#smrgSAHAF Ata ve İstanbul - 1983

Basıldığı Matbaa:
Hakan Ofset
Stok Kodu:
1199023003
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
167 + 24 s. albüm
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1983
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199023003
409099
Ata ve İstanbul -        1983
Ata ve İstanbul - 1983 #smrgSAHAF
0.00
Atatürk, bu bölümün başına aldığımız sözleriyle yakın tarihimizin çok önemli bir sorununa değinmiştir. Bu eseri hazırlarken karşılaştığımız en büyük güçlüklerden biri de Atatürk'ün özellikle 1899-1919 evresindeki "faaliyet ve temasları" ile ilgili kaynak ve bilgi yetersizliğidir. Her ne kadar bu dönemle ilgili anılar ve anektotlar varsa da bunlar, birtakım olasılıklar, varsayımlar, hatta gerçek dışı düşsel anlatımlara dayatıldığı için güvenilir birer belge olmak niteliğini taşımamaktadır. "Tarih", geçmiş olayların öyküsü yanında öncelikle rakama dayanan bir olgudur. Herhangi bir olayın yılı, ayı, günü belli değilse olayları gerçeklere uygun biçimde saptamak ve sağlıklı bir senteze bağlamak da mümkün olmaz. Bunun sonucu olarak da Atatürk'ün biyografisi, özellikle Mütareke dönemine kadardan evresi, içinden çıkılmaz bir kargaşa yumağı haline getirilmiştir.

Atatürk'ün yaşamındaki kimi boşlukları yakınlarının anılarından doldurmak da olası değil. Çünkü, Çanakkale'den döndükten sonra Sofya'ya hangi tarihte gidip döndüğünü; Halep'ten İstanbul'a gelip Anadolu'ya geçinceye kadar çeşitli kişi ve makamlarla yaptığı değinmeleri, tarihleri ve konularıyle saptayamıyorsak; hükümeti devirme girişimlerinin içyüzünü gereği gibi aydınlatamıyorsak; Perapalas'ta ve Fansaların evinde ne kadar oturduğunu, Şişli'deki eve hangi tarihte taşındığını kesin olarak bilemiyorsak; ve yaşamının daha nice önemli dönem ve dönemeç noktalarındaki karanlığı çözemiyorsak bu, yakınlarında yaşamış olanların zamanında not tutmamaları anılarını ve bildiklerini bir Hint masalı havası içinde yer, mekân ve zaman göstermeden yazmış olmalarındandır. Biz, bu eserle, Atatürk'ün İstanbul'daki faaliyet ve temaslarını bu masalımsı anlatımlardan soyutlayarak gerçeklere en uygun bir biçimde saptamaya, kimi olaylar üzerindeki sisi kaldırmaya çalıştık. Kimi özet arşivlerden, henüz yayınlanmamış anılardan, bugüne dek el sürülmeden koleksiyonların karanlığında kalmış yeni bilgi ve belgelerden de yararlandık. Böylece birçok olayları bilinmeyen yönleriyle ilk kez bu eserle gün ışığına çıkardık. Şurasını da özellikle belirteyim: Atatürk'ün İstanbul'daki yaşamının belge ve bilgi bakımından fakir olan 1899-1919 dönemine daha çok ağırlık verdik ve "Atatürk bugün Saray'da istirahat etti", "bugün filanca yerde gezintiye çıktı, filanca kişileri kabul etti" gibi ciltler dolduracak ayrıntılarla eserin hacmini şişirmek istemedik. Fakat, bu dönemde geçmiş önemli olaylara yeterince ve önemleri oranında yer verdik.

Bütün bu saydığımız nitelikleriyle ve yeni bilgi ve belgelerle her zaman başvurulması gereken kaynak bir yapıt oluşturduğumuz kanısındayız.

İlhamcısı sayın Çelik Gülersoy'a teşekkür ederek. -Sadi BORAK (Önsözden)

Atatürk, bu bölümün başına aldığımız sözleriyle yakın tarihimizin çok önemli bir sorununa değinmiştir. Bu eseri hazırlarken karşılaştığımız en büyük güçlüklerden biri de Atatürk'ün özellikle 1899-1919 evresindeki "faaliyet ve temasları" ile ilgili kaynak ve bilgi yetersizliğidir. Her ne kadar bu dönemle ilgili anılar ve anektotlar varsa da bunlar, birtakım olasılıklar, varsayımlar, hatta gerçek dışı düşsel anlatımlara dayatıldığı için güvenilir birer belge olmak niteliğini taşımamaktadır. "Tarih", geçmiş olayların öyküsü yanında öncelikle rakama dayanan bir olgudur. Herhangi bir olayın yılı, ayı, günü belli değilse olayları gerçeklere uygun biçimde saptamak ve sağlıklı bir senteze bağlamak da mümkün olmaz. Bunun sonucu olarak da Atatürk'ün biyografisi, özellikle Mütareke dönemine kadardan evresi, içinden çıkılmaz bir kargaşa yumağı haline getirilmiştir.

Atatürk'ün yaşamındaki kimi boşlukları yakınlarının anılarından doldurmak da olası değil. Çünkü, Çanakkale'den döndükten sonra Sofya'ya hangi tarihte gidip döndüğünü; Halep'ten İstanbul'a gelip Anadolu'ya geçinceye kadar çeşitli kişi ve makamlarla yaptığı değinmeleri, tarihleri ve konularıyle saptayamıyorsak; hükümeti devirme girişimlerinin içyüzünü gereği gibi aydınlatamıyorsak; Perapalas'ta ve Fansaların evinde ne kadar oturduğunu, Şişli'deki eve hangi tarihte taşındığını kesin olarak bilemiyorsak; ve yaşamının daha nice önemli dönem ve dönemeç noktalarındaki karanlığı çözemiyorsak bu, yakınlarında yaşamış olanların zamanında not tutmamaları anılarını ve bildiklerini bir Hint masalı havası içinde yer, mekân ve zaman göstermeden yazmış olmalarındandır. Biz, bu eserle, Atatürk'ün İstanbul'daki faaliyet ve temaslarını bu masalımsı anlatımlardan soyutlayarak gerçeklere en uygun bir biçimde saptamaya, kimi olaylar üzerindeki sisi kaldırmaya çalıştık. Kimi özet arşivlerden, henüz yayınlanmamış anılardan, bugüne dek el sürülmeden koleksiyonların karanlığında kalmış yeni bilgi ve belgelerden de yararlandık. Böylece birçok olayları bilinmeyen yönleriyle ilk kez bu eserle gün ışığına çıkardık. Şurasını da özellikle belirteyim: Atatürk'ün İstanbul'daki yaşamının belge ve bilgi bakımından fakir olan 1899-1919 dönemine daha çok ağırlık verdik ve "Atatürk bugün Saray'da istirahat etti", "bugün filanca yerde gezintiye çıktı, filanca kişileri kabul etti" gibi ciltler dolduracak ayrıntılarla eserin hacmini şişirmek istemedik. Fakat, bu dönemde geçmiş önemli olaylara yeterince ve önemleri oranında yer verdik.

Bütün bu saydığımız nitelikleriyle ve yeni bilgi ve belgelerle her zaman başvurulması gereken kaynak bir yapıt oluşturduğumuz kanısındayız.

İlhamcısı sayın Çelik Gülersoy'a teşekkür ederek. -Sadi BORAK (Önsözden)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat