#smrgSAHAF Bahar ve Tipi -

Stok Kodu:
1199026548
Boyut:
12x19
Sayfa Sayısı:
281 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1998
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199026548
412643
Bahar ve Tipi -
Bahar ve Tipi - #smrgSAHAF
0.00
Gün Zileli, saat 8.33'te “Perde açıldı” cümlesiyle başlayıp, aynı gün saat 20.33'te "Perde kapandı" cümlesiyle; 1 Mayıs 1977 Taksim mitinginin, Cumhuriyet tarihinin en trajik ve en kanlı olaylarından birinin öncesini ve sonrasını on iki saatlik bir zaman dilimi içinde anlatıyor. “Saatine baktı... Yediye yirmi yedi dakika vardı. Gecikiyorum dedi içinden. Artık kalkmalıyım. Ancak yetişirim. Başım da dönüyor. O loş, uzun meyhaneye baktı. Boştu. Kim olurdu bu saatte? Dışarıdan, işçi kalabalıklarının bağırışları geliyordu. Elini tabancasına attı, yokladı. Yerindeydi. O da bu terli masalar gibi nemliydi sanki. Ayağa kalktı. Yalpalayarak yürüdü kapıya doğru. Birden duraksadı. Sanki arkasından bir ses duymuştu. Ziya Paşa “nereye beyoğlum, daha sizinle tanışmadık ki” mi demişti? Telaşla döndü. Ne Ziya Paşa vardı ortalıkta, ne de bir başkası. Hepsi bir hayaldi belli ki. Geçip giden yaşamların hayalleri. Kapıyı açtı. Çıktı dışarı. Kurtuluş grubu biraz ilerde yokuşu tırmanıyordu. Aşağıdan yaklaşan üçlü bloku, yaşınan pankartlardan ve kulağına kadar ulaşan sloganlarından tanıdı. Yokuşu kaldırım boyunca tırmanmaya başladı hızla. Üçlü blok oraya gelmeden en az beş dakika önce elektrik direğinin yanındaki yerini alması gerekiyordu.”
Gün Zileli, saat 8.33'te “Perde açıldı” cümlesiyle başlayıp, aynı gün saat 20.33'te "Perde kapandı" cümlesiyle; 1 Mayıs 1977 Taksim mitinginin, Cumhuriyet tarihinin en trajik ve en kanlı olaylarından birinin öncesini ve sonrasını on iki saatlik bir zaman dilimi içinde anlatıyor. “Saatine baktı... Yediye yirmi yedi dakika vardı. Gecikiyorum dedi içinden. Artık kalkmalıyım. Ancak yetişirim. Başım da dönüyor. O loş, uzun meyhaneye baktı. Boştu. Kim olurdu bu saatte? Dışarıdan, işçi kalabalıklarının bağırışları geliyordu. Elini tabancasına attı, yokladı. Yerindeydi. O da bu terli masalar gibi nemliydi sanki. Ayağa kalktı. Yalpalayarak yürüdü kapıya doğru. Birden duraksadı. Sanki arkasından bir ses duymuştu. Ziya Paşa “nereye beyoğlum, daha sizinle tanışmadık ki” mi demişti? Telaşla döndü. Ne Ziya Paşa vardı ortalıkta, ne de bir başkası. Hepsi bir hayaldi belli ki. Geçip giden yaşamların hayalleri. Kapıyı açtı. Çıktı dışarı. Kurtuluş grubu biraz ilerde yokuşu tırmanıyordu. Aşağıdan yaklaşan üçlü bloku, yaşınan pankartlardan ve kulağına kadar ulaşan sloganlarından tanıdı. Yokuşu kaldırım boyunca tırmanmaya başladı hızla. Üçlü blok oraya gelmeden en az beş dakika önce elektrik direğinin yanındaki yerini alması gerekiyordu.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat