#smrgKİTABEVİ Batılı Bir Yazarın Gözüyle Bizans-Selçuklu Mücadelesi -1081'e Kadar - 2024
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Lord Matbaası
ISBN-10:
6256631212
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
207
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Çeviren:
Aynur Feray İlgün
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
120,60
Havale/EFT ile:
116,98
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199229704
616611
https://www.simurgkitabevi.com/batili-bir-yazarin-gozuyle-bizans-selcuklu-mucadelesi-1081e-kadar-2024
Batılı Bir Yazarın Gözüyle Bizans-Selçuklu Mücadelesi -1081'e Kadar - 2024 #smrgKİTABEVİ
120.60
Bu eser; Fransa Nancy Üniversitesi bünyesinde 1887 yılında kurulan UFR of History Sciences (Doğu Tarihçileri Derneği) tarafından Annales de l'Est (Doğu Yıllıkları) serisi kapsamında Joseph Laurent tarafından Fransızca olarak kaleme alınan “Byzance Et Les Turcs Seldjoucides Dans L'asıe Occıdentale Juqu'en 1081” adlı eser olup, 1913-1914 yıllarında kaleme alınmış ve 1919 yılında kitaplaştırılmıştır.
Laurent, Tuğrul ve Çağrı Bey dönemlerinde yapılan Selçuklu akınlarından başlayarak Selçuklu-Bizans İlişkileri, Bizans ve Selçuklu Tarihi ile ilgili değerlendirmeler yapmakta ve bu değerlendirmelerin merkezine her iki devletin de hâkimiyet mücadelesi verdiği alan olan Anadolu'yu koymaktadır.
Araştırmanın asıl amacı, Anadolu'da Selçuklular ve Bizans arasında gerçekleşen hâkimiyet mücadelesini, Bizans'ın konumunu ve bu mücadele sırasında Türkiye Selçukluları'nın Anadolu'daki yayılım süreçlerini ortaya koymaktır. Nihayetinde 1071'den itibaren on yıl (1081'e kadar), Türkleri Fırat'ın kaynaklarından Manzikert'e, 1081'de yerleşecekleri Hellespont ile Bosfor kıyılarına kadar getirmeye yetmiştir.
Fransız tarihçi, bu eserde daha ziyade Bizans kaynaklarını ve Batılı kaynakları kullanmış, İslam kaynaklarını ihmal etmiştir. Bilinmelidir ki bu dönemde gerçekleşen olaylar hakkında tarihçiler arasında (Batılı tarihçilerin kendi arasında bile) bir fikir birliği yoktur. Çünkü bu konuda kaynaklarda yer alan bilgiler yer yer birbiriyle çelişmekte veya birbirini desteklememektedir. Bütün bu hususlar dikkate alındığında yine de bu eserin Türkçe'ye tercüme edilmesi, Selçuklu tarihi ve Bizans-Selçuklu münasebetleri üzerine yapılacak olan araştırmalara katkı sağlayacaktır.
Laurent, Tuğrul ve Çağrı Bey dönemlerinde yapılan Selçuklu akınlarından başlayarak Selçuklu-Bizans İlişkileri, Bizans ve Selçuklu Tarihi ile ilgili değerlendirmeler yapmakta ve bu değerlendirmelerin merkezine her iki devletin de hâkimiyet mücadelesi verdiği alan olan Anadolu'yu koymaktadır.
Araştırmanın asıl amacı, Anadolu'da Selçuklular ve Bizans arasında gerçekleşen hâkimiyet mücadelesini, Bizans'ın konumunu ve bu mücadele sırasında Türkiye Selçukluları'nın Anadolu'daki yayılım süreçlerini ortaya koymaktır. Nihayetinde 1071'den itibaren on yıl (1081'e kadar), Türkleri Fırat'ın kaynaklarından Manzikert'e, 1081'de yerleşecekleri Hellespont ile Bosfor kıyılarına kadar getirmeye yetmiştir.
Fransız tarihçi, bu eserde daha ziyade Bizans kaynaklarını ve Batılı kaynakları kullanmış, İslam kaynaklarını ihmal etmiştir. Bilinmelidir ki bu dönemde gerçekleşen olaylar hakkında tarihçiler arasında (Batılı tarihçilerin kendi arasında bile) bir fikir birliği yoktur. Çünkü bu konuda kaynaklarda yer alan bilgiler yer yer birbiriyle çelişmekte veya birbirini desteklememektedir. Bütün bu hususlar dikkate alındığında yine de bu eserin Türkçe'ye tercüme edilmesi, Selçuklu tarihi ve Bizans-Selçuklu münasebetleri üzerine yapılacak olan araştırmalara katkı sağlayacaktır.
