#smrgSAHAF Bağımsızlığın Temelleri - 1992

Kondisyon:
Çok İyi
Basıldığı Matbaa:
Bayrak Yay. Ltd. Şti.
Dizi Adı:
Yayın No: 12
Kargoya Teslim Süresi:
1&3
Stok Kodu:
1199157073
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
366 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1992
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
30,40
Havale/EFT ile: 29,49
Stoktan teslim
1199157073
543227
Bağımsızlığın Temelleri -        1992
Bağımsızlığın Temelleri - 1992 #smrgSAHAF
30.40
Sabri Akdeniz Beğ Hocamı bundan yirmi altı yıl önce öğretmenler odasında ingilizce öğretmeni arkadaş ile güzel sanatlar üzerine konuşması esnasında, "Bir batılının çizdiği çizgi ile bir japonun çizdiği çizgi aynı değildir. Hatta bir birine göre çok farklıdır." şeklindeki tespitleri ile tanıdım. Çok önemli şeyler söylüyordu. Daha sonra yanına gittim elini öptüm ve kendimi takdim ettim. Dostluğumuz böyle başladı.

Kendisine hayranliğım o kadar artıyordu ki, sırf onunla daha çok olabilmek için kendime ait müstakil odamı terk edip onun odasında kalmama müsaade etmesini istedim. Cumartesi dahil haftalar ve yıllar boyu sürecek beraberliğimiz böyle başladı. Her bakımdan, örnek insandı. Düşüncelerimin onun yanında aydınlandığını hissediyordum. Önemli tespitleri ve yorumları vardı. O sıralarda "Türkiye'deki Çözümünün Nedenlere' adlı eserini hazırlıyordu. Oradaki bir tespiti beni hala düşündürür: "Ormanda çıplak dolaşan bir erkek ile bir kızı öldürdüğü için iki çobanı bir celselik mahkeme ile alelacele asıyorsunuz. Bunlar suçludurlar. Peki ama ta uzaklardan gelip bu Milletin on bin yıllık töresini çiğneyen bu insanların hiç mi suçu yoktur". Ondan başka bugüne kadar bu konuda ne bir yazar, ne bir hukukçu, ne bir düşünür, ne bir kelime söylemiş ve ne de bir kelime olsun yazmıştır

- Daha sonra "Çağımızda Nüfusun Önemi ve Türkiye'nin Nüfusu" çıktı. Orada ilk defa Türkiye'nin yüz ölçümünün, Ingiltere, Batı Almanya ve Italya'nın toplam yüz ölçümü kadar olduğunu, fakat orada iki yüz milyon insanın yaşamasına karşılık Türkiye'de kırk milyonun çok görüldüğünü içi yanarak feryat ediyordu. Bunu müteakib "Türkçede Yeni Gelişmeler" neşroldu. Burada da yine kendine has tespitleri vardı. "Danasal et demediğimiz gibi Parasal değer de diyemeyiz"

Daha sonra "Eğitim Sosyolojise' çıktı. O da diğerleri gibi yep yeniydi. Bu milletin değerlerine ve içinde bulunduğu gerçeklere göre hazırlanmış ilk kitab hüviyeti taşıyordu. Bundan sonra "Kültür Sömürgeciliğe' neşroldu. Bu icitab da yine yazann erişilmez gücünü ortaya koyuyordu. Onun Osmanlı düşmanlığı yaptığını iddia edenler haksızdılar. Bilakis o, Osmanlıyı zaafa uğratan ve dolayısıyla yıkılmasına sebeb olan amilleri teşhis ile bu milletin bir daha artık yıkılmamasını kendisine dert edinmişti. Bunun için çalışıyor ve bunun için üzülüyordu.

Son olarak elimizde bulunan bu kitab, günümüzün en önemli konuları olarak kültür, bilim, ana dil, yabancı dil, çağdaşlık, evrensellik ve bunun gibi ortalıkta dolaşan anlamı belirsiz ve son derece bulanık bir takım kavramlar üzerine, bunun ötesinde dünden bu güne değişen davranış şekilleri yönetenle yönetilenin özdeşleşmesi ve bu özdeşleşmeyi oluşturan etken ve araçlar hakkında zihnimizle yeni düşünce ufukları açaçak ve bizlere önem ve değer verdiğimiz konular üzerinde yeniden düşünme imkanları verecektir. Belki de eskisinden daha farklı sonuçlara varmamız hususunda bizleri zorlayacaktır.

O çok yönlü bir insandı. Bu kadarla yetinmezdi. Nitekim Kıbrıs meselesinin Türk kamuoyunda bu kadar taraftar bulmasında onun baha biçilmez emeği vardı. Diğer Türk illeri hakkındaki gayreti daha az değildi.

Netice itibariyle otuz seneye varan bende bıraktığı intıbaı tekrarlamak isterim: Sabri Akdeniz Beğ Bu memlekette son asırlarda yetişmiş müstesna bir kaç insandan biridir. Bu muhteşem insanın kıymeti zamanla daha iyi anlaşılacaktır. Her büyük insanın olduğu gibi...

Ali Murat Daryal

Sabri Akdeniz Beğ Hocamı bundan yirmi altı yıl önce öğretmenler odasında ingilizce öğretmeni arkadaş ile güzel sanatlar üzerine konuşması esnasında, "Bir batılının çizdiği çizgi ile bir japonun çizdiği çizgi aynı değildir. Hatta bir birine göre çok farklıdır." şeklindeki tespitleri ile tanıdım. Çok önemli şeyler söylüyordu. Daha sonra yanına gittim elini öptüm ve kendimi takdim ettim. Dostluğumuz böyle başladı.

Kendisine hayranliğım o kadar artıyordu ki, sırf onunla daha çok olabilmek için kendime ait müstakil odamı terk edip onun odasında kalmama müsaade etmesini istedim. Cumartesi dahil haftalar ve yıllar boyu sürecek beraberliğimiz böyle başladı. Her bakımdan, örnek insandı. Düşüncelerimin onun yanında aydınlandığını hissediyordum. Önemli tespitleri ve yorumları vardı. O sıralarda "Türkiye'deki Çözümünün Nedenlere' adlı eserini hazırlıyordu. Oradaki bir tespiti beni hala düşündürür: "Ormanda çıplak dolaşan bir erkek ile bir kızı öldürdüğü için iki çobanı bir celselik mahkeme ile alelacele asıyorsunuz. Bunlar suçludurlar. Peki ama ta uzaklardan gelip bu Milletin on bin yıllık töresini çiğneyen bu insanların hiç mi suçu yoktur". Ondan başka bugüne kadar bu konuda ne bir yazar, ne bir hukukçu, ne bir düşünür, ne bir kelime söylemiş ve ne de bir kelime olsun yazmıştır

- Daha sonra "Çağımızda Nüfusun Önemi ve Türkiye'nin Nüfusu" çıktı. Orada ilk defa Türkiye'nin yüz ölçümünün, Ingiltere, Batı Almanya ve Italya'nın toplam yüz ölçümü kadar olduğunu, fakat orada iki yüz milyon insanın yaşamasına karşılık Türkiye'de kırk milyonun çok görüldüğünü içi yanarak feryat ediyordu. Bunu müteakib "Türkçede Yeni Gelişmeler" neşroldu. Burada da yine kendine has tespitleri vardı. "Danasal et demediğimiz gibi Parasal değer de diyemeyiz"

Daha sonra "Eğitim Sosyolojise' çıktı. O da diğerleri gibi yep yeniydi. Bu milletin değerlerine ve içinde bulunduğu gerçeklere göre hazırlanmış ilk kitab hüviyeti taşıyordu. Bundan sonra "Kültür Sömürgeciliğe' neşroldu. Bu icitab da yine yazann erişilmez gücünü ortaya koyuyordu. Onun Osmanlı düşmanlığı yaptığını iddia edenler haksızdılar. Bilakis o, Osmanlıyı zaafa uğratan ve dolayısıyla yıkılmasına sebeb olan amilleri teşhis ile bu milletin bir daha artık yıkılmamasını kendisine dert edinmişti. Bunun için çalışıyor ve bunun için üzülüyordu.

Son olarak elimizde bulunan bu kitab, günümüzün en önemli konuları olarak kültür, bilim, ana dil, yabancı dil, çağdaşlık, evrensellik ve bunun gibi ortalıkta dolaşan anlamı belirsiz ve son derece bulanık bir takım kavramlar üzerine, bunun ötesinde dünden bu güne değişen davranış şekilleri yönetenle yönetilenin özdeşleşmesi ve bu özdeşleşmeyi oluşturan etken ve araçlar hakkında zihnimizle yeni düşünce ufukları açaçak ve bizlere önem ve değer verdiğimiz konular üzerinde yeniden düşünme imkanları verecektir. Belki de eskisinden daha farklı sonuçlara varmamız hususunda bizleri zorlayacaktır.

O çok yönlü bir insandı. Bu kadarla yetinmezdi. Nitekim Kıbrıs meselesinin Türk kamuoyunda bu kadar taraftar bulmasında onun baha biçilmez emeği vardı. Diğer Türk illeri hakkındaki gayreti daha az değildi.

Netice itibariyle otuz seneye varan bende bıraktığı intıbaı tekrarlamak isterim: Sabri Akdeniz Beğ Bu memlekette son asırlarda yetişmiş müstesna bir kaç insandan biridir. Bu muhteşem insanın kıymeti zamanla daha iyi anlaşılacaktır. Her büyük insanın olduğu gibi...

Ali Murat Daryal

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat