#smrgSAHAF Avrupa Birliği -

Stok Kodu:
1199035011
Boyut:
12x20
Sayfa Sayısı:
264 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2002
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199035011
421098
Avrupa Birliği -
Avrupa Birliği - #smrgSAHAF
0.00
Dile kolay... Tamı tamına 43 yıldır bu yoldayız... AB'nin Türkiye hükmü 1990 tarihlidir; Coğrafyası büyüktür, ileride nüfusu daha da büyüyecektir. Katılması yük getirecek ve Türk işgücü topluluk emek pazarına girecektir. Bunlar korku vermektedir...

1997 Lüksemburg zirvesinde resmen devre dışı bırakılırız ama uzun bir liste de önümüze konur. İlişkiler kesilir... 2 yıl sonra Helsinki'de adaylığımız ilan edilir. Talep listesi Lüksemburg'dan ağırdır. AB, ne olmuş da fikir değiştirmiş, Türkiye ne olmuş da, 2 yıl önce reddettiklerini kabul etmiştir? Mesela Kıbrıs... Helsinki belgesini ele alan Bakanlar kurulu toplantısında, “AB'ye, bu belgeden ne anladığımızı yazılı olarak bildirmezsek, Kıbrıs ve Ege'deki haklarımız ile üniter yapımızın korunmasında çok zor durumlara düşebiliriz” dememize rağmen, belge aynen kabul edilmiştir. Neden?.. Bugün Kopenhag kriterlerini tartışıyoruz. Yarın, soykırım iftiraları, köktendincilik, kültürel entegrasyon gibi yeni kavramlarla tanışacağız.. Nasıl?

43 yılın sonunda ciddi bir kavşağa geldik. Buna da karşılıklı yanlışlar bebep oldu. AB, genine işlemiş ırkçı ve sömürgeci tutumunu sürdürmüş, Türkiye, büyüklüğü ve önemine yakışan bir vakarla, hak ve menfaatlerine sahip çıkamamıştır. Bu tablo, aynı ekonomik, sosyal ve siyasal coğrafyayı paylaşan taraflar için arzu edilen bir görüntü olamaz... Sorunların çözümü vardır. Yeter ki, bu iş, “Biz halktan daha iyi biliriz” diyen belli bir çevreye bırakılmasın... (Arka Kapak'tan)

Dile kolay... Tamı tamına 43 yıldır bu yoldayız... AB'nin Türkiye hükmü 1990 tarihlidir; Coğrafyası büyüktür, ileride nüfusu daha da büyüyecektir. Katılması yük getirecek ve Türk işgücü topluluk emek pazarına girecektir. Bunlar korku vermektedir...

1997 Lüksemburg zirvesinde resmen devre dışı bırakılırız ama uzun bir liste de önümüze konur. İlişkiler kesilir... 2 yıl sonra Helsinki'de adaylığımız ilan edilir. Talep listesi Lüksemburg'dan ağırdır. AB, ne olmuş da fikir değiştirmiş, Türkiye ne olmuş da, 2 yıl önce reddettiklerini kabul etmiştir? Mesela Kıbrıs... Helsinki belgesini ele alan Bakanlar kurulu toplantısında, “AB'ye, bu belgeden ne anladığımızı yazılı olarak bildirmezsek, Kıbrıs ve Ege'deki haklarımız ile üniter yapımızın korunmasında çok zor durumlara düşebiliriz” dememize rağmen, belge aynen kabul edilmiştir. Neden?.. Bugün Kopenhag kriterlerini tartışıyoruz. Yarın, soykırım iftiraları, köktendincilik, kültürel entegrasyon gibi yeni kavramlarla tanışacağız.. Nasıl?

43 yılın sonunda ciddi bir kavşağa geldik. Buna da karşılıklı yanlışlar bebep oldu. AB, genine işlemiş ırkçı ve sömürgeci tutumunu sürdürmüş, Türkiye, büyüklüğü ve önemine yakışan bir vakarla, hak ve menfaatlerine sahip çıkamamıştır. Bu tablo, aynı ekonomik, sosyal ve siyasal coğrafyayı paylaşan taraflar için arzu edilen bir görüntü olamaz... Sorunların çözümü vardır. Yeter ki, bu iş, “Biz halktan daha iyi biliriz” diyen belli bir çevreye bırakılmasın... (Arka Kapak'tan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat