#smrgSAHAF Artrit ve Sanat - 2001
Hayvanları avlamak için peşinden koşup, koşup, koşup durmak gerekmiyordu; elleriyle yaptığı sivri şeyleri hayvana fırlatıp onu devirebiliyordu. Başka böyle aletler de yapabilirdi; sivri, uzun, kısa, künt... Hatta bir de yuvarlak bir şey vardı kafasında, buradan yuvarladın mı tıkır tıkır aşağı gitmeliydi, belki tıkırlak derdi adına... Bu işini çok kolaylaştırırdı, çünkü beli de ağrıyordu ayağa kalkalı beri. Bazı ağır şeyleri sırtı ağrıyor diye başının üstünde taşımıştı, o günden beri boynu da ağrıyordu. Yine de iyi olmuştu ama ayağa dikildiği. Boşta kalan eleriyle Homo Erectus Hanım'a sarılabiliyordu artık. Renkli toprakları mağaranın duvarlarına sürüp avladığı hayvanların suretlerini oraya çıkarmayı da öğrenmişti. Bunu yaparken el bileklerinden gelen çıtır çıtır sesleri dinliyor, parmak ağrıları dayanılmaz olursa ne yapacağını düşünüyordu. Onu o zaman düşünürüm, dedi kendi kendine ve ağrıyan yerlerine ‘eklem' adını verdi.
O günden beri eklemleri zaman zaman ağrıyor insanoğlunun. O da bu ağrıyı alıyor, resimliyor, çiziyor, sanat eserlerine dönüştürüyor.
Artrit ve Sanat, ilk insan kadar eski eklem hastalıkları ve artrite tıp dışından bir bakış. Edebiyatçılar, plastik sanatçılar, sanat tarihçileri ve çizerler, ekleme ve hastalıklarına kendi alanlarından, sanatçı gözüyle baktılar.
Çeşitli sanatçıların açtıkları pencerelerden ekleme bakmaya ne dersiniz?
Hayvanları avlamak için peşinden koşup, koşup, koşup durmak gerekmiyordu; elleriyle yaptığı sivri şeyleri hayvana fırlatıp onu devirebiliyordu. Başka böyle aletler de yapabilirdi; sivri, uzun, kısa, künt... Hatta bir de yuvarlak bir şey vardı kafasında, buradan yuvarladın mı tıkır tıkır aşağı gitmeliydi, belki tıkırlak derdi adına... Bu işini çok kolaylaştırırdı, çünkü beli de ağrıyordu ayağa kalkalı beri. Bazı ağır şeyleri sırtı ağrıyor diye başının üstünde taşımıştı, o günden beri boynu da ağrıyordu. Yine de iyi olmuştu ama ayağa dikildiği. Boşta kalan eleriyle Homo Erectus Hanım'a sarılabiliyordu artık. Renkli toprakları mağaranın duvarlarına sürüp avladığı hayvanların suretlerini oraya çıkarmayı da öğrenmişti. Bunu yaparken el bileklerinden gelen çıtır çıtır sesleri dinliyor, parmak ağrıları dayanılmaz olursa ne yapacağını düşünüyordu. Onu o zaman düşünürüm, dedi kendi kendine ve ağrıyan yerlerine ‘eklem' adını verdi.
O günden beri eklemleri zaman zaman ağrıyor insanoğlunun. O da bu ağrıyı alıyor, resimliyor, çiziyor, sanat eserlerine dönüştürüyor.
Artrit ve Sanat, ilk insan kadar eski eklem hastalıkları ve artrite tıp dışından bir bakış. Edebiyatçılar, plastik sanatçılar, sanat tarihçileri ve çizerler, ekleme ve hastalıklarına kendi alanlarından, sanatçı gözüyle baktılar.
Çeşitli sanatçıların açtıkları pencerelerden ekleme bakmaya ne dersiniz?