#smrgKİTABEVİ Bahar Kadar Taze Hayat Kadar Nazik : İstanbul Yazıları (1910-1951) - 2020

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Veb Ofset İleri Matbaacılık
Dizi Adı:
ISBN-10:
6057683595
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Mustafa Kirenci
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199134343
Boyut:
14x23
Sayfa Sayısı:
384
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
315,00
Havale/EFT ile: 305,55
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199134343
520071
Bahar Kadar Taze Hayat Kadar Nazik : İstanbul Yazıları (1910-1951) -        2020
Bahar Kadar Taze Hayat Kadar Nazik : İstanbul Yazıları (1910-1951) - 2020 #smrgKİTABEVİ
315.00
Tâhirü'l-Mevlevî'nin İstanbul'a dair yazılarının derlenerek bir bütünlüğe kavuştuğu bu eser 1910 ile 1951 yılları arasında dergilerde kaleme aldığı 40 yıllık bir yazı birikimini okurlarımızla buluşturuyor. Tarih sırasına göre Beyânülhak, (1910, 1911), Sebilürreşad, (1914), Mahfil, (1921-1925), Yücel, (1936), Bilgi Yurdu, (1938, 1939, 1940), İslâm Yolu (1948-1951) dergilerinde yayımlanan bu yazıların bazıları tefrika halinde yayımlanmış, bazıları da münferit yazılar olarak dergi sayfalarında kalmış. Dergilerdeki yazıları dışında bu kitaba ilave edilen tarihi belirtilmemiş bir yazma risale de “İstanbul'un Eski Âdetlerinden” başlılığını taşımaktadır.

Bu eseri meydan getiren yazılar yaklaşık 40 yıllık bir süreci de yansıtmaktadır. Özellikle alfabe değişiminin etkilerinin görülebileceği, Türkçenin izlediği seyri göstermesi bakımından da ayrı bir dikkatin konusu olabilecek bir eser.

Kitabın ismine gelince... Kitabın adı Tâhirü'l-Mevlevî'nin bu eserde geçen bir cümlesi: Bahar Kadar Taze, Hayat Kadar Nazik. İstanbul'a yakıştırdığımız bu ifade İstanbul'un mevcut hali göz önüne getirildiğinde belki bazı okurlarımıza ironik gelebilir. Doğrusu bu satırları yazan için de öyle. İstanbul bizleri hak etmese bile bu tanımlamayı fazlasıyla hak eden bir şehir. Ve İstanbul, ufkunu kaplayan devasa beton kütleleri, aziz varlığına saplanmış bir hakaret gibi sinesine çekiyor olabilir ve bizlere hal diliyle neler söylediğini tahmin etmek de zor değil. Ama biz en azından onun hakkının “bahar kadar taze, hayat kadar nazik” olduğunu kâğıt üstünde de olsa teslim etmek istedik.

Tâhirü'l-Mevlevî'nin İstanbul'a dair yazılarının derlenerek bir bütünlüğe kavuştuğu bu eser 1910 ile 1951 yılları arasında dergilerde kaleme aldığı 40 yıllık bir yazı birikimini okurlarımızla buluşturuyor. Tarih sırasına göre Beyânülhak, (1910, 1911), Sebilürreşad, (1914), Mahfil, (1921-1925), Yücel, (1936), Bilgi Yurdu, (1938, 1939, 1940), İslâm Yolu (1948-1951) dergilerinde yayımlanan bu yazıların bazıları tefrika halinde yayımlanmış, bazıları da münferit yazılar olarak dergi sayfalarında kalmış. Dergilerdeki yazıları dışında bu kitaba ilave edilen tarihi belirtilmemiş bir yazma risale de “İstanbul'un Eski Âdetlerinden” başlılığını taşımaktadır.

Bu eseri meydan getiren yazılar yaklaşık 40 yıllık bir süreci de yansıtmaktadır. Özellikle alfabe değişiminin etkilerinin görülebileceği, Türkçenin izlediği seyri göstermesi bakımından da ayrı bir dikkatin konusu olabilecek bir eser.

Kitabın ismine gelince... Kitabın adı Tâhirü'l-Mevlevî'nin bu eserde geçen bir cümlesi: Bahar Kadar Taze, Hayat Kadar Nazik. İstanbul'a yakıştırdığımız bu ifade İstanbul'un mevcut hali göz önüne getirildiğinde belki bazı okurlarımıza ironik gelebilir. Doğrusu bu satırları yazan için de öyle. İstanbul bizleri hak etmese bile bu tanımlamayı fazlasıyla hak eden bir şehir. Ve İstanbul, ufkunu kaplayan devasa beton kütleleri, aziz varlığına saplanmış bir hakaret gibi sinesine çekiyor olabilir ve bizlere hal diliyle neler söylediğini tahmin etmek de zor değil. Ama biz en azından onun hakkının “bahar kadar taze, hayat kadar nazik” olduğunu kâğıt üstünde de olsa teslim etmek istedik.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat