Merhum babamız [Mehmed Arîf Bey], Erzurum'da iken, kaderin tecellisiyle milli tarihimizin son acıklı yapraklarını teşkil eden Rusya Savaşı'nda, Anadolu Ordu-yı Hümayunu Mühimme Başkitabeti'nde bulunmuştur. Savaşı başından sonuna kadar görerek, izlenimlerinin sonucunu bir araya toplayıp gelecek nesillere bir ibret bilmesi için onları bir kitap haline getirmiştir. Milleti saran hastalığı ve sebeplerini de sırası geldikçe açıklamıştır. Mısır'da bulunduğu süre içinde de bilgi sahibi olduğu olayları kısaca ekleyerek meydana getirdiği kitabını Başımıza Gelenler olarak isimlendirmiştir.
"Rumeli kıtası, isyan ve savaş ateşiyle yanarken, devletler arası diplomatik haberleşme ve görüşmeler devam etmekteydi. İşin sonunda Rusya ile savaşın kaçınılmaz olduğu anlaşılarak hazırlıklara başlandı. Rumeli kıtasında Tuna ordusunun takviye edilmesine ve çoğaltılmasına çalışılırken, Anadolu tarafında da askerî tertibat ve hazırlıklar yapılıyordu. Akın akın Dördüncü Ordu askerleri silah altına alınarak Erzurum'a doğru gönderiliyordu. Bu sırada, Rusya Devleti de Kafkasya ordusunda aynı hareketi yaparak Gümrü Kalesi'ni askerle doldurmuştu. " (Arka kapaktan)