#smrgKİTABEVİ Atanamayanlar Türkiye'de Kamu İstihdamında Kayırmacılık - 2024
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6253936181
Kargoya Teslim Süresi:
6&9
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
320
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
220,00
Havale/EFT ile:
213,40
Siparişiniz 6&9 iş günü arasında kargoda
1199228242
615067
https://www.simurgkitabevi.com/atanamayanlar-turkiyede-kamu-istihdaminda-kayirmacilik-2024
Atanamayanlar Türkiye'de Kamu İstihdamında Kayırmacılık - 2024 #smrgKİTABEVİ
220.00
Türkiye'de kayırmacılık dolayımıyla şekillenen/işleyen toplumsal, siyasal, bürokratik mecrada kamusal kadrolar ve onların getirisi, tam anlamıyla bir "meta"ya dönüştürülmüştür, denebilir. Her ne kadar siyasi amaçlarla bu pozisyonların kullanımı önceden beri süregelen bir yöntem/işleyiş olsa da özellikle son yıllarda bu işleyiş o kadar billurlaşmıştır ki bu ilişkilerin gerçekleşebilmesi için yasal düzenlemeler yapılmasına varacak bir boyuta evirilmiştir. Siyasal kayırmacılığın uç bir boyutu olarak değerlendirilebilecek bu durum (radikal kayırmacılık), bir meta olarak kullanılan kadrolara talebin karşılanabilmesi için yeni kurumlar, kurullar, ünvanlar oluşturulması üzerinden de okunabilir.
Kültür tanımlamalarında en önemli belirleyicilerin; toplumsal algıların, olguların, alışkanlıkların kuşaktan kuşağa aktarımı ve hayatın önemli alanlarını kapsaması olduğu düşünülürse Türkiye'deki kayırmacı ilişkilerin bir kültüre dönüştüğünden yani bir “kayırmacılık kültürü”nden söz edilebilir. Bu olgunun önemli bir sebebi ise mikro düzeyde aileden başlayarak ağabey, baba, aşiret lideri, milletvekili şeklinde ilerleyen ve genellikle geriatrik, patriyarkal bir içeriği olan himaye edilme alışkanlıklığı/ihtiyacıdır.
Benzer şekilde Türkiye toplumunun makro düzeyde patrimonyalist, partikülarist inançsal ve kültürel kodlara sahip bir toplum olduğu söylenebilir. Bu kodlar, kültürel olarak Anadolu kültürünün aslında Roma dönemine kadar götürülebilecek (oikos) genlerinden yaygın bir inançsal anlayış olarak “şefaat” kurumuna kadar götürülebilir.
Kültür tanımlamalarında en önemli belirleyicilerin; toplumsal algıların, olguların, alışkanlıkların kuşaktan kuşağa aktarımı ve hayatın önemli alanlarını kapsaması olduğu düşünülürse Türkiye'deki kayırmacı ilişkilerin bir kültüre dönüştüğünden yani bir “kayırmacılık kültürü”nden söz edilebilir. Bu olgunun önemli bir sebebi ise mikro düzeyde aileden başlayarak ağabey, baba, aşiret lideri, milletvekili şeklinde ilerleyen ve genellikle geriatrik, patriyarkal bir içeriği olan himaye edilme alışkanlıklığı/ihtiyacıdır.
Benzer şekilde Türkiye toplumunun makro düzeyde patrimonyalist, partikülarist inançsal ve kültürel kodlara sahip bir toplum olduğu söylenebilir. Bu kodlar, kültürel olarak Anadolu kültürünün aslında Roma dönemine kadar götürülebilecek (oikos) genlerinden yaygın bir inançsal anlayış olarak “şefaat” kurumuna kadar götürülebilir.
Türkiye'de kayırmacılık dolayımıyla şekillenen/işleyen toplumsal, siyasal, bürokratik mecrada kamusal kadrolar ve onların getirisi, tam anlamıyla bir "meta"ya dönüştürülmüştür, denebilir. Her ne kadar siyasi amaçlarla bu pozisyonların kullanımı önceden beri süregelen bir yöntem/işleyiş olsa da özellikle son yıllarda bu işleyiş o kadar billurlaşmıştır ki bu ilişkilerin gerçekleşebilmesi için yasal düzenlemeler yapılmasına varacak bir boyuta evirilmiştir. Siyasal kayırmacılığın uç bir boyutu olarak değerlendirilebilecek bu durum (radikal kayırmacılık), bir meta olarak kullanılan kadrolara talebin karşılanabilmesi için yeni kurumlar, kurullar, ünvanlar oluşturulması üzerinden de okunabilir.
Kültür tanımlamalarında en önemli belirleyicilerin; toplumsal algıların, olguların, alışkanlıkların kuşaktan kuşağa aktarımı ve hayatın önemli alanlarını kapsaması olduğu düşünülürse Türkiye'deki kayırmacı ilişkilerin bir kültüre dönüştüğünden yani bir “kayırmacılık kültürü”nden söz edilebilir. Bu olgunun önemli bir sebebi ise mikro düzeyde aileden başlayarak ağabey, baba, aşiret lideri, milletvekili şeklinde ilerleyen ve genellikle geriatrik, patriyarkal bir içeriği olan himaye edilme alışkanlıklığı/ihtiyacıdır.
Benzer şekilde Türkiye toplumunun makro düzeyde patrimonyalist, partikülarist inançsal ve kültürel kodlara sahip bir toplum olduğu söylenebilir. Bu kodlar, kültürel olarak Anadolu kültürünün aslında Roma dönemine kadar götürülebilecek (oikos) genlerinden yaygın bir inançsal anlayış olarak “şefaat” kurumuna kadar götürülebilir.
Kültür tanımlamalarında en önemli belirleyicilerin; toplumsal algıların, olguların, alışkanlıkların kuşaktan kuşağa aktarımı ve hayatın önemli alanlarını kapsaması olduğu düşünülürse Türkiye'deki kayırmacı ilişkilerin bir kültüre dönüştüğünden yani bir “kayırmacılık kültürü”nden söz edilebilir. Bu olgunun önemli bir sebebi ise mikro düzeyde aileden başlayarak ağabey, baba, aşiret lideri, milletvekili şeklinde ilerleyen ve genellikle geriatrik, patriyarkal bir içeriği olan himaye edilme alışkanlıklığı/ihtiyacıdır.
Benzer şekilde Türkiye toplumunun makro düzeyde patrimonyalist, partikülarist inançsal ve kültürel kodlara sahip bir toplum olduğu söylenebilir. Bu kodlar, kültürel olarak Anadolu kültürünün aslında Roma dönemine kadar götürülebilecek (oikos) genlerinden yaygın bir inançsal anlayış olarak “şefaat” kurumuna kadar götürülebilir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.