı Arslan'ın şiirleri. Gideceği yere gittikleri, oralarda usluca kalacaklarını umarken gurul-gürül ve bilhassa karanlık saatlerde zuhur edeceklerini göreceksiniz. - Serhan Ada