Edebiyat dünyamızda ve Batı edebiyatında Hasan Sabbah'ı ve Haşhaşîleri konu alan çeşitli romanlar yazılmıştır. Bunun sebebi herhalde, sapık bir mürşid ve ona aldanan müridlerin oluşturduğu her bakımdan karanlık bir teşkilatın, roman için elverişli bir konu olmasıdır. Yakın dönem Batı edebiyatında Amin Maaluf'un Semerkand'ı özellikle şahıs kadrosu bakımından Ahmed Hilmi'nin Batınîler'ine oldukça benzemektedir. Alparslan, Nizamülmülk, Ömer Hayyam, gibi tarihî şahsiyetler her iki romanda da karşımıza çıkar. Fakat iki roman arasında, teknik özellikler bir yana, yazarların bakış açılarından kaynaklanan büyük bir fark vardır.
Batınîler, harcıâlem bir tarihî roman değildir. Yetkin bir anlatıma ve zengin bir muhtevaya sahiptir. Tasavvufî bir bakış açısı eserin bütününe hâkimdir. Hak ile batıl arasındaki mücadele bin yıl öncesinin karanlık sokaklarında devam etmektedir. Hakikat arayışı, bu defa müsbet değil, menfi bir yol ile, İblis'in yolu söz konusu edilerek anlatılır. Romanda Hasan Sabbah, ihtirası sebebiyle İblis'in yoluna düşen, fakat aynı zamanda iç dünyasında kendi kendisi ile çatışan; aşk sebebiyle İblis'e karşı gelen ve onunla mücadele eden bir kişidir. Ahmed Hilmi'nin Hasan Sabbah'ı karakterize ediş şekli, son derece kendine mahsustur. Roman bir bütün olarak birçok hususiyete sahiptir.
Edebiyat dünyamızda ve Batı edebiyatında Hasan Sabbah'ı ve Haşhaşîleri konu alan çeşitli romanlar yazılmıştır. Bunun sebebi herhalde, sapık bir mürşid ve ona aldanan müridlerin oluşturduğu her bakımdan karanlık bir teşkilatın, roman için elverişli bir konu olmasıdır. Yakın dönem Batı edebiyatında Amin Maaluf'un Semerkand'ı özellikle şahıs kadrosu bakımından Ahmed Hilmi'nin Batınîler'ine oldukça benzemektedir. Alparslan, Nizamülmülk, Ömer Hayyam, gibi tarihî şahsiyetler her iki romanda da karşımıza çıkar. Fakat iki roman arasında, teknik özellikler bir yana, yazarların bakış açılarından kaynaklanan büyük bir fark vardır.
Batınîler, harcıâlem bir tarihî roman değildir. Yetkin bir anlatıma ve zengin bir muhtevaya sahiptir. Tasavvufî bir bakış açısı eserin bütününe hâkimdir. Hak ile batıl arasındaki mücadele bin yıl öncesinin karanlık sokaklarında devam etmektedir. Hakikat arayışı, bu defa müsbet değil, menfi bir yol ile, İblis'in yolu söz konusu edilerek anlatılır. Romanda Hasan Sabbah, ihtirası sebebiyle İblis'in yoluna düşen, fakat aynı zamanda iç dünyasında kendi kendisi ile çatışan; aşk sebebiyle İblis'e karşı gelen ve onunla mücadele eden bir kişidir. Ahmed Hilmi'nin Hasan Sabbah'ı karakterize ediş şekli, son derece kendine mahsustur. Roman bir bütün olarak birçok hususiyete sahiptir.