#smrgSAHAF Aşağı Meriç Vadisi Taşkın Ovası ve Deltasının Alüviyal Jeomorfolojisi = Aluvial Geomorphology of Lower Meriç Valley Flood Plain and Its Delta -

Stok Kodu:
1199049193
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
364 s. + h
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1977
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe - İngilizce
Kategori:
0,00
1199049193
435189
Aşağı Meriç Vadisi Taşkın Ovası ve Deltasının Alüviyal Jeomorfolojisi = Aluvial Geomorphology of Lower Meriç Valley Flood Plain and Its Delta -
Aşağı Meriç Vadisi Taşkın Ovası ve Deltasının Alüviyal Jeomorfolojisi = Aluvial Geomorphology of Lower Meriç Valley Flood Plain and Its Delta - #smrgSAHAF
0.00
Aşağı Meriç Vadisi, Trakya'nın en az tanınan bir köşesidir. Çevrenin jeolojik yapısının nisbeten basit olması yanında, son yıllara kadar vadi tabanının daimi bataklıklarla kaplı oluşu ve ayrıca stratejik bakımdan bir hudut bölgesi teşkil etmesi, eskiden buyana Trakya'da çalışmalarda bulunanların, araştırmalarını bu sahaya kaydırmamalarının esas nedenini teşkil etmiştir. Daha sonraki yıllarda petrol ve tabiî gaz rezervlerinin bulunabileceği ihtimali düşünülerek oldukça kesif bir çalışma dönemine girilmiş, çok sayıda rapor ve harita meydana getirilmiştir. Ancak, bu çalışmaların hemen hemen çoğunda yerel araştırma neticeleriyle, bazı formasyonların petrol nitelikleri üzerinde durulmuş ve araştırmalardan bir netice alınamayınca saha çalışmaları da durdurulmuştur.

Ergene Havzası'nın tektonik ve jeomorfolojik gelişme safhalarına ışık tutacak birçok problemi ve bu problemlerin çözümlenmesinde yardımcı olacak ipuçlarını bünyesinde saklayan Aşağı Meriç Vadisi, buna rağmen son yıllarda dahi yerbilimciler tarafından çalışma alanı olarak pek ilgi görmemiştir.

Geniş ve çok büyük bir birikim alanı olan Aşağı Meriç Vadisi; kuruluş hususiyetleri, gelişme safhaları, dolgunun teşekkülü, dolgu yüzeyini şekillendiren vetireleri ve oluşan aşınım ve birikim şekillerinin çeşitliliği ile alüviyal jeomorfoloji bakımından hemen tamamen meçhul, fakat çok cazip bir saha olarak araştırılmadan günümüze kadar gelmiştir.

Bu nedenle Aşağı Meriç Vadisi çalışma alanı olarak seçilmiş, alüviyal saha incelemelerinin bütün imkânsızlık ve güçlüklerine rağmen dört yıllık araştırmalarımız birçok bakımlardan büyük önem taşıyan bulgularımızla değer kazanmıştır.

Bu ilginç çalışma konusunu hazırlama imkânını bana veren ve çalışmalarımın her döneminde ufuk açıcı fikirleriyle yol gösteren, ayrıca araştırma sahama gelmek ve çalışmalarımı yerinde görmek lütfunda bulunan muhterem hocam Prof. Dr. Sırrı Erinç'e içten minnet ve şükran borçluyum. -Kemal Göçmen (Önsözden)

Aşağı Meriç Vadisi, Trakya'nın en az tanınan bir köşesidir. Çevrenin jeolojik yapısının nisbeten basit olması yanında, son yıllara kadar vadi tabanının daimi bataklıklarla kaplı oluşu ve ayrıca stratejik bakımdan bir hudut bölgesi teşkil etmesi, eskiden buyana Trakya'da çalışmalarda bulunanların, araştırmalarını bu sahaya kaydırmamalarının esas nedenini teşkil etmiştir. Daha sonraki yıllarda petrol ve tabiî gaz rezervlerinin bulunabileceği ihtimali düşünülerek oldukça kesif bir çalışma dönemine girilmiş, çok sayıda rapor ve harita meydana getirilmiştir. Ancak, bu çalışmaların hemen hemen çoğunda yerel araştırma neticeleriyle, bazı formasyonların petrol nitelikleri üzerinde durulmuş ve araştırmalardan bir netice alınamayınca saha çalışmaları da durdurulmuştur.

Ergene Havzası'nın tektonik ve jeomorfolojik gelişme safhalarına ışık tutacak birçok problemi ve bu problemlerin çözümlenmesinde yardımcı olacak ipuçlarını bünyesinde saklayan Aşağı Meriç Vadisi, buna rağmen son yıllarda dahi yerbilimciler tarafından çalışma alanı olarak pek ilgi görmemiştir.

Geniş ve çok büyük bir birikim alanı olan Aşağı Meriç Vadisi; kuruluş hususiyetleri, gelişme safhaları, dolgunun teşekkülü, dolgu yüzeyini şekillendiren vetireleri ve oluşan aşınım ve birikim şekillerinin çeşitliliği ile alüviyal jeomorfoloji bakımından hemen tamamen meçhul, fakat çok cazip bir saha olarak araştırılmadan günümüze kadar gelmiştir.

Bu nedenle Aşağı Meriç Vadisi çalışma alanı olarak seçilmiş, alüviyal saha incelemelerinin bütün imkânsızlık ve güçlüklerine rağmen dört yıllık araştırmalarımız birçok bakımlardan büyük önem taşıyan bulgularımızla değer kazanmıştır.

Bu ilginç çalışma konusunu hazırlama imkânını bana veren ve çalışmalarımın her döneminde ufuk açıcı fikirleriyle yol gösteren, ayrıca araştırma sahama gelmek ve çalışmalarımı yerinde görmek lütfunda bulunan muhterem hocam Prof. Dr. Sırrı Erinç'e içten minnet ve şükran borçluyum. -Kemal Göçmen (Önsözden)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat