#smrgKİTABEVİ Ayasofya Risaleleri - Tarih-i Beyan-ı Bina-yı Ayasofya-yı Kebir ve Tarih-i Ayasofya / Tarih-i Ayasofya CİLTLİ - 2022

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Marbaa
Dizi Adı:
Tarih
ISBN-10:
6052983850
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cihan Okuyucu, Belkıs Uluoğlu
Stok Kodu:
1199205510
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
140 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Çeviren:
Samih Rifat
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
407,32
Havale/EFT ile: 395,10
Bu üründen 1 adet satın alınmıştır.
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199205510
591879
Ayasofya Risaleleri - Tarih-i Beyan-ı Bina-yı Ayasofya-yı Kebir ve Tarih-i Ayasofya / Tarih-i Ayasofya CİLTLİ -        2022
Ayasofya Risaleleri - Tarih-i Beyan-ı Bina-yı Ayasofya-yı Kebir ve Tarih-i Ayasofya / Tarih-i Ayasofya CİLTLİ - 2022 #smrgKİTABEVİ
407.32
Bizans devrinde İstanbul'un en büyük kilisesi, fetihten sonra şehrin baş camii, Ayasofya…

Her iki dönemde de ilâhî lütuflara mazhar bir mimârî dehânın neticesi olarak görülen bu mukaddes yapının etrafında teşekkül eden zengin menâkıb kültürü, asırlar boyunca aktarılagelmiştir. Bu inanışın bir sonucu olarak Ayasofya, Bizans devrinin halk inanış ve efsanelerinde büyük bir yer tuttuğu gibi Türk devrinde de bir kısmı Bizans'tan aktarılmış, bir kısmı ise yeniden doğmuş birçok rivayet ve efsanenin konusu olmuştur. Osmanlı döneminde Ayasofya'yla ilgili kaleme alınan bu tür eserler arasında kısaca Ayasofya Risaleleri diyebileceğimiz bir dizi risale mevcuttur.

Genellikle aynı kaynaklara dayanan Ayasofya risaleleri, içerik bakımından birbirine çok benzer. Aralarındaki fark ise çoğu zaman, anlatılan olayların ayrıntılı yahut özet şeklinde ele alınması ya da anlatımın sade yahut sanatkarâne olması gibi hususlarla sınırlı kalır. Risalelerde başlangıçtan Justinus dönemine kadarki zaman diliminde Ayasofya'nın inşa edilişi ve etrafındaki olaylar bir menkıbe havası içinde anlatılır. Yine de ciddi bir süzgeçten geçirmek şartıyla bu menkıbevi^ anlatımın arkasında ciddi bir tarihi^ bilgi malzemesi olduğu söylenebilir.

Bu fikirden hareketle, Ayasofya Risaleleri'nde, söz konusu risalelerden hem yazım tarihinin eskiliği hem de içerik bakımından sonrakilere kaynak olmaları yönünden önemli bulunan iki tanesi ele alınmıştır.

Bu risalelerden biri, Fatih dönemi yazarlarından olan Derviş Şemseddin Karamani^'ye ait Târih-i Beyân-ı Binâ-yı Ayasofya-yı Kebîr ve bir diğeri, yine aynı devirde yaşamış olan ve "Müneccim" lakabı ile bilinen Yusuf bin Musa el-Balıkesri^'nin Târih-i Ayasofya'sıdır. Her iki risalede de mabedin yapım süreçleri hikâye edilirken menkıbevi^ bilgiler yanında teknik malumat da geniş yer tutmaktadır. Mimari^ literatüre bir katkı amacıyla metinleri hem orijinallerinin Latinize halleriyle hem de günümüz Türkçesiyle neşre hazırlanan bu risaleler, zengin bir görsel arşivle birlikte okuruna sunulmaktadır.

Bizans devrinde İstanbul'un en büyük kilisesi, fetihten sonra şehrin baş camii, Ayasofya…

Her iki dönemde de ilâhî lütuflara mazhar bir mimârî dehânın neticesi olarak görülen bu mukaddes yapının etrafında teşekkül eden zengin menâkıb kültürü, asırlar boyunca aktarılagelmiştir. Bu inanışın bir sonucu olarak Ayasofya, Bizans devrinin halk inanış ve efsanelerinde büyük bir yer tuttuğu gibi Türk devrinde de bir kısmı Bizans'tan aktarılmış, bir kısmı ise yeniden doğmuş birçok rivayet ve efsanenin konusu olmuştur. Osmanlı döneminde Ayasofya'yla ilgili kaleme alınan bu tür eserler arasında kısaca Ayasofya Risaleleri diyebileceğimiz bir dizi risale mevcuttur.

Genellikle aynı kaynaklara dayanan Ayasofya risaleleri, içerik bakımından birbirine çok benzer. Aralarındaki fark ise çoğu zaman, anlatılan olayların ayrıntılı yahut özet şeklinde ele alınması ya da anlatımın sade yahut sanatkarâne olması gibi hususlarla sınırlı kalır. Risalelerde başlangıçtan Justinus dönemine kadarki zaman diliminde Ayasofya'nın inşa edilişi ve etrafındaki olaylar bir menkıbe havası içinde anlatılır. Yine de ciddi bir süzgeçten geçirmek şartıyla bu menkıbevi^ anlatımın arkasında ciddi bir tarihi^ bilgi malzemesi olduğu söylenebilir.

Bu fikirden hareketle, Ayasofya Risaleleri'nde, söz konusu risalelerden hem yazım tarihinin eskiliği hem de içerik bakımından sonrakilere kaynak olmaları yönünden önemli bulunan iki tanesi ele alınmıştır.

Bu risalelerden biri, Fatih dönemi yazarlarından olan Derviş Şemseddin Karamani^'ye ait Târih-i Beyân-ı Binâ-yı Ayasofya-yı Kebîr ve bir diğeri, yine aynı devirde yaşamış olan ve "Müneccim" lakabı ile bilinen Yusuf bin Musa el-Balıkesri^'nin Târih-i Ayasofya'sıdır. Her iki risalede de mabedin yapım süreçleri hikâye edilirken menkıbevi^ bilgiler yanında teknik malumat da geniş yer tutmaktadır. Mimari^ literatüre bir katkı amacıyla metinleri hem orijinallerinin Latinize halleriyle hem de günümüz Türkçesiyle neşre hazırlanan bu risaleler, zengin bir görsel arşivle birlikte okuruna sunulmaktadır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat