#smrgKİTABEVİ Aygır Fatma SERT KAPAK - 2024
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
Roman, Türk Edebiyatı Klasikleri
ISBN-10:
6254297335
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Ömer Aslan
Cilt:
İplik Dikişli
Boyut:
12x21
Sayfa Sayısı:
152
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
Ivory
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
301,00
Havale/EFT ile:
291,97
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199182343
568410
https://www.simurgkitabevi.com/aygir-fatma-sert-kapak-2024
Aygır Fatma SERT KAPAK - 2024 #smrgKİTABEVİ
301.00
“Osman Cemal bir halk yazarıdır. Yani bir yazara verilebilecek en güzel, en temiz, en değerli sıfatlardan birini halk ona vermiştir. O, bilhassa esnaf, zanaatkâr zümrelerinin yazıcısıdır. Fakat aynı zamanda şehir lümpenlerinin fotoğrafçısı da olabilmiştir. Cemal, sanat bakımından ifadesi olduğu muhiti çok iyi bilir.” - Orhan Selim [Nazım Hikmet], Akşam, 1936
Otobiyografik izler taşıyan Aygır Fatma, İstanbul'dan Anadolu'da bir kasabaya kadar uzanan, maceralarla dolu, trajik bir aşk anlatısıdır. Hasan ve çocukluk aşkı Mediha'nın yolları yıllar sonra tekrar kesişir. Hasan, Mediha ile evlilik hazırlıkları yaparken bir kavgaya karışır ve hapse düşer. Bir süre sonra II. Meşrutiyet ilan edilir ve çıkan afla tahliye olur. Mediha'nın Dağıstanlı yaşlı bir tüccarla evlendirildiğini öğrenen Hasan zor günler geçirir. Bu esnada tiyatrocu bir arkadaşının teklifiyle hayatını oyunlaştırır. Aygır Fatma adındaki bu oyun, Anadolu'da bir kasabada sahnelenirken ilginç gelişmeler yaşanır.
Osman Cemal Kaygılı (1890-1945) İstanbul'da doğan Osman Cemal Kaygılı, iptidâî mektep ve rüştiyeden sonra Menşe-i Küttâb-ı Askerî'den (Askeri Kâtip Yetiştirme Okulu) mezun oldu. 1906'da Erkânıharbiye'de memurluğa başladı. 1912'de Tepebaşı Tiyatrosu'ndaki bir gösteri sırasında taşkınlık yapması ve Mahmut Şevket Paşa suikastına adının karışması dolayısıyla Refik Halit ve Refi Cevat gibi isimlerle birlikte Sinop'a sürüldü. Sürgünden sonra memuriyete geri döndü. I. Dünya Savaşı'nda seferberlik ilan edilince seyyar tümenlerde kâtiplik yapmaya başladı. Bir süre sonra sağlığı bozuldu ve malulen emekli oldu. Geçinebilmek için tiyatroculuk, sütçülük, pazarcılık, vapurlarda biletçilik gibi çeşitli işler yaptı. 1925'te başladığı Türkçe öğretmenliğine 1944 yılına kadar devam etti. İlk yazıları 1910 yılında Eşek ve Karagöz dergilerinde çıktı. 1921'de Ayine adında bir mizah dergisi çıkardı. Yazılarında Anber, Kanber ve Cımbız takma adlarını da kullanan Osman Cemal Kaygılı'nın Alay, Güleryüz, Aydede, Akbaba, Kurun, Zümrüd-i Anka, Şebab, Yıldız, Papağan,Yenigün, Haber, Son Telgraf gibi çeşitli süreli yayınlarda fıkra, hikâye, roman, mizah, anı, sohbet, araştırma, sözlük ve röportaj türünde yazıları ve eserleri yayımlandı. Yazarın seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.
