#smrgKİTABEVİ Arzu ve Kapitalizm İlişkisi (Kapitalizm Arzuları Kışkırtır mı Yoksa Bastırır mı?) - 2023
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Sebat Ofset
Dizi Adı:
Sosyoloji
ISBN-10:
6253961145
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
17x24
Sayfa Sayısı:
326
Basım Yeri:
Konya
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
212,00
Havale/EFT ile:
205,64
Bu üründen 1 adet satın alınmıştır.
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199217517
604138
https://www.simurgkitabevi.com/arzu-ve-kapitalizm-iliskisi-kapitalizm-arzulari-kiskirtir-mi-yoksa-bastirir-mi-2023
Arzu ve Kapitalizm İlişkisi (Kapitalizm Arzuları Kışkırtır mı Yoksa Bastırır mı?) - 2023 #smrgKİTABEVİ
212.00
Günümüzden uzunca bir süre önce Rousseau, “gereksinimi olmayan insanlara hangi boyunduruk dayatılabilir?” diye sormaktadır.
Bauman şimdiki insanların atalarının ömürlerini üretim bandının birbirini tekrar eden devirleri arasında geçirdiklerini fakat onların macera peşinde koştuklarını, çekici bir şeyden ötekine, bir ayartmadan diğerine kapıldıklarını belirtir. Her bir ayartma, çekicilik bir öncekinden daha yeni ve farklıdır. Ona göre üretimi ve tüketimi sürdürebilmek için satın alma hevesinin sönmesine müsaade edilmemelidir. Bu nasıl gerçekleştirilecektir? Küresel rekabetin her yeri saran savaşında kitlelerin dikkatini cezp etmek için onların arzuları uyandırılmalıdır ve bunun için de ne gerekiyorsa yapılmalıdır.
Campbell, insanların sürekli olarak arzulamalarının kökeninde gerçeklik ile düşler arasındaki uyuşmazlığın yattığını belirtmektedir. Düşlerin sağladığı mükemmel hazlar vardır, o hazlara yol açan nesneleri aldığımızda ise bir tür hayal kırıklığı yaşarız (gerçeklik tarafı), kendilerine yönelik düşler oluştur duğumuz bu nesnenin hiç de göründüğü gibi olmadığını anlarız. Bu sefer, yaşamış olduğumuz hayal kırıklığını, başka bir olumlu şeyle, yeni bir nesneye yönelik düşler kurmayla ve onu arzulamayla aşarız. Düşlerle gerçekliğin bu ortaklığı yeni bir nesneye yönelik arzunun uyanmasına, o nesneden bir başkasına ilgi duymamıza, vb.'ne sebep olur.
Arzulamanın sürekli olarak devam etmekliği, onları birbirlerine yakınlaştırır. Ancak bu ötelemenin, doyurulmamanın gerekçeleri bambaşkadır. Lyotard'daki arzunun devamlılığı, fantezi sayesinde sağlanır oysa Deleuze ve Guattari tam da buna karşı çıkarlar. Fantezi, hiçbir gerçekliğe referansta bulunmaz yani kurgusaldır. Deleuze ve Guattari'nin uyardıkları hataya Lyotard'ın düştüğünü, bundan dolayı onun öne sürdüğü şeylerin hiçbir değerinin olmadığını düşünebiliriz. Fakat gerçek, böyle değildir.
Bauman şimdiki insanların atalarının ömürlerini üretim bandının birbirini tekrar eden devirleri arasında geçirdiklerini fakat onların macera peşinde koştuklarını, çekici bir şeyden ötekine, bir ayartmadan diğerine kapıldıklarını belirtir. Her bir ayartma, çekicilik bir öncekinden daha yeni ve farklıdır. Ona göre üretimi ve tüketimi sürdürebilmek için satın alma hevesinin sönmesine müsaade edilmemelidir. Bu nasıl gerçekleştirilecektir? Küresel rekabetin her yeri saran savaşında kitlelerin dikkatini cezp etmek için onların arzuları uyandırılmalıdır ve bunun için de ne gerekiyorsa yapılmalıdır.
Campbell, insanların sürekli olarak arzulamalarının kökeninde gerçeklik ile düşler arasındaki uyuşmazlığın yattığını belirtmektedir. Düşlerin sağladığı mükemmel hazlar vardır, o hazlara yol açan nesneleri aldığımızda ise bir tür hayal kırıklığı yaşarız (gerçeklik tarafı), kendilerine yönelik düşler oluştur duğumuz bu nesnenin hiç de göründüğü gibi olmadığını anlarız. Bu sefer, yaşamış olduğumuz hayal kırıklığını, başka bir olumlu şeyle, yeni bir nesneye yönelik düşler kurmayla ve onu arzulamayla aşarız. Düşlerle gerçekliğin bu ortaklığı yeni bir nesneye yönelik arzunun uyanmasına, o nesneden bir başkasına ilgi duymamıza, vb.'ne sebep olur.
