#smrgSAHAF Avrupa'da Girişimciliğin Özendirilmesi ve Yaygınlaştırılması, UNICE Kıyaslama Raporu 1999 - 1999
Türkiye, kişi başına AR-GE harcama düzeyi ve işletmelerde çalışan araştırmacı sayısı en düşük ülke durumundadır.
Özel sektöre bağımlılık oranı en yüksek olan ülke, Türkiye'dir. Özel sektörde çalışan başına düşen yetişkin sayısını gösteren bu oran, özel sektörün üstlendiği ağır toplumsal yükü ifade etmektedir.
Türkiye, hisse senedi yatırım oranı ve miktarı en düşük ülkeler arasındadır.
Ülkemiz, AR-GE için yüksek öğrenim harcaması; patent sayısı; bilgisayar, internet ve mobil telefon kullanımı bakımından da en alt sıradadır.
Türkiye'de ortalama çalışma saatleri ABD ve Japonya'ya göre düşüktür.
Toplam kamu borçlarının milli gelire oranı itibariyle Türkiye, ülke sıralamasında ortalarda yer almakla birlikte, borçların vade yapısı, reel faiz oranı, mali sektörün boyutu gibi faktörlerle birlikte değerlendirildiğinde, özellikle girişimciliğin engellenmesi açısından ekonomiye çok büyük bir yük getirmektedir.
Toplam vergi gelirlerinin milli gelire oranı olarak tanımlanan genel vergi yükü, Türkiye'de Avrupa'ya göre daha düşük çıkmaktadır. Ancak bu oranın kayıt dışı ekonomiyi dikkate almaması nedeniyle vergi ödeyen kesim üzerindeki ağır vergi yükü gerçek boyutlarıyla gözükmemektedir.
Bu sonuçlara göre, ekonomik performans ölçütü olarak kişi başına düşen gelir düzeyi ve istihdam oranı esas alındığında, AB ölçülerine yaklaşmamız için, gelişmiş ülkelere kıyasla çok daha yenilikçi ve üretken olmamız gerektiği açıktır.
Bunların ötesinde, Türkiye'deki girişimciyi teşvik etmek biryana, bezdiren bürokrasi koşulları özel olarak ele alınıp değerlendirilmelidir.
Benimsenmesi gereken tedbirler ise raporda vurgulandığı üzere "özel sektörün yükünü hafifletmek, piyasaları daha rekabetçi hale getirmek ve girişimcilik ruhunu geliştirmek" esaslarında yoğunlaşmaktadır. Özellikle, yönetebilirlik kavramı çerçevesinde, kamu sektörünün ekonomik faaliyetlerden çekilerek piyasayı düzenleyici işlevler ile sınırlandırılması ve mali saydamlığın sağlanması gerekmektedir.
Kamu kesiminin küçültülerek vergi yükünün azaltılması, rekabeti ve yeni piyasaların gelişimini engelleyici düzenlemelerin kaldırılması, çalışma hayatını düzenleyen mevzuatın esneklik ilkesine göre reforma tabi tutulması ve girişimciliğin geliştirilmesi gibi öneriler, sadece AB için değil, Türkiye için de büyük önem taşımaktadır.
TÜSİAD Ekonomik Araştırmalar Bölümü tarafından türkçeleştirilen ve TİSK ve TÜSİAD Araştırma Bölümleri tarafından ortaklaşa yayına hazırlanan bu raporun ülkemizde rekabet gücünün artırılması çabalarına katkıda bulunmasını dileriz.
Saygılarımızla,
Refık Baydur, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı. Erkut Yücaoğlu, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı (Sunuştan)
Türkiye, kişi başına AR-GE harcama düzeyi ve işletmelerde çalışan araştırmacı sayısı en düşük ülke durumundadır.
Özel sektöre bağımlılık oranı en yüksek olan ülke, Türkiye'dir. Özel sektörde çalışan başına düşen yetişkin sayısını gösteren bu oran, özel sektörün üstlendiği ağır toplumsal yükü ifade etmektedir.
Türkiye, hisse senedi yatırım oranı ve miktarı en düşük ülkeler arasındadır.
Ülkemiz, AR-GE için yüksek öğrenim harcaması; patent sayısı; bilgisayar, internet ve mobil telefon kullanımı bakımından da en alt sıradadır.
Türkiye'de ortalama çalışma saatleri ABD ve Japonya'ya göre düşüktür.
Toplam kamu borçlarının milli gelire oranı itibariyle Türkiye, ülke sıralamasında ortalarda yer almakla birlikte, borçların vade yapısı, reel faiz oranı, mali sektörün boyutu gibi faktörlerle birlikte değerlendirildiğinde, özellikle girişimciliğin engellenmesi açısından ekonomiye çok büyük bir yük getirmektedir.
Toplam vergi gelirlerinin milli gelire oranı olarak tanımlanan genel vergi yükü, Türkiye'de Avrupa'ya göre daha düşük çıkmaktadır. Ancak bu oranın kayıt dışı ekonomiyi dikkate almaması nedeniyle vergi ödeyen kesim üzerindeki ağır vergi yükü gerçek boyutlarıyla gözükmemektedir.
Bu sonuçlara göre, ekonomik performans ölçütü olarak kişi başına düşen gelir düzeyi ve istihdam oranı esas alındığında, AB ölçülerine yaklaşmamız için, gelişmiş ülkelere kıyasla çok daha yenilikçi ve üretken olmamız gerektiği açıktır.
Bunların ötesinde, Türkiye'deki girişimciyi teşvik etmek biryana, bezdiren bürokrasi koşulları özel olarak ele alınıp değerlendirilmelidir.
Benimsenmesi gereken tedbirler ise raporda vurgulandığı üzere "özel sektörün yükünü hafifletmek, piyasaları daha rekabetçi hale getirmek ve girişimcilik ruhunu geliştirmek" esaslarında yoğunlaşmaktadır. Özellikle, yönetebilirlik kavramı çerçevesinde, kamu sektörünün ekonomik faaliyetlerden çekilerek piyasayı düzenleyici işlevler ile sınırlandırılması ve mali saydamlığın sağlanması gerekmektedir.
Kamu kesiminin küçültülerek vergi yükünün azaltılması, rekabeti ve yeni piyasaların gelişimini engelleyici düzenlemelerin kaldırılması, çalışma hayatını düzenleyen mevzuatın esneklik ilkesine göre reforma tabi tutulması ve girişimciliğin geliştirilmesi gibi öneriler, sadece AB için değil, Türkiye için de büyük önem taşımaktadır.
TÜSİAD Ekonomik Araştırmalar Bölümü tarafından türkçeleştirilen ve TİSK ve TÜSİAD Araştırma Bölümleri tarafından ortaklaşa yayına hazırlanan bu raporun ülkemizde rekabet gücünün artırılması çabalarına katkıda bulunmasını dileriz.
Saygılarımızla,
Refık Baydur, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı. Erkut Yücaoğlu, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı (Sunuştan)