#smrgKİTABEVİ Batı Kültürü Önünde Hiçbir Saplantım Yok: Mektuplar 1957 - 2008 -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
mas Matbaacılık
Dizi Adı:
İnsan ve Toplum Dizisi 56
ISBN-10:
9786051050645
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Stok Kodu:
1199138684
Boyut:
17x21
Sayfa Sayısı:
271 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2011
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
131,25
Havale/EFT ile: 127,31
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199138684
524754
Batı Kültürü Önünde Hiçbir Saplantım Yok: Mektuplar 1957 - 2008 -
Batı Kültürü Önünde Hiçbir Saplantım Yok: Mektuplar 1957 - 2008 - #smrgKİTABEVİ
131.25
Bu kitapta bir yazarla bir çizerin mektupları yer alıyor. Başka bir deyişle bu kitap iki yazar-çizerin kitabı. Yazarın, resme olan düşkünlüğü kadar, çizer de yazına düşkün. Her ikisi de, ilk gençlik yıllarından beri kitap hastası, kitap kurdu. Daha ilk tanışmalarından itibaren (İstanbul 1955) sanatla ve yazınla olan ilgileri benzerlik göstermiş, aynı kitapları okuyup aynı soruları sormuşlar. Bugün, yarım yüzyıl sonra, benzemezliklerinde bile birbirlerinin benzeri olup çıkmışlar. Bakın Yüksel Arslan 1996'da ne yazmış?

Sevgili Edgü=Arslan,

Geçen gün (13.05.96) Galeri'de çok korktum. Bu ünlü otoskopi hotoskopi olgusuna maruz kalacağımı beklemiyordum. Michêele ve Selçuk'la konuşurken, bir an, salonun dibinde, 7-8 metre ötemde, birini gördüm ve kendi kendime dedim ki: "Bu benim." Kendime doğru yaklaşırken, 3-4 metre kala, gördüm ki bu sendin. İnanılır gibi değil, ama gerçek! Şimdi düşünüyorum da, ne kendim ne sen! 10 yıldır karşılaşmak ve tanımak için çalıştığım İnsanoğlu'nun kendisiydi bu!" Ülkemizde pek sık karşılaşılmayan (sözcüğü her ikisi de sevmese de) entelektüel bir dostluğu yansıtıyor bu mektupların her sözcüğü. Dille oynamayı seven, kendilerine özgü bir humor anlayışı olan, birçok ünlü, ünsüz; yaşayan, ölmüş sanatçı, yazardan sözeden; yüzyıllar hatta binyıllaröncesinin sanatına, düşünürlerine gönderide bulunan, tabii sürekli birbirleriyle ve kendileriyle dalga geçmekten de bıkmayan bu iki dostun "mektup-metinler"ni yazınsal birer metin olarak okumak belki de en doğru yöntem. Yüksel Arslan'ın tüm mektupları, okunaklı el yazısıyla yazılmış ve hemen tümü resimli. Bu görsel nitelikleri dolayısıyla kitapta bunlardan bazılarına yer verdik. (Tanıtım Bülteninden)

Bu kitapta bir yazarla bir çizerin mektupları yer alıyor. Başka bir deyişle bu kitap iki yazar-çizerin kitabı. Yazarın, resme olan düşkünlüğü kadar, çizer de yazına düşkün. Her ikisi de, ilk gençlik yıllarından beri kitap hastası, kitap kurdu. Daha ilk tanışmalarından itibaren (İstanbul 1955) sanatla ve yazınla olan ilgileri benzerlik göstermiş, aynı kitapları okuyup aynı soruları sormuşlar. Bugün, yarım yüzyıl sonra, benzemezliklerinde bile birbirlerinin benzeri olup çıkmışlar. Bakın Yüksel Arslan 1996'da ne yazmış?

Sevgili Edgü=Arslan,

Geçen gün (13.05.96) Galeri'de çok korktum. Bu ünlü otoskopi hotoskopi olgusuna maruz kalacağımı beklemiyordum. Michêele ve Selçuk'la konuşurken, bir an, salonun dibinde, 7-8 metre ötemde, birini gördüm ve kendi kendime dedim ki: "Bu benim." Kendime doğru yaklaşırken, 3-4 metre kala, gördüm ki bu sendin. İnanılır gibi değil, ama gerçek! Şimdi düşünüyorum da, ne kendim ne sen! 10 yıldır karşılaşmak ve tanımak için çalıştığım İnsanoğlu'nun kendisiydi bu!" Ülkemizde pek sık karşılaşılmayan (sözcüğü her ikisi de sevmese de) entelektüel bir dostluğu yansıtıyor bu mektupların her sözcüğü. Dille oynamayı seven, kendilerine özgü bir humor anlayışı olan, birçok ünlü, ünsüz; yaşayan, ölmüş sanatçı, yazardan sözeden; yüzyıllar hatta binyıllaröncesinin sanatına, düşünürlerine gönderide bulunan, tabii sürekli birbirleriyle ve kendileriyle dalga geçmekten de bıkmayan bu iki dostun "mektup-metinler"ni yazınsal birer metin olarak okumak belki de en doğru yöntem. Yüksel Arslan'ın tüm mektupları, okunaklı el yazısıyla yazılmış ve hemen tümü resimli. Bu görsel nitelikleri dolayısıyla kitapta bunlardan bazılarına yer verdik. (Tanıtım Bülteninden)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat