İnsanı yeniden inşa etmek, onu yaşadığı çağın insanı haline getirmek, fikirlerini, hayallerini yüceltmek, yepyeni rüyalar göstermek ve o rüyalarını yeniden yorumlamak; düşmüşse düştüğü yerden kaldırmak, onu Hakk'a ve hakikate hazırlamak, kulluk bilinciyle donatıp Allah'a layık hale getirmek. Gerçekte peygamberlerin ve onların izinden giden Hak dostlarının ve aydınlanmış gönülerin misyonu ve insanlığa mirası da budur. Bu miras, putlaştırılan bütün sahte düşüncelerden kurtulup insanlığın yeniden inşa edilmesini sağlayacak biricik gerçektir, başka bir şey değil. Burada konumuz olan Yunus Emre de insanlığı düştüğü yerden kaldıranlardan, benlik çukurundan kurtaranlardan biridir.
Yunus, varlığının, hakikatinin ve İslam'ın aslından uzaklaşmanın insanlığın kendine gelmesi için bütün değerleri yeniden yorumladı. İrfan terbiyesinden geçen her arif gibi oda bazı yanlışları söküp yerine yepyeni değerler koydu. Yaşadığını söyledi, söylediğini yaşadı. Kendimize gelmemiz için gönülerimizi sarstı gitti.
Yunus,13.asrın sonlarında yanan gönülere, terleyen alınlara bir saba meltemi gibi esti, içimizi serinletti. Can kulağımızı açtı. Aşk illerinden bize şirin haberler getirdi. Varlık ve yaratılışla ilgili sorularımıza cevaplar verdi.
“Aşk Dilimiz Yunus Emre” adlı eser; Yunus'un günümüz insanınca daha iyi anlaşılması, düşüncelerinin daha doğru ve sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmesi için hazırlanmıştır. Bu eserde gönül dilimiz Yunus Emre'nin hayatı, eserleri ve görüşlerinden başka 61 ilahisinin yorumu yapılmaktadır.