#smrgKİTABEVİ Aynanın Arkasında -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Hünkar Ofset
ISBN-10:
9789756462690
Stok Kodu:
1199109953
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
261 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2009
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
31,68
Havale/EFT ile: 30,73
Stoktan teslim
1199109953
495692
Aynanın Arkasında -
Aynanın Arkasında - #smrgKİTABEVİ
31.68
Düşümde, tavandan inen kocaman bir örümcek ağzıma giriyor, tüysü bacaklarını hissediyorum, kusacak gibi oluyorum; dilimin üstünde, damaklarımda dolaşıyor, ağız boşluğuma yerleşip ağını örmeye başlıyor. Ta boğazıma kadar genişliyor ağ, dilim damağım birbirine yapışıyor; kusuyorum birden, ağzımda ne varsa çıkarmak için elimi boğazıma sokup bir daha kusuyorum, bir daha... Sanki bir şey daha var çıkaramadığım, yutkundukça boğazıma batıyor; plastiğimsi, kumaşımsı ya da sert bir cisim, küçük de değil. Korkuyla elimi ağzımın derinliklerine uzatıyorum, kan ter içindeyim, o şeyin ucunu yakalayıp asılıyorum; gelirken bir yandan da canımı acıtıyor. Pembe, kenarları fiyonklu, küçük bir kız şapkası... tükürüğe bulanmış. Üstünde belli belirsiz kan lekeleri..."

Aynanın Arkasında tam anlamıyla ne bir aşk romanı ne de politik bir roman. Öncelikle, okuyucuyu taraf tutmaya zorlamıyor; yolculuk boyunca gezdirilen kenarları sırmalı bir el aynası olmaktansa, kırık ve buğulu bir ayna olmayı yeğliyor, Milan Kundera'nın deyişiyle, bir varoluş araştırmasının romanı çünkü. Bir sıkıntıyla başlıyor: Evlilik yolunda doludizgin ilerlerken yakın arkadaşı Musa'nın apansız ortadan kaybolmasıyla neye uğradığını şaşıran İsa, çevresiyle çatışmalı kimliğini boynunda suç gibi taşıyıp diken üstünde soluk almaya çabalarken, beklenmedik bir ilişkiyle her şey alt üst oluyor; Musa'yı İstanbul'dan kilometrelerce uzakta, dilini çözemediği insanların, yaz kış karlı dağların, geçit vermez yolların, gece köye inen aç kurtların ve tehlikenin kol gezdiği bambaşka bir yerde trajik bir aşk kıskıvrak yakalayıveriyor. Okuyucunun payına ise, aynaya yansıttıklarından çok, yansıtmadıklarıyla düşündüren, sürprizlere açık bu romanı gözlerini dört açarak okumak düşüyor.

Düşümde, tavandan inen kocaman bir örümcek ağzıma giriyor, tüysü bacaklarını hissediyorum, kusacak gibi oluyorum; dilimin üstünde, damaklarımda dolaşıyor, ağız boşluğuma yerleşip ağını örmeye başlıyor. Ta boğazıma kadar genişliyor ağ, dilim damağım birbirine yapışıyor; kusuyorum birden, ağzımda ne varsa çıkarmak için elimi boğazıma sokup bir daha kusuyorum, bir daha... Sanki bir şey daha var çıkaramadığım, yutkundukça boğazıma batıyor; plastiğimsi, kumaşımsı ya da sert bir cisim, küçük de değil. Korkuyla elimi ağzımın derinliklerine uzatıyorum, kan ter içindeyim, o şeyin ucunu yakalayıp asılıyorum; gelirken bir yandan da canımı acıtıyor. Pembe, kenarları fiyonklu, küçük bir kız şapkası... tükürüğe bulanmış. Üstünde belli belirsiz kan lekeleri..."

Aynanın Arkasında tam anlamıyla ne bir aşk romanı ne de politik bir roman. Öncelikle, okuyucuyu taraf tutmaya zorlamıyor; yolculuk boyunca gezdirilen kenarları sırmalı bir el aynası olmaktansa, kırık ve buğulu bir ayna olmayı yeğliyor, Milan Kundera'nın deyişiyle, bir varoluş araştırmasının romanı çünkü. Bir sıkıntıyla başlıyor: Evlilik yolunda doludizgin ilerlerken yakın arkadaşı Musa'nın apansız ortadan kaybolmasıyla neye uğradığını şaşıran İsa, çevresiyle çatışmalı kimliğini boynunda suç gibi taşıyıp diken üstünde soluk almaya çabalarken, beklenmedik bir ilişkiyle her şey alt üst oluyor; Musa'yı İstanbul'dan kilometrelerce uzakta, dilini çözemediği insanların, yaz kış karlı dağların, geçit vermez yolların, gece köye inen aç kurtların ve tehlikenin kol gezdiği bambaşka bir yerde trajik bir aşk kıskıvrak yakalayıveriyor. Okuyucunun payına ise, aynaya yansıttıklarından çok, yansıtmadıklarıyla düşündüren, sürprizlere açık bu romanı gözlerini dört açarak okumak düşüyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat