Atatürk'ün yaşamındaki kimi boşlukları yakınlarının anılarından doldurmak da olası değil. Çünkü, Çanakkale'den döndükten sonra Sofya'ya hangi tarihte gidip döndüğünü; Halep'ten İstanbul'a gelip Anadolu'ya geçinceye kadar çeşitli kişi ve makamlarla yaptığı değinmeleri, tarihleri ve konularıyle saptayamıyorsak; hükümeti devirme girişimlerinin içyüzünü gereği gibi aydınlatamıyorsak; Perapalas'ta ve Fansaların evinde ne kadar oturduğunu, Şişli'deki eve hangi tarihte taşındığını kesin olarak bilemiyorsak; ve yaşamının daha nice önemli dönem ve dönemeç noktalarındaki karanlığı çözemiyorsak bu, yakınlarında yaşamış olanların zamanında not tutmamaları anılarını ve bildiklerini bir Hint masalı havası içinde yer, mekân ve zaman göstermeden yazmış olmalarındandır. Biz, bu eserle, Atatürk'ün İstanbul'daki faaliyet ve temaslarını bu masalımsı anlatımlardan soyutlayarak gerçeklere en uygun bir biçimde saptamaya, kimi olaylar üzerindeki sisi kaldırmaya çalıştık. Kimi özet arşivlerden, henüz yayınlanmamış anılardan, bugüne dek el sürülmeden koleksiyonların karanlığında kalmış yeni bilgi ve belgelerden de yararlandık. Böylece birçok olayları bilinmeyen yönleriyle ilk kez bu eserle gün ışığına çıkardık. Şurasını da özellikle belirteyim: Atatürk'ün İstanbul'daki yaşamının belge ve bilgi bakımından fakir olan 1899-1919 dönemine daha çok ağırlık verdik ve "Atatürk bugün Saray'da istirahat etti", "bugün filanca yerde gezintiye çıktı, filanca kişileri kabul etti" gibi ciltler dolduracak ayrıntılarla eserin hacmini şişirmek istemedik. Fakat, bu dönemde geçmiş önemli olaylara yeterince ve önemleri oranında yer verdik.
Bütün bu saydığımız nitelikleriyle ve yeni bilgi ve belgelerle her zaman başvurulması gereken kaynak bir yapıt oluşturduğumuz kanısındayız.
İlhamcısı sayın Çelik Gülersoy'a teşekkür ederek. -Sadi BORAK (Önsözden)
Atatürk'ün yaşamındaki kimi boşlukları yakınlarının anılarından doldurmak da olası değil. Çünkü, Çanakkale'den döndükten sonra Sofya'ya hangi tarihte gidip döndüğünü; Halep'ten İstanbul'a gelip Anadolu'ya geçinceye kadar çeşitli kişi ve makamlarla yaptığı değinmeleri, tarihleri ve konularıyle saptayamıyorsak; hükümeti devirme girişimlerinin içyüzünü gereği gibi aydınlatamıyorsak; Perapalas'ta ve Fansaların evinde ne kadar oturduğunu, Şişli'deki eve hangi tarihte taşındığını kesin olarak bilemiyorsak; ve yaşamının daha nice önemli dönem ve dönemeç noktalarındaki karanlığı çözemiyorsak bu, yakınlarında yaşamış olanların zamanında not tutmamaları anılarını ve bildiklerini bir Hint masalı havası içinde yer, mekân ve zaman göstermeden yazmış olmalarındandır. Biz, bu eserle, Atatürk'ün İstanbul'daki faaliyet ve temaslarını bu masalımsı anlatımlardan soyutlayarak gerçeklere en uygun bir biçimde saptamaya, kimi olaylar üzerindeki sisi kaldırmaya çalıştık. Kimi özet arşivlerden, henüz yayınlanmamış anılardan, bugüne dek el sürülmeden koleksiyonların karanlığında kalmış yeni bilgi ve belgelerden de yararlandık. Böylece birçok olayları bilinmeyen yönleriyle ilk kez bu eserle gün ışığına çıkardık. Şurasını da özellikle belirteyim: Atatürk'ün İstanbul'daki yaşamının belge ve bilgi bakımından fakir olan 1899-1919 dönemine daha çok ağırlık verdik ve "Atatürk bugün Saray'da istirahat etti", "bugün filanca yerde gezintiye çıktı, filanca kişileri kabul etti" gibi ciltler dolduracak ayrıntılarla eserin hacmini şişirmek istemedik. Fakat, bu dönemde geçmiş önemli olaylara yeterince ve önemleri oranında yer verdik.
Bütün bu saydığımız nitelikleriyle ve yeni bilgi ve belgelerle her zaman başvurulması gereken kaynak bir yapıt oluşturduğumuz kanısındayız.
İlhamcısı sayın Çelik Gülersoy'a teşekkür ederek. -Sadi BORAK (Önsözden)