#smrgKİTABEVİ Babek - 1998
Sultanın zulmüne karşı örgütlenen Hurremilerin önderi Şeyh Cavidan, bir gün, çobanlık yapan Babek adında 18 yaşında bir gençle karşılaştı. Çoban Babek, Şeyh Cavidan ve Hurremileri duymuştu. Onlara katılmak istedi. Bu isteği kabul edildi. Böylece Hurremilerin önderi olacak olan, zulme başeğmeyen yiğit Babek'in yirmi yıllık mücadelesi başlamış oldu.
Sultanın ordusu Babek 'in yurdunu işgal etmişti. Topraklar beylere, komutanlara dağıtılmıştı. İşte Babek, bu koşullarda mücadele bayrağını açtı. kısa zamanda Azerbaycan'ın, Arabistan'ın, İsfahan'ın, Gürcistan'ın yoksul halkları Babek'in bayrağı altında toplandılar. Büyük isyan başladı. Bu isyan karşısında sultanların tahtı, tacı yerinden sallandı. Babek hareketinin büyük boyutlara varması üzerine, Abbasiler güç durumda kaldılar ve geri çekildiler.
O sırada yeni halife olan Mu'tasım, Babek ayaklanmasına kesin bir çözüm getirmek için Afşin'i görevlendirdi. Afşin komutasındaki sultan ordusu, çoluk çocuk demeden on binlerce Babek yandaşını katletti. Savaş üç yıl sürdü. Afşin, Azerbaycan ve Ermenistan valiliklerine Babek'in yakalanması için emir verdi. Arran emiri Sehl b. Subat (Sunbat) bir av bahanesiyle Babek'i oyalayarak Afşin'e teslim etti.
Afşin, 838'de Samara kentine girdi. Babek elinde tutsaktı. Burada Babek' in elleri ayakları kesilerek korkunç bir işkenceyle öldürüldü. Başı kesilerek halka gösterildi. Babek işkence altında bile aman dilemedi, boyun eğmedi.
Onun mücadelesi ve direnci düşmanları tarafından bile unutulmadı ve zulüm yaparak toprakları istila eden, İslam'ı zorla, baskıyla kabul ettirmeye çalışan Abbasiler, yiğit halk önderi Babek'i ve yoldaşlarını işkencelerle öldürdüler ama yok edemediler. Bu nedenledir ki Babek adı bugün de zalimleri korkutuyor. (Arka kapaktan)
Sultanın zulmüne karşı örgütlenen Hurremilerin önderi Şeyh Cavidan, bir gün, çobanlık yapan Babek adında 18 yaşında bir gençle karşılaştı. Çoban Babek, Şeyh Cavidan ve Hurremileri duymuştu. Onlara katılmak istedi. Bu isteği kabul edildi. Böylece Hurremilerin önderi olacak olan, zulme başeğmeyen yiğit Babek'in yirmi yıllık mücadelesi başlamış oldu.
Sultanın ordusu Babek 'in yurdunu işgal etmişti. Topraklar beylere, komutanlara dağıtılmıştı. İşte Babek, bu koşullarda mücadele bayrağını açtı. kısa zamanda Azerbaycan'ın, Arabistan'ın, İsfahan'ın, Gürcistan'ın yoksul halkları Babek'in bayrağı altında toplandılar. Büyük isyan başladı. Bu isyan karşısında sultanların tahtı, tacı yerinden sallandı. Babek hareketinin büyük boyutlara varması üzerine, Abbasiler güç durumda kaldılar ve geri çekildiler.
O sırada yeni halife olan Mu'tasım, Babek ayaklanmasına kesin bir çözüm getirmek için Afşin'i görevlendirdi. Afşin komutasındaki sultan ordusu, çoluk çocuk demeden on binlerce Babek yandaşını katletti. Savaş üç yıl sürdü. Afşin, Azerbaycan ve Ermenistan valiliklerine Babek'in yakalanması için emir verdi. Arran emiri Sehl b. Subat (Sunbat) bir av bahanesiyle Babek'i oyalayarak Afşin'e teslim etti.
Afşin, 838'de Samara kentine girdi. Babek elinde tutsaktı. Burada Babek' in elleri ayakları kesilerek korkunç bir işkenceyle öldürüldü. Başı kesilerek halka gösterildi. Babek işkence altında bile aman dilemedi, boyun eğmedi.
Onun mücadelesi ve direnci düşmanları tarafından bile unutulmadı ve zulüm yaparak toprakları istila eden, İslam'ı zorla, baskıyla kabul ettirmeye çalışan Abbasiler, yiğit halk önderi Babek'i ve yoldaşlarını işkencelerle öldürdüler ama yok edemediler. Bu nedenledir ki Babek adı bugün de zalimleri korkutuyor. (Arka kapaktan)