#smrgSAHAF Balkan Harbi Sırasında Rumeli'den Türk Göçleri - 1995

Dizi Adı:
XVI / 72; Atatürk ve Yeni Türkiye
ISBN-10:
9751606063
Stok Kodu:
1199008375
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
156 s. + görsel
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1995
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199008375
394539
Balkan Harbi Sırasında Rumeli'den Türk Göçleri -        1995
Balkan Harbi Sırasında Rumeli'den Türk Göçleri - 1995 #smrgSAHAF
0.00
Bugüne kadar Osmanlı Tarihi üzerinde yapılan araştırmalar, daha çok siyasi alanda yoğunluk kazanmıştır. Buna karşılık, içtimai konuların incelenmesi, yani, devletin siyasetine doğrudan tesir eden sosyal, iktisadi ve hukuki meseleler ihmal edilmiştir. Türk sosyal hayatında "göç"ün özel bir önemi vardır. Göç bazan bir yurt edinmek, bazan düşman istilasından, tabii afetlerden korunmak ve bazan da eski yurtlarından Anavatan'a kavuşmak için olmuştur. Hatta öyle ki, "göç" en eski destanlarımızdan başlayarak, milli folklorumuzda yerini almıştır. Balkanlardan Türkiye'ye meydana gelen göçler ise, eski yurtlarını bırakmak zorunda kalan insanlarımızın Anavatan'a gelişlerinin hikâyesidir. XIV. yüzyılın ortalarında Süleyman Paşa komutasında Rumeli'ye geçen Türkler 5,5 asır bu topraklarda hüküm sürerek, kendilerine yurt edindiler. Fakat bütün Avrupa'ya karşı mücadele verme durumunda olan Osmanlıların Rumeli'de kalmaları güçlü olmalarına bağlı idi. Nitekim zamanla eski gücünü yitiren Osmanlı Devleti, XVII. asrın sonunda imzalamak zorunda kaldığı Karlofça antlaşmasıyla geri çekilmeye başlamıştır. XIX. yüzyıla geldiğinde ise bu çekiliş ve diğer bazı nedenlerden dolayı Balkanlardan, Kırım, Kafkasya ve Türkistan gibi Türk ülkelerinden Osmanlı Devleti'ne büyük göç hareketleri olmuştur. Bunlardan Balkanlar, batının ekonomik, siyasi ve dini ihtiraslarının karışımı olarak ortaya attıkları Şark Politikası'nın halkalarından bir tanesidir. Buna göre, her ne surette olursa olsun, burada yaşayan Hristiyanlar Türklerin hâkimiyetinden kurtarılmalıydı. Bu cümleden olarak XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren burada batılı devletlerin desteğiyle yeni devletler kurulmuştur. Kurulan bu yeni devletler ise, nüfuslarında homojenliği sağlamak ve buralardaki Türk nüfusu eritmek amacıyla çeşitli baskılara başvurmuşlar, sonuçta Balkanlar'dan Türkiye'ye göç akını meydana gelmiştir. Yüzbinlerle ifade edilen bu göç hareketi, Osmanlı Devleti'nin yıkılış döneminde alınan her türlü tedbire karşı, devleti içinden kolay çıkılamayacak iktisadi ve sosyal bir takım problemlerle karşı karşıya getirmiştir...
Bugüne kadar Osmanlı Tarihi üzerinde yapılan araştırmalar, daha çok siyasi alanda yoğunluk kazanmıştır. Buna karşılık, içtimai konuların incelenmesi, yani, devletin siyasetine doğrudan tesir eden sosyal, iktisadi ve hukuki meseleler ihmal edilmiştir. Türk sosyal hayatında "göç"ün özel bir önemi vardır. Göç bazan bir yurt edinmek, bazan düşman istilasından, tabii afetlerden korunmak ve bazan da eski yurtlarından Anavatan'a kavuşmak için olmuştur. Hatta öyle ki, "göç" en eski destanlarımızdan başlayarak, milli folklorumuzda yerini almıştır. Balkanlardan Türkiye'ye meydana gelen göçler ise, eski yurtlarını bırakmak zorunda kalan insanlarımızın Anavatan'a gelişlerinin hikâyesidir. XIV. yüzyılın ortalarında Süleyman Paşa komutasında Rumeli'ye geçen Türkler 5,5 asır bu topraklarda hüküm sürerek, kendilerine yurt edindiler. Fakat bütün Avrupa'ya karşı mücadele verme durumunda olan Osmanlıların Rumeli'de kalmaları güçlü olmalarına bağlı idi. Nitekim zamanla eski gücünü yitiren Osmanlı Devleti, XVII. asrın sonunda imzalamak zorunda kaldığı Karlofça antlaşmasıyla geri çekilmeye başlamıştır. XIX. yüzyıla geldiğinde ise bu çekiliş ve diğer bazı nedenlerden dolayı Balkanlardan, Kırım, Kafkasya ve Türkistan gibi Türk ülkelerinden Osmanlı Devleti'ne büyük göç hareketleri olmuştur. Bunlardan Balkanlar, batının ekonomik, siyasi ve dini ihtiraslarının karışımı olarak ortaya attıkları Şark Politikası'nın halkalarından bir tanesidir. Buna göre, her ne surette olursa olsun, burada yaşayan Hristiyanlar Türklerin hâkimiyetinden kurtarılmalıydı. Bu cümleden olarak XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren burada batılı devletlerin desteğiyle yeni devletler kurulmuştur. Kurulan bu yeni devletler ise, nüfuslarında homojenliği sağlamak ve buralardaki Türk nüfusu eritmek amacıyla çeşitli baskılara başvurmuşlar, sonuçta Balkanlar'dan Türkiye'ye göç akını meydana gelmiştir. Yüzbinlerle ifade edilen bu göç hareketi, Osmanlı Devleti'nin yıkılış döneminde alınan her türlü tedbire karşı, devleti içinden kolay çıkılamayacak iktisadi ve sosyal bir takım problemlerle karşı karşıya getirmiştir...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat