Burada, 'soğuk savaşın Türkiye'nin iç sorunu olduğunu' yazıyorum. Türkiye, nerede ise bütün dünyanın katıldığı İkinci Dünya Savaşı'nın dışında kalıyor. Faşizm ile demokrasi cepheleri arasında mekik dokuyor ve dokumasını, savaşa girmeden tamamlıyor. Ancak savaş bitince, resmi tarihin söylediğinin aksine, dünya topluluğunun yalnız ve itibarsız bir ülkesi oluveriyor. Bu yüzden Türkiye, İkinci Savaş biter bitmez yeni bir dünya savaşı özlüyor. Bunun kışkırtıcılığını yapıyor. İnanılmaz gibi görülüyor ama, bu kitapta inandırıcı dayanaklara kavuşturuluyor.
Bilim bir bakıştır; maddeyi değiştiriyor. Deprem etkisi yapıyor, alt üste geliyor, öndekiler kenara çekiliyor, arkadakiler öne çıkıyor; bilimsel bakış ile madde üzerine bilgi yenileniyor. Bu, maddenin değişmesini anlatıyor.
Tezler'i yazmayı henüz tamamlayamadım. Ancak tamamlanan bu kitapla birlikte, artık, Türk aydınının kendisi ve toplumu üzerine bilgisini değiştirdiğimi düşünüyorum. Bundan böyle Türk aydınının bilgisi, Tezler öncesinden farklıdır; farklı olacaktır.
Bilim bir bakıştır; maddeyi değiştiriyor. Deprem etkisi yapıyor, alt üste geliyor, öndekiler kenara çekiliyor, arkadakiler öne çıkıyor; bilimsel bakış ile madde üzerine bilgi yenileniyor. Bu, maddenin değişmesini anlatıyor.
Tezler'i yazmayı henüz tamamlayamadım. Ancak tamamlanan bu kitapla birlikte, artık, Türk aydınının kendisi ve toplumu üzerine bilgisini değiştirdiğimi düşünüyorum. Bundan böyle Türk aydınının bilgisi, Tezler öncesinden farklıdır; farklı olacaktır.
Bu çalışmamı, planladığımdan on beş gün geç bitirebildim. On beş gün, yazdıklarımdan ürktüm, daktilomdan kaçtım; sonra alıştım. Bir yirmisekiz / yirmidokuz nisanda önsöz yazıyorum. Bundan tam yirmi sekiz yıl önce, genç aydınların üzerine kurşun yağdırılmıştı ve aralarındaydım. Şimdi ben, yaşlanmış aydınlara ışın şiddeti yağdırıyorum.
Mağrurlar yere düşüyor ve düşkün sanılanlara onur ekliyorum. Neden yapıyorum, neden binlercesinin yıllarca saklı ayıbını gün ışığına çıkarıyorum, neden tek başıma aydın tarihinin altını üstüne getiriyorum: Bunu hep kendime soruyorum...
Burada, 'soğuk savaşın Türkiye'nin iç sorunu olduğunu' yazıyorum. Türkiye, nerede ise bütün dünyanın katıldığı İkinci Dünya Savaşı'nın dışında kalıyor. Faşizm ile demokrasi cepheleri arasında mekik dokuyor ve dokumasını, savaşa girmeden tamamlıyor. Ancak savaş bitince, resmi tarihin söylediğinin aksine, dünya topluluğunun yalnız ve itibarsız bir ülkesi oluveriyor. Bu yüzden Türkiye, İkinci Savaş biter bitmez yeni bir dünya savaşı özlüyor. Bunun kışkırtıcılığını yapıyor. İnanılmaz gibi görülüyor ama, bu kitapta inandırıcı dayanaklara kavuşturuluyor.
Bilim bir bakıştır; maddeyi değiştiriyor. Deprem etkisi yapıyor, alt üste geliyor, öndekiler kenara çekiliyor, arkadakiler öne çıkıyor; bilimsel bakış ile madde üzerine bilgi yenileniyor. Bu, maddenin değişmesini anlatıyor.
Tezler'i yazmayı henüz tamamlayamadım. Ancak tamamlanan bu kitapla birlikte, artık, Türk aydınının kendisi ve toplumu üzerine bilgisini değiştirdiğimi düşünüyorum. Bundan böyle Türk aydınının bilgisi, Tezler öncesinden farklıdır; farklı olacaktır.
Bilim bir bakıştır; maddeyi değiştiriyor. Deprem etkisi yapıyor, alt üste geliyor, öndekiler kenara çekiliyor, arkadakiler öne çıkıyor; bilimsel bakış ile madde üzerine bilgi yenileniyor. Bu, maddenin değişmesini anlatıyor.
Tezler'i yazmayı henüz tamamlayamadım. Ancak tamamlanan bu kitapla birlikte, artık, Türk aydınının kendisi ve toplumu üzerine bilgisini değiştirdiğimi düşünüyorum. Bundan böyle Türk aydınının bilgisi, Tezler öncesinden farklıdır; farklı olacaktır.
Bu çalışmamı, planladığımdan on beş gün geç bitirebildim. On beş gün, yazdıklarımdan ürktüm, daktilomdan kaçtım; sonra alıştım. Bir yirmisekiz / yirmidokuz nisanda önsöz yazıyorum. Bundan tam yirmi sekiz yıl önce, genç aydınların üzerine kurşun yağdırılmıştı ve aralarındaydım. Şimdi ben, yaşlanmış aydınlara ışın şiddeti yağdırıyorum.
Mağrurlar yere düşüyor ve düşkün sanılanlara onur ekliyorum. Neden yapıyorum, neden binlercesinin yıllarca saklı ayıbını gün ışığına çıkarıyorum, neden tek başıma aydın tarihinin altını üstüne getiriyorum: Bunu hep kendime soruyorum...