Otobiyografik izler taşıyan Aygır Fatma, İstanbul'dan Anadolu'da bir kasabaya kadar uzanan, maceralarla dolu, trajik bir aşk anlatısıdır. Hasan ve çocukluk aşkı Mediha'nın yolları yıllar sonra tekrar kesişir. Hasan, Mediha ile evlilik hazırlıkları yaparken bir kavgaya karışır ve hapse düşer. Bir süre sonra II. Meşrutiyet ilan edilir ve çıkan afla tahliye olur. Mediha'nın Dağıstanlı yaşlı bir tüccarla evlendirildiğini öğrenen Hasan zor günler geçirir. Bu esnada tiyatrocu bir arkadaşının teklifiyle hayatını oyunlaştırır. Aygır Fatma adındaki bu oyun, Anadolu'da bir kasabada sahnelenirken ilginç gelişmeler yaşanır.
Osman Cemal Kaygılı (1890-1945) İstanbul'da doğan Osman Cemal Kaygılı, iptidâî mektep ve rüştiyeden sonra Menşe-i Küttâb-ı Askerî'den (Askeri Kâtip Yetiştirme Okulu) mezun oldu. 1906'da Erkânıharbiye'de memurluğa başladı. 1912'de Tepebaşı Tiyatrosu'ndaki bir gösteri sırasında taşkınlık yapması ve Mahmut Şevket Paşa suikastına adının karışması dolayısıyla Refik Halit ve Refi Cevat gibi isimlerle birlikte Sinop'a sürüldü. Sürgünden sonra memuriyete geri döndü. I. Dünya Savaşı'nda seferberlik ilan edilince seyyar tümenlerde kâtiplik yapmaya başladı. Bir süre sonra sağlığı bozuldu ve malulen emekli oldu. Geçinebilmek için tiyatroculuk, sütçülük, pazarcılık, vapurlarda biletçilik gibi çeşitli işler yaptı. 1925'te başladığı Türkçe öğretmenliğine 1944 yılına kadar devam etti. İlk yazıları 1910 yılında Eşek ve Karagöz dergilerinde çıktı. 1921'de Ayine adında bir mizah dergisi çıkardı. Yazılarında Anber, Kanber ve Cımbız takma adlarını da kullanan Osman Cemal Kaygılı'nın Alay, Güleryüz, Aydede, Akbaba, Kurun, Zümrüd-i Anka, Şebab, Yıldız, Papağan,Yenigün, Haber, Son Telgraf gibi çeşitli süreli yayınlarda fıkra, hikâye, roman, mizah, anı, sohbet, araştırma, sözlük ve röportaj türünde yazıları ve eserleri yayımlandı. Yazarın seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.
“Osman Cemal bir halk yazarıdır. Yani bir yazara verilebilecek en güzel, en temiz, en değerli sıfatlardan birini halk ona vermiştir. O, bilhassa esnaf, zanaatkâr zümrelerinin yazıcısıdır. Fakat aynı zamanda şehir lümpenlerinin fotoğrafçısı da olabilmiştir. Cemal, sanat bakımından ifadesi olduğu muhiti çok iyi bilir.” - Orhan Selim [Nazım Hikmet], Akşam, 1936
Otobiyografik izler taşıyan Aygır Fatma, İstanbul'dan Anadolu'da bir kasabaya kadar uzanan, maceralarla dolu, trajik bir aşk anlatısıdır. Hasan ve çocukluk aşkı Mediha'nın yolları yıllar sonra tekrar kesişir. Hasan, Mediha ile evlilik hazırlıkları yaparken bir kavgaya karışır ve hapse düşer. Bir süre sonra II. Meşrutiyet ilan edilir ve çıkan afla tahliye olur. Mediha'nın Dağıstanlı yaşlı bir tüccarla evlendirildiğini öğrenen Hasan zor günler geçirir. Bu esnada tiyatrocu bir arkadaşının teklifiyle hayatını oyunlaştırır. Aygır Fatma adındaki bu oyun, Anadolu'da bir kasabada sahnelenirken ilginç gelişmeler yaşanır.
