HENRI BARBUSSE (Asnieres - 18731 Moskova - 1935): Fransız şairi ve roman yazarı. Les Pleureuses (Ağlayan kızlar, 1895) isimli bir şiir kitabıyla edebiyat hayatına atılan Barbusse, daha sonra Les Suppliants (Ricacılar, 1903) isimli bir roman vermiştir. İkinci romanı olan ve bütün aksiyonu bir otel odasında geçen L Enfer (Cehennem 1908) ile dikkati çekmeye başlıyan yazar Birinci Dünya Harbi sırasında cephede savaşmış ve bu ağır tecrübenin anılarına dayanarak, kendisini bir anda şöhrete kavuşturan Le Feu (Ateş 1916) isimli şaheserini kaleme almıştır. Ayni yılın Goncourt edebiyat ödülünü kazanan bu kitap, savaşı hiç bir acı yanı olmıyan, sadece şerefli ve şanlı bir iş şeklinde görüp gösterenler tarafından büyük bir tepkiyle karşılanmıştır. Barbusse bu eserinde, savaşı hazırlıyanların değil de bizzat yapanların, yani basit askerlerin açısına geçerek savaşı yargılamakta ve siperlerin çamuru içinde geçen günlük hayatın gerçekci ve dokunaklı bir tablosunu çizmektedir. Ayni zamanda, kahramanlığın, tanrısal bir atılımla ulaşılan insanüstü bir mertebe değil, bir çok acı ve fedakârlık pahasına gerçekleştirilen tamamıyla insanî bir aşama şeklinde tasvir edildiği bu romandan sonra ünlü yazar, enternasyonalizsm'i benimsemiş ve coşkun bir dille Lenin'in teorilerini savunmağa koyulmuştur. Ce gui fut sera (Olmuş olan, gene olacaktır... 1918) ve Clarte (Aydınlık 1919) isimli eserini bu devrede veren Barbusse çok geçmeden Sovyetler Birliği'ne giderek uzun yıllar orada kalmış zaman zaman Fransa'ya dönmüş, bu arada Le Couteau entre les dents (Dişlerin arasındaki bıçak, 1922) Les Enchaînements (1925), Lenine (1934) ve Staline (1935) isimli politik karakterli kitaplar yayınlamış ve gene Sovyetler Birliği'nde ölmüştür. -Dünya Yazarları ve Eserleri Ansiklopedisi İstanbul 1968 May Yayınları (Arka kapaktan)
HENRI BARBUSSE (Asnieres - 18731 Moskova - 1935): Fransız şairi ve roman yazarı. Les Pleureuses (Ağlayan kızlar, 1895) isimli bir şiir kitabıyla edebiyat hayatına atılan Barbusse, daha sonra Les Suppliants (Ricacılar, 1903) isimli bir roman vermiştir. İkinci romanı olan ve bütün aksiyonu bir otel odasında geçen L Enfer (Cehennem 1908) ile dikkati çekmeye başlıyan yazar Birinci Dünya Harbi sırasında cephede savaşmış ve bu ağır tecrübenin anılarına dayanarak, kendisini bir anda şöhrete kavuşturan Le Feu (Ateş 1916) isimli şaheserini kaleme almıştır. Ayni yılın Goncourt edebiyat ödülünü kazanan bu kitap, savaşı hiç bir acı yanı olmıyan, sadece şerefli ve şanlı bir iş şeklinde görüp gösterenler tarafından büyük bir tepkiyle karşılanmıştır. Barbusse bu eserinde, savaşı hazırlıyanların değil de bizzat yapanların, yani basit askerlerin açısına geçerek savaşı yargılamakta ve siperlerin çamuru içinde geçen günlük hayatın gerçekci ve dokunaklı bir tablosunu çizmektedir. Ayni zamanda, kahramanlığın, tanrısal bir atılımla ulaşılan insanüstü bir mertebe değil, bir çok acı ve fedakârlık pahasına gerçekleştirilen tamamıyla insanî bir aşama şeklinde tasvir edildiği bu romandan sonra ünlü yazar, enternasyonalizsm'i benimsemiş ve coşkun bir dille Lenin'in teorilerini savunmağa koyulmuştur. Ce gui fut sera (Olmuş olan, gene olacaktır... 1918) ve Clarte (Aydınlık 1919) isimli eserini bu devrede veren Barbusse çok geçmeden Sovyetler Birliği'ne giderek uzun yıllar orada kalmış zaman zaman Fransa'ya dönmüş, bu arada Le Couteau entre les dents (Dişlerin arasındaki bıçak, 1922) Les Enchaînements (1925), Lenine (1934) ve Staline (1935) isimli politik karakterli kitaplar yayınlamış ve gene Sovyetler Birliği'nde ölmüştür. -Dünya Yazarları ve Eserleri Ansiklopedisi İstanbul 1968 May Yayınları (Arka kapaktan)