Şöpenhavr ile Hartmanın felsefî temellerini kurdukları formüllere göre ruhu dolduran aşk, tabiatin bir oyunudur. Kadının erkekten dilediği gibi aşk içinde birleşmek, insanın psikolojik ve fiziyolojik tabiatine muhalif olan fedakârlıkları istilzam eder.
Fakat yeni devrin kadınları karşılaştıkları bütün istihzalara rağmen rüya âleminin aşkını istemiye devam etmiş ve şairlerin hayalleri peşinde koşmuşlardır.
Şiir, binlerce yıldanberi, aşkı, esrarengiz ve hailevî bir kudret olarak tasvir ediyordu. Fakat ayni sevi nesir ile yazan ve hayatın bu büyük ihtirastan uzak yaşadığı zaman renksiz ve yoksul kaldığını söyliyenler, ahlâksız sayılıyordu.
Şiir, her devirde, aşkın büyüklüğünü anlatmakta idi. Ayni şeyi nesir ile anlatacak ve aşkın en yüksek heyecan olduğunu söyliyecek olursak bu hareket, mübalâğa telâkki ediliyordu.
Çünkü bugünün insanları şiiri, eskisi gibi saymıyorlar. (Kitaptan)
Şöpenhavr ile Hartmanın felsefî temellerini kurdukları formüllere göre ruhu dolduran aşk, tabiatin bir oyunudur. Kadının erkekten dilediği gibi aşk içinde birleşmek, insanın psikolojik ve fiziyolojik tabiatine muhalif olan fedakârlıkları istilzam eder.
Fakat yeni devrin kadınları karşılaştıkları bütün istihzalara rağmen rüya âleminin aşkını istemiye devam etmiş ve şairlerin hayalleri peşinde koşmuşlardır.
Şiir, binlerce yıldanberi, aşkı, esrarengiz ve hailevî bir kudret olarak tasvir ediyordu. Fakat ayni sevi nesir ile yazan ve hayatın bu büyük ihtirastan uzak yaşadığı zaman renksiz ve yoksul kaldığını söyliyenler, ahlâksız sayılıyordu.
Şiir, her devirde, aşkın büyüklüğünü anlatmakta idi. Ayni şeyi nesir ile anlatacak ve aşkın en yüksek heyecan olduğunu söyliyecek olursak bu hareket, mübalâğa telâkki ediliyordu.
Çünkü bugünün insanları şiiri, eskisi gibi saymıyorlar. (Kitaptan)