Bu eser; Fransa Nancy Üniversitesi bünyesinde 1887 yılında kurulan UFR of History Sciences (Doğu Tarihçileri Derneği) tarafından Annales de l'Est (Doğu Yıllıkları) serisi kapsamında Joseph Laurent tarafından Fransızca olarak kaleme alınan “Byzance Et Les Turcs Seldjoucides Dans L'asıe Occıdentale Juqu'en 1081” adlı eser olup, 1913-1914 yıllarında kaleme alınmış ve 1919 yılında kitaplaştırılmıştır.
Laurent, Tuğrul ve Çağrı Bey dönemlerinde yapılan Selçuklu akınlarından başlayarak Selçuklu-Bizans İlişkileri, Bizans ve Selçuklu Tarihi ile ilgili değerlendirmeler yapmakta ve bu değerlendirmelerin merkezine her iki devletin de hâkimiyet mücadelesi verdiği alan olan Anadolu'yu koymaktadır.
Araştırmanın asıl amacı, Anadolu'da Selçuklular ve Bizans arasında gerçekleşen hâkimiyet mücadelesini, Bizans'ın konumunu ve bu mücadele sırasında Türkiye Selçukluları'nın Anadolu'daki yayılım süreçlerini ortaya koymaktır. Nihayetinde 1071'den itibaren on yıl (1081'e kadar), Türkleri Fırat'ın kaynaklarından Manzikert'e, 1081'de yerleşecekleri Hellespont ile Bosfor kıyılarına kadar getirmeye yetmiştir.
Fransız tarihçi, bu eserde daha ziyade Bizans kaynaklarını ve Batılı kaynakları kullanmış, İslam kaynaklarını ihmal etmiştir. Bilinmelidir ki bu dönemde gerçekleşen olaylar hakkında tarihçiler arasında (Batılı tarihçilerin kendi arasında bile) bir fikir birliği yoktur. Çünkü bu konuda kaynaklarda yer alan bilgiler yer yer birbiriyle çelişmekte veya birbirini desteklememektedir. Bütün bu hususlar dikkate alındığında yine de bu eserin Türkçe'ye tercüme edilmesi, Selçuklu tarihi ve Bizans-Selçuklu münasebetleri üzerine yapılacak olan araştırmalara katkı sağlayacaktır.
Laurent, Tuğrul ve Çağrı Bey dönemlerinde yapılan Selçuklu akınlarından başlayarak Selçuklu-Bizans İlişkileri, Bizans ve Selçuklu Tarihi ile ilgili değerlendirmeler yapmakta ve bu değerlendirmelerin merkezine her iki devletin de hâkimiyet mücadelesi verdiği alan olan Anadolu'yu koymaktadır.
Araştırmanın asıl amacı, Anadolu'da Selçuklular ve Bizans arasında gerçekleşen hâkimiyet mücadelesini, Bizans'ın konumunu ve bu mücadele sırasında Türkiye Selçukluları'nın Anadolu'daki yayılım süreçlerini ortaya koymaktır. Nihayetinde 1071'den itibaren on yıl (1081'e kadar), Türkleri Fırat'ın kaynaklarından Manzikert'e, 1081'de yerleşecekleri Hellespont ile Bosfor kıyılarına kadar getirmeye yetmiştir.
Fransız tarihçi, bu eserde daha ziyade Bizans kaynaklarını ve Batılı kaynakları kullanmış, İslam kaynaklarını ihmal etmiştir. Bilinmelidir ki bu dönemde gerçekleşen olaylar hakkında tarihçiler arasında (Batılı tarihçilerin kendi arasında bile) bir fikir birliği yoktur. Çünkü bu konuda kaynaklarda yer alan bilgiler yer yer birbiriyle çelişmekte veya birbirini desteklememektedir. Bütün bu hususlar dikkate alındığında yine de bu eserin Türkçe'ye tercüme edilmesi, Selçuklu tarihi ve Bizans-Selçuklu münasebetleri üzerine yapılacak olan araştırmalara katkı sağlayacaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.