Arzulamanın sürekli olarak devam etmekliği, onları birbirlerine yakınlaştırır. Ancak bu ötelemenin, doyurulmamanın gerekçeleri bambaşkadır. Lyotard'daki arzunun devamlılığı, fantezi sayesinde sağlanır oysa Deleuze ve Guattari tam da buna karşı çıkarlar. Fantezi, hiçbir gerçekliğe referansta bulunmaz yani kurgusaldır. Deleuze ve Guattari'nin uyardıkları hataya Lyotard'ın düştüğünü, bundan dolayı onun öne sürdüğü şeylerin hiçbir değerinin olmadığını düşünebiliriz. Fakat gerçek, böyle değildir.
Günümüzden uzunca bir süre önce Rousseau, “gereksinimi olmayan insanlara hangi boyunduruk dayatılabilir?” diye sormaktadır.
Bauman şimdiki insanların atalarının ömürlerini üretim bandının birbirini tekrar eden devirleri arasında geçirdiklerini fakat onların macera peşinde koştuklarını, çekici bir şeyden ötekine, bir ayartmadan diğerine kapıldıklarını belirtir. Her bir ayartma, çekicilik bir öncekinden daha yeni ve farklıdır. Ona göre üretimi ve tüketimi sürdürebilmek için satın alma hevesinin sönmesine müsaade edilmemelidir. Bu nasıl gerçekleştirilecektir? Küresel rekabetin her yeri saran savaşında kitlelerin dikkatini cezp etmek için onların arzuları uyandırılmalıdır ve bunun için de ne gerekiyorsa yapılmalıdır.
Campbell, insanların sürekli olarak arzulamalarının kökeninde gerçeklik ile düşler arasındaki uyuşmazlığın yattığını belirtmektedir. Düşlerin sağladığı mükemmel hazlar vardır, o hazlara yol açan nesneleri aldığımızda ise bir tür hayal kırıklığı yaşarız (gerçeklik tarafı), kendilerine yönelik düşler oluştur duğumuz bu nesnenin hiç de göründüğü gibi olmadığını anlarız. Bu sefer, yaşamış olduğumuz hayal kırıklığını, başka bir olumlu şeyle, yeni bir nesneye yönelik düşler kurmayla ve onu arzulamayla aşarız. Düşlerle gerçekliğin bu ortaklığı yeni bir nesneye yönelik arzunun uyanmasına, o nesneden bir başkasına ilgi duymamıza, vb.'ne sebep olur.
Arzulamanın sürekli olarak devam etmekliği, onları birbirlerine yakınlaştırır. Ancak bu ötelemenin, doyurulmamanın gerekçeleri bambaşkadır. Lyotard'daki arzunun devamlılığı, fantezi sayesinde sağlanır oysa Deleuze ve Guattari tam da buna karşı çıkarlar. Fantezi, hiçbir gerçekliğe referansta bulunmaz yani kurgusaldır. Deleuze ve Guattari'nin uyardıkları hataya Lyotard'ın düştüğünü, bundan dolayı onun öne sürdüğü şeylerin hiçbir değerinin olmadığını düşünebiliriz. Fakat gerçek, böyle değildir.
Bauman şimdiki insanların atalarının ömürlerini üretim bandının birbirini tekrar eden devirleri arasında geçirdiklerini fakat onların macera peşinde koştuklarını, çekici bir şeyden ötekine, bir ayartmadan diğerine kapıldıklarını belirtir. Her bir ayartma, çekicilik bir öncekinden daha yeni ve farklıdır. Ona göre üretimi ve tüketimi sürdürebilmek için satın alma hevesinin sönmesine müsaade edilmemelidir. Bu nasıl gerçekleştirilecektir? Küresel rekabetin her yeri saran savaşında kitlelerin dikkatini cezp etmek için onların arzuları uyandırılmalıdır ve bunun için de ne gerekiyorsa yapılmalıdır.
Campbell, insanların sürekli olarak arzulamalarının kökeninde gerçeklik ile düşler arasındaki uyuşmazlığın yattığını belirtmektedir. Düşlerin sağladığı mükemmel hazlar vardır, o hazlara yol açan nesneleri aldığımızda ise bir tür hayal kırıklığı yaşarız (gerçeklik tarafı), kendilerine yönelik düşler oluştur duğumuz bu nesnenin hiç de göründüğü gibi olmadığını anlarız. Bu sefer, yaşamış olduğumuz hayal kırıklığını, başka bir olumlu şeyle, yeni bir nesneye yönelik düşler kurmayla ve onu arzulamayla aşarız. Düşlerle gerçekliğin bu ortaklığı yeni bir nesneye yönelik arzunun uyanmasına, o nesneden bir başkasına ilgi duymamıza, vb.'ne sebep olur.
Arzulamanın sürekli olarak devam etmekliği, onları birbirlerine yakınlaştırır. Ancak bu ötelemenin, doyurulmamanın gerekçeleri bambaşkadır. Lyotard'daki arzunun devamlılığı, fantezi sayesinde sağlanır oysa Deleuze ve Guattari tam da buna karşı çıkarlar. Fantezi, hiçbir gerçekliğe referansta bulunmaz yani kurgusaldır. Deleuze ve Guattari'nin uyardıkları hataya Lyotard'ın düştüğünü, bundan dolayı onun öne sürdüğü şeylerin hiçbir değerinin olmadığını düşünebiliriz. Fakat gerçek, böyle değildir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.