#smrgKİTABEVİ Avare Kadın - 1957

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
Roman
ISBN-10:
6253684099
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199044011
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
224
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1957
Çeviren:
Celayır Bayır
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
124,15
Havale/EFT ile: 120,43
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199044011
430008
Avare Kadın -        1957
Avare Kadın - 1957 #smrgKİTABEVİ
124.15
Yazmak! İnsanı baştan çıkaran şu kâğıt parçasına bütün samimiliğini çılgınca dökmek, çabuk çabuk, o kadar çabuk dökmek ki, kendisine yol gösteren sabırsız tanrının yıprattığı el bazan yetişeceğim diye çabalar durur, nefes nefese kalır... Sonra, ertesi gün, hummalı bir saatte bir mucize gibi açılan altın dalın yerinde, kuru bir böğürtlen, yetişmemiş bir çiçek bulmak...

Yazmak! İşi gücü olmayanların hem zevki hem de ıstırabı! Yazmak... Zaman zaman, yazın duyulan susuzluk gibi şiddetli bir ihtiyacı yazmak, tasvir etmek ihtiyacını yakından duyuyorum. Bu esneyen, iki katlı ucun altında parıltılı, görünmesiyle kaybolması bir olan, insanı saran sıfatı, yakalayıp yerine koymak için, o tehlikeli, aldatıcı oyuna başlamak için, yine kalemi elime alıyorum... Bu kısa süren bir buhrandan başka bir şey değil, kabuk bağlamış yaranın kaşınması gibi bir şey...

Yazmak için çok vakit ister!

Hem sonra ben Balzac da değilim... Satıcılar kapıyı çalınca, kunduracı hesap pusulasını getirince, dâva vekili, avukat telefon edince, tiyatro acentesi “şehirde, yüksek, ama pek fazla para vermeye alışık olmayan kimselerin evinde bir akşamlık dans etmem için” beni yazıhanesine, görüşmeye çağırınca tasarladığım dayanıksız hikâye de darmadağın oluyor.

Yazmak! İnsanı baştan çıkaran şu kâğıt parçasına bütün samimiliğini çılgınca dökmek, çabuk çabuk, o kadar çabuk dökmek ki, kendisine yol gösteren sabırsız tanrının yıprattığı el bazan yetişeceğim diye çabalar durur, nefes nefese kalır... Sonra, ertesi gün, hummalı bir saatte bir mucize gibi açılan altın dalın yerinde, kuru bir böğürtlen, yetişmemiş bir çiçek bulmak...

Yazmak! İşi gücü olmayanların hem zevki hem de ıstırabı! Yazmak... Zaman zaman, yazın duyulan susuzluk gibi şiddetli bir ihtiyacı yazmak, tasvir etmek ihtiyacını yakından duyuyorum. Bu esneyen, iki katlı ucun altında parıltılı, görünmesiyle kaybolması bir olan, insanı saran sıfatı, yakalayıp yerine koymak için, o tehlikeli, aldatıcı oyuna başlamak için, yine kalemi elime alıyorum... Bu kısa süren bir buhrandan başka bir şey değil, kabuk bağlamış yaranın kaşınması gibi bir şey...

Yazmak için çok vakit ister!

Hem sonra ben Balzac da değilim... Satıcılar kapıyı çalınca, kunduracı hesap pusulasını getirince, dâva vekili, avukat telefon edince, tiyatro acentesi “şehirde, yüksek, ama pek fazla para vermeye alışık olmayan kimselerin evinde bir akşamlık dans etmem için” beni yazıhanesine, görüşmeye çağırınca tasarladığım dayanıksız hikâye de darmadağın oluyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat