#smrgKİTABEVİ Aslında... -
Aslında her metnin “ebesi” de şiirdir.
Bizim sesimiz aslında yaşadığımız coğrafyanın, kişisel ve toplumsal tarihimizin ve belleğimizin bize bağışladığı bir “tını”dır.
Aslında yazmıyorum da bir şey çekip izletiyorum gibi.
Aslında klasik diye adlandırdığımız bütün yönetmenlerin bir sinema felsefecisi gibi yaşadıklarını söyleyebiliriz.
Aslında, iyilik kendiliğinden ve istenmeden vermek değil midir?
“Sinemanın atına binmiş, edebiyatı kırbaç yapmış” bir yazarla söyleşiler… Hekim sıfatıyla hastalarının, yazarlığıyla Anadolu'nun sır kâtibi olan Ercan Kesal, edebiyatla ilgili, eserleriyle ilgili, memleketle ilgili, hal-i pürmelâlimizle ilgili, taşrayla ilgili, insan halleriyle ilgili, umut ve direnişle ilgili, ahlâkla ve vicdanla ilgili, sinemayla ilgili sohbet ediyor bizimle.
ERCAN KESAL 1959 Avanos/Nevşehir doğumlu. 1984 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Uzun yıllar Ankara, Keskin, Bala ve köylerinde sağlık ocağı hekimliği yaptı. Serbest hekimliğe başladığı yıllarda uygulamalı psikoloji ve sosyal antropoloji eğitimleri aldı. İlk şiir ve yazıları, tıp fakültesi öğrencisiyken, İzmir'de çıkan Dönem dergisinde yayımlandı. Mecburi hizmet yıllarında Son Reçete dergisinde söyleşiler yaptı, yazılar yazdı. 1990 yılından sonra geldiği İstanbul'da, Era Yayınları'nın kurucularından oldu. Şizofrengi'de yazdı. Radikal ve BirGün gazetelerinde hikâyeleri ve denemeleri yayımlandı. Senaryolar yazdı. “Uzak” filmindeki rolüyle başlayan sinema serüveni daha sonra birçok filmde oyuncu ve senarist olarak devam etti. İletişim Yayınları'ndan 2013'te Peri Gazozu, 2015'te Nasipse Adayız, 2016'da Cin Aynası ve 2017'de Bozkırda Bir Gece Yarısı (Behnan Shabbir'in çizgileriyle) adlı kitapları yayımlandı. Söyleşileri 2017'de “Aslında...” adıyla kitaplaştı. 2017'de Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlanmış Zamanın İzinde isimli bir kitabı da vardır (Enis Rıza'yla birlikte).
Aslında her metnin “ebesi” de şiirdir.
Bizim sesimiz aslında yaşadığımız coğrafyanın, kişisel ve toplumsal tarihimizin ve belleğimizin bize bağışladığı bir “tını”dır.
Aslında yazmıyorum da bir şey çekip izletiyorum gibi.
Aslında klasik diye adlandırdığımız bütün yönetmenlerin bir sinema felsefecisi gibi yaşadıklarını söyleyebiliriz.
Aslında, iyilik kendiliğinden ve istenmeden vermek değil midir?
“Sinemanın atına binmiş, edebiyatı kırbaç yapmış” bir yazarla söyleşiler… Hekim sıfatıyla hastalarının, yazarlığıyla Anadolu'nun sır kâtibi olan Ercan Kesal, edebiyatla ilgili, eserleriyle ilgili, memleketle ilgili, hal-i pürmelâlimizle ilgili, taşrayla ilgili, insan halleriyle ilgili, umut ve direnişle ilgili, ahlâkla ve vicdanla ilgili, sinemayla ilgili sohbet ediyor bizimle.
ERCAN KESAL 1959 Avanos/Nevşehir doğumlu. 1984 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Uzun yıllar Ankara, Keskin, Bala ve köylerinde sağlık ocağı hekimliği yaptı. Serbest hekimliğe başladığı yıllarda uygulamalı psikoloji ve sosyal antropoloji eğitimleri aldı. İlk şiir ve yazıları, tıp fakültesi öğrencisiyken, İzmir'de çıkan Dönem dergisinde yayımlandı. Mecburi hizmet yıllarında Son Reçete dergisinde söyleşiler yaptı, yazılar yazdı. 1990 yılından sonra geldiği İstanbul'da, Era Yayınları'nın kurucularından oldu. Şizofrengi'de yazdı. Radikal ve BirGün gazetelerinde hikâyeleri ve denemeleri yayımlandı. Senaryolar yazdı. “Uzak” filmindeki rolüyle başlayan sinema serüveni daha sonra birçok filmde oyuncu ve senarist olarak devam etti. İletişim Yayınları'ndan 2013'te Peri Gazozu, 2015'te Nasipse Adayız, 2016'da Cin Aynası ve 2017'de Bozkırda Bir Gece Yarısı (Behnan Shabbir'in çizgileriyle) adlı kitapları yayımlandı. Söyleşileri 2017'de “Aslında...” adıyla kitaplaştı. 2017'de Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlanmış Zamanın İzinde isimli bir kitabı da vardır (Enis Rıza'yla birlikte).