20. yüzyılın sonlarından itibaren Alman İmparatorluğu ile Osmanlı Devleti arasındaki ilişkiler giderek yakınlaşmıştır. Bu yakınlaşmanın bir nedenini Alman İmparatoru II. Wilhelm'in İngilizlerin Dünya hegemonyasına meydan okuma planları çerçevesinde Müslüman sömürgelerinde huzursuzluk ve isyan çıkarma isteği oluşturmuştur. Almanya'nın bu bağlamda görevlendirdiği en yetenekli isimlerden birisi olan Max von Oppenheim hem sivil hem de devlet görevlisi olarak, 1883 yılından itibaren birçok kez Osmanlı topraklarına seyahatler düzenlemiş ve başta Mısır olmak üzere, Irak Suriye ve Arabistan'daki yerel koşullar hakkında bilgi ve tecrübe sahibi olmuştur.
1914 yılında Birinci Dünya Savaşı'nın çıkması, Alman İmparatorluğu'nun uzun yıllardır hazırlığını yaptığı İngiltere'ye karşı Müslümanların ayaklandırması politikasını hayata geçirmesine neden olmuştur. 1915 yılında geldiği İstanbul'da, Almanya'nın savaşta müttefiki olan Osmanlı Devleti'nde, savaş propagandasını yürütmeye yönelik bir teşkilat kuran Oppenheim, Almanya'nın hem kültürel hem de iktisadi propagandasını yürütmüştür. "Arkeolojik Çalışmaların Gölgesinde Almanya'nın Doğu Politikası" isimli çalışmada Max von Oppenheim'ın görevleri değişiklik gösterse de Osmanlı Devleti'nde bulunduğu süre içerisindeki faaliyetlerinin asıl amacının, Almanya'nın bu topraklardaki çıkarlarını geliştirmek, savunmak ve propagandasını yapmak olduğu ortaya koymaktadır.