Kâinât kitabı, vahiy kitabı ve insânın bizzat kendisi. Vahiy kitabı, yani genel anlamda bütün peygamberlere gelmiş bulunan vahiy, özel anlamda da Kur'ân, diğer iki kitabın gereğince okunup değerlendirilmesini kolaylaştıran bir ışıktır. Kur'ân, bu üç kitabın belirli pasaj veya parçalarını "âyet" olarak anmaktadır. Kur'ân, bir âyetler topluluğu olduğu gibi, kâinât ve insân da âyetler topluluğudur. Âyetler insânı Allah'a götüren işâretlerdir.
Ve insân bu âyetleri okuyabileceği, anlayabileceği ve tanıyabileceği ölçüde insândır. Ama bazı insânlar vardır ki, gözü önünde serilip duran âyetlerden bir şey anlamazlar. Onların kapasiteleri daralmış, yetenekleri yok olmaya yüz tutmuş ve kavrayışları körelmiştir. İşte biz "Âyetler ve Yetenekler" adlı bu araştırmamızda, âyetleri okuyabilmek için insânda olması gereken genel ve özel yetenekleri irdelemeye çalıştık.
Bu esrin maksadı da, bu üç kitaptan "bir harf" dahi olsa öğrenilmesine yardımcı olmaktır. Bazen bir harfin, koca kapıları açan bir anahtar misâli "uzun bir hece"ye dönüştüğü çok görülmüştür. Tıpkı Hakk âşığı Yûnus Emre'nin "Dört Kitap manâsını okudum ezber ettim/Aşka gelince gördüm, bir uzun hece imiş" deyişi gibi.
Kâinât kitabı, vahiy kitabı ve insânın bizzat kendisi. Vahiy kitabı, yani genel anlamda bütün peygamberlere gelmiş bulunan vahiy, özel anlamda da Kur'ân, diğer iki kitabın gereğince okunup değerlendirilmesini kolaylaştıran bir ışıktır. Kur'ân, bu üç kitabın belirli pasaj veya parçalarını "âyet" olarak anmaktadır. Kur'ân, bir âyetler topluluğu olduğu gibi, kâinât ve insân da âyetler topluluğudur. Âyetler insânı Allah'a götüren işâretlerdir.
Ve insân bu âyetleri okuyabileceği, anlayabileceği ve tanıyabileceği ölçüde insândır. Ama bazı insânlar vardır ki, gözü önünde serilip duran âyetlerden bir şey anlamazlar. Onların kapasiteleri daralmış, yetenekleri yok olmaya yüz tutmuş ve kavrayışları körelmiştir. İşte biz "Âyetler ve Yetenekler" adlı bu araştırmamızda, âyetleri okuyabilmek için insânda olması gereken genel ve özel yetenekleri irdelemeye çalıştık.
Bu esrin maksadı da, bu üç kitaptan "bir harf" dahi olsa öğrenilmesine yardımcı olmaktır. Bazen bir harfin, koca kapıları açan bir anahtar misâli "uzun bir hece"ye dönüştüğü çok görülmüştür. Tıpkı Hakk âşığı Yûnus Emre'nin "Dört Kitap manâsını okudum ezber ettim/Aşka gelince gördüm, bir uzun hece imiş" deyişi gibi.