Oltasına taktığı sahte yemle kıyıdan levrek avlamak onun için doğayla bütünleştiği, zevkli ve vazgeçemeyeceği bir spor. Örneğin Çanakkale'nin koylarında üç hafta süren levrek safarisine çıkabiliyor ya da yeğenine sürpriz yapmak için levrek peşinde 1200 kilometre yol kat edebiliyor. “Bir kere bu işe başlarsanız, o zevki, verdiği huzuru bir kez tadarsanız bir daha normal yaşama dönememe ihtimaliniz var” diyor Alpay. Kendisini amatör balıkçılığa kaptırdığı bu dört yıl boyunca başından geçen av hikayelerini bugünlerde kitaplaştırdı. ‘Balık Avı Hikâyeleri' okuyanın kafasını çelecek, “Acaba ben de olta alıp yola koyulsam mı?” dedirtecek bir kitap. - Deniz Haber
Aynı gün içerisinde, aynı kıyıdan zargana, istavrit, çinakop, palamut, lüfer avlanabilecek başka bir şehir var mı acaba dünya üzerinde?
Ya da sabah gün ışıldarken, çevresinde binlerce yıllık bir tarihe gömülmüş duran Unkapanı Köprüsü'nden palamutları çekip, köprü altındaki onca yabancı insanla aynı heyecanı yaşamak ve hemen iki metre arkadaki trafik sıkışıklığının farkında dahi olmamak nasıl açıklanabilir?
Balık avcılığının, kentli bir insana hissettirdiklerini ve öğrettiklerini bulacaksınız bu küçük hikâye-anı kitabında...
Yazarın Boğaz'da başlayan balık avcılığı serüveni, giderek yoğunlaşan ve yetkinleşen bir tutku halinde, Saros ve Kuzey Ege'de gerçekleştirdiği levrek avı maceraları ile zenginleşiyor; okura bu işin gizli sırlarını fısıldıyor.
Deniz, balık, gezi ve macera tutkunu herkes için zevkle okunacak ve balık avı ile ilgili pek çok şey öğretecek hikayeler... Yeni başlayanlar için umut, işin ehli kimseler için minik bir gülümseme vadeden anılar...
Kimbilir belki bir gün siz de oltanızı denize savurursunuz; ender ve zor bulunan, ulaşılmaz olanın peşinde, kendi sınırlarınıza doğru bir "anlam" yolculuğuna çıkarsınız.
Oltasına taktığı sahte yemle kıyıdan levrek avlamak onun için doğayla bütünleştiği, zevkli ve vazgeçemeyeceği bir spor. Örneğin Çanakkale'nin koylarında üç hafta süren levrek safarisine çıkabiliyor ya da yeğenine sürpriz yapmak için levrek peşinde 1200 kilometre yol kat edebiliyor. “Bir kere bu işe başlarsanız, o zevki, verdiği huzuru bir kez tadarsanız bir daha normal yaşama dönememe ihtimaliniz var” diyor Alpay. Kendisini amatör balıkçılığa kaptırdığı bu dört yıl boyunca başından geçen av hikayelerini bugünlerde kitaplaştırdı. ‘Balık Avı Hikâyeleri' okuyanın kafasını çelecek, “Acaba ben de olta alıp yola koyulsam mı?” dedirtecek bir kitap. - Deniz Haber
Aynı gün içerisinde, aynı kıyıdan zargana, istavrit, çinakop, palamut, lüfer avlanabilecek başka bir şehir var mı acaba dünya üzerinde?
Ya da sabah gün ışıldarken, çevresinde binlerce yıllık bir tarihe gömülmüş duran Unkapanı Köprüsü'nden palamutları çekip, köprü altındaki onca yabancı insanla aynı heyecanı yaşamak ve hemen iki metre arkadaki trafik sıkışıklığının farkında dahi olmamak nasıl açıklanabilir?
Balık avcılığının, kentli bir insana hissettirdiklerini ve öğrettiklerini bulacaksınız bu küçük hikâye-anı kitabında...
Yazarın Boğaz'da başlayan balık avcılığı serüveni, giderek yoğunlaşan ve yetkinleşen bir tutku halinde, Saros ve Kuzey Ege'de gerçekleştirdiği levrek avı maceraları ile zenginleşiyor; okura bu işin gizli sırlarını fısıldıyor.
Deniz, balık, gezi ve macera tutkunu herkes için zevkle okunacak ve balık avı ile ilgili pek çok şey öğretecek hikayeler... Yeni başlayanlar için umut, işin ehli kimseler için minik bir gülümseme vadeden anılar...
Kimbilir belki bir gün siz de oltanızı denize savurursunuz; ender ve zor bulunan, ulaşılmaz olanın peşinde, kendi sınırlarınıza doğru bir "anlam" yolculuğuna çıkarsınız.