Deleuze ve Guattari'de bir “arzu politikası” tam da buradan itibaren düşünülebilir hale gelir. Onların gözünde arzu, direniş ve özgürleşme için, yeni yaşam tarzları ve yeni düşünme biçimleri için stratejik bir kaynaktır. Ne verilidir ne de kendiliğindendir. Aksine onu üretmek gerekir. Etik ve politika, yalnızca arzunun bu yaratıcı ve genişleyen toplumsal üretimidir.
İşte bu küçük kitap, Deleuze ve Guattari etkisinin nasıl da yaşamın farklılaşabilme gücüne duyulan bu inançta düğümlendiğini gösteriyor. Arzunun öngörülemez yaratıcılığına inanıyorsak eğer, gerçekleştirilebilir olanın imkânsızın ta kendisi olduğuna da inanmamız gerektiğini hatırlatıyor.
Deleuze ve Guattari'de bir “arzu politikası” tam da buradan itibaren düşünülebilir hale gelir. Onların gözünde arzu, direniş ve özgürleşme için, yeni yaşam tarzları ve yeni düşünme biçimleri için stratejik bir kaynaktır. Ne verilidir ne de kendiliğindendir. Aksine onu üretmek gerekir. Etik ve politika, yalnızca arzunun bu yaratıcı ve genişleyen toplumsal üretimidir.
İşte bu küçük kitap, Deleuze ve Guattari etkisinin nasıl da yaşamın farklılaşabilme gücüne duyulan bu inançta düğümlendiğini gösteriyor. Arzunun öngörülemez yaratıcılığına inanıyorsak eğer, gerçekleştirilebilir olanın imkânsızın ta kendisi olduğuna da inanmamız gerektiğini hatırlatıyor.