Osman Cemal Kaygılı (1890-1945) İstanbul'da doğan Osman Cemal Kaygılı, iptidâî mektep ve rüştiyeden sonra Menşe-i Küttâb-ı Askerî'den (Askeri Kâtip Yetiştirme Okulu) mezun oldu. 1906'da Erkânıharbiye'de memurluğa başladı. 1912'de Tepebaşı Tiyatrosu'ndaki bir gösteri sırasında taşkınlık yapması ve Mahmut Şevket Paşa suikastına adının karışması dolayısıyla Refik Halit ve Refi Cevat gibi isimlerle birlikte Sinop'a sürüldü. Sürgünden sonra memuriyete geri döndü. I. Dünya Savaşı'nda seferberlik ilan edilince seyyar tümenlerde kâtiplik yapmaya başladı. Bir süre sonra sağlığı bozuldu ve malulen emekli oldu. Geçinebilmek için tiyatroculuk, sütçülük, pazarcılık, vapurlarda biletçilik gibi çeşitli işler yaptı. 1925'te başladığı Türkçe öğretmenliğine 1944 yılına kadar devam etti. İlk yazıları 1910 yılında Eşek ve Karagöz dergilerinde çıktı. 1921'de Ayine adında bir mizah dergisi çıkardı. Yazılarında Anber, Kanber ve Cımbız takma adlarını da kullanan Osman Cemal Kaygılı'nın Alay, Güleryüz, Aydede, Akbaba, Kurun, Zümrüd-i Anka, Şebab, Yıldız, Papağan,Yenigün, Haber, Son Telgraf gibi çeşitli süreli yayınlarda fıkra, hikâye, roman, mizah, anı, sohbet, araştırma, sözlük ve röportaj türünde yazıları ve eserleri yayımlandı. Yazarın seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.
Otobiyografik izler taşıyan Aygır Fatma, İstanbul'dan Anadolu'da bir kasabaya kadar uzanan, maceralarla dolu, trajik bir aşk anlatısıdır. Hasan ve çocukluk aşkı Mediha'nın yolları yıllar sonra tekrar kesişir. Hasan, Mediha ile evlilik hazırlıkları yaparken bir kavgaya karışır ve hapse düşer. Bir süre sonra II. Meşrutiyet ilan edilir ve çıkan afla tahliye olur. Mediha'nın Dağıstanlı yaşlı bir tüccarla evlendirildiğini öğrenen Hasan zor günler geçirir. Bu esnada tiyatrocu bir arkadaşının teklifiyle hayatını oyunlaştırır. Aygır Fatma adındaki bu oyun, Anadolu'da bir kasabada sahnelenirken ilginç gelişmeler yaşanır.
Osman Cemal Kaygılı (1890-1945) İstanbul'da doğan Osman Cemal Kaygılı, iptidâî mektep ve rüştiyeden sonra Menşe-i Küttâb-ı Askerî'den (Askeri Kâtip Yetiştirme Okulu) mezun oldu. 1906'da Erkânıharbiye'de memurluğa başladı. 1912'de Tepebaşı Tiyatrosu'ndaki bir gösteri sırasında taşkınlık yapması ve Mahmut Şevket Paşa suikastına adının karışması dolayısıyla Refik Halit ve Refi Cevat gibi isimlerle birlikte Sinop'a sürüldü. Sürgünden sonra memuriyete geri döndü. I. Dünya Savaşı'nda seferberlik ilan edilince seyyar tümenlerde kâtiplik yapmaya başladı. Bir süre sonra sağlığı bozuldu ve malulen emekli oldu. Geçinebilmek için tiyatroculuk, sütçülük, pazarcılık, vapurlarda biletçilik gibi çeşitli işler yaptı. 1925'te başladığı Türkçe öğretmenliğine 1944 yılına kadar devam etti. İlk yazıları 1910 yılında Eşek ve Karagöz dergilerinde çıktı. 1921'de Ayine adında bir mizah dergisi çıkardı. Yazılarında Anber, Kanber ve Cımbız takma adlarını da kullanan Osman Cemal Kaygılı'nın Alay, Güleryüz, Aydede, Akbaba, Kurun, Zümrüd-i Anka, Şebab, Yıldız, Papağan,Yenigün, Haber, Son Telgraf gibi çeşitli süreli yayınlarda fıkra, hikâye, roman, mizah, anı, sohbet, araştırma, sözlük ve röportaj türünde yazıları ve eserleri yayımlandı. Yazarın seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.