#smrgKİTABEVİ Batının Çöküşü 1 - 2024
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6253689711
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
576
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Çeviren:
Baykuta Dilmaç
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
276,90
Havale/EFT ile:
268,59
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199223207
611859
https://www.simurgkitabevi.com/batinin-cokusu-1-2024
Batının Çöküşü 1 - 2024 #smrgKİTABEVİ
276.90
Oswald Spengler'in "Batının Çöküşü", medeniyetin akışını ve Batı dünyasının geleceğini derinlemesine inceleyen, çağlar boyunca uzanan bir felsefi başyapıttır. Dünya Savaşı'nın yaraları henüz tazeyken yazılmış olan bu eser, tarihin akışında tekrar eden desenleri ve kültürlerin yükseliş ve düşüşlerini analiz ederek, Batı medeniyetinin kendi sonunu nasıl hazırladığını detaylı bir şekilde ortaya koyar.
Spengler, tarih felsefesi üzerine cesur iddialarda bulunarak, medeniyetlerin organik varlıklar gibi doğduğunu, büyüdüğünü ve sonunda çöküşe geçtiğini savunur. Batı dünyasının da bu kaçınılmaz kaderden muaf olmadığını öne sürer. Eser, sadece bir tarih analizi değil, aynı zamanda bir uyarıdır; mevcut yolu izlemeye devam ederse Batı'nın ne gibi sonuçlarla yüzleşeceğini gözler önüne serer.
"Batının Çöküşü", Goethe ve Nietzsche'nin düşünce dünyalarından beslenen Spengler'in, kendi döneminin ötesine geçen bir bakış açısıyla yazılmıştır. Kitap, sadece bilgiye değil, aynı zamanda tarihi ve medeniyeti morfolojik bir perspektiften değerlendiren bir bakış açısına sahiptir. Spengler, tarih ve medeniyetlerin yükseliş ve düşüşlerini bir dizi organik süreç olarak görür ve bu süreçlerin kaçınılmaz olarak tekrarlandığını iddia eder.
Bu eser, savaş sonrası koşulların ve bu koşullardan kaynaklanan sosyal ve politik değişimlerin ışığında, Batı medeniyetinin geleceğine dair derinlemesine bir sorgulama sunar. Spengler'in analizleri, hem tarihçiler hem de filozoflar tarafından yoğun bir şekilde tartışılmış ve eleştirilmiştir, ancak eserin önemi ve etkisi inkâr edilemez.
Spengler, tarih felsefesi üzerine cesur iddialarda bulunarak, medeniyetlerin organik varlıklar gibi doğduğunu, büyüdüğünü ve sonunda çöküşe geçtiğini savunur. Batı dünyasının da bu kaçınılmaz kaderden muaf olmadığını öne sürer. Eser, sadece bir tarih analizi değil, aynı zamanda bir uyarıdır; mevcut yolu izlemeye devam ederse Batı'nın ne gibi sonuçlarla yüzleşeceğini gözler önüne serer.
"Batının Çöküşü", Goethe ve Nietzsche'nin düşünce dünyalarından beslenen Spengler'in, kendi döneminin ötesine geçen bir bakış açısıyla yazılmıştır. Kitap, sadece bilgiye değil, aynı zamanda tarihi ve medeniyeti morfolojik bir perspektiften değerlendiren bir bakış açısına sahiptir. Spengler, tarih ve medeniyetlerin yükseliş ve düşüşlerini bir dizi organik süreç olarak görür ve bu süreçlerin kaçınılmaz olarak tekrarlandığını iddia eder.
Bu eser, savaş sonrası koşulların ve bu koşullardan kaynaklanan sosyal ve politik değişimlerin ışığında, Batı medeniyetinin geleceğine dair derinlemesine bir sorgulama sunar. Spengler'in analizleri, hem tarihçiler hem de filozoflar tarafından yoğun bir şekilde tartışılmış ve eleştirilmiştir, ancak eserin önemi ve etkisi inkâr edilemez.
Oswald Spengler'in "Batının Çöküşü", medeniyetin akışını ve Batı dünyasının geleceğini derinlemesine inceleyen, çağlar boyunca uzanan bir felsefi başyapıttır. Dünya Savaşı'nın yaraları henüz tazeyken yazılmış olan bu eser, tarihin akışında tekrar eden desenleri ve kültürlerin yükseliş ve düşüşlerini analiz ederek, Batı medeniyetinin kendi sonunu nasıl hazırladığını detaylı bir şekilde ortaya koyar.
Spengler, tarih felsefesi üzerine cesur iddialarda bulunarak, medeniyetlerin organik varlıklar gibi doğduğunu, büyüdüğünü ve sonunda çöküşe geçtiğini savunur. Batı dünyasının da bu kaçınılmaz kaderden muaf olmadığını öne sürer. Eser, sadece bir tarih analizi değil, aynı zamanda bir uyarıdır; mevcut yolu izlemeye devam ederse Batı'nın ne gibi sonuçlarla yüzleşeceğini gözler önüne serer.
"Batının Çöküşü", Goethe ve Nietzsche'nin düşünce dünyalarından beslenen Spengler'in, kendi döneminin ötesine geçen bir bakış açısıyla yazılmıştır. Kitap, sadece bilgiye değil, aynı zamanda tarihi ve medeniyeti morfolojik bir perspektiften değerlendiren bir bakış açısına sahiptir. Spengler, tarih ve medeniyetlerin yükseliş ve düşüşlerini bir dizi organik süreç olarak görür ve bu süreçlerin kaçınılmaz olarak tekrarlandığını iddia eder.
Bu eser, savaş sonrası koşulların ve bu koşullardan kaynaklanan sosyal ve politik değişimlerin ışığında, Batı medeniyetinin geleceğine dair derinlemesine bir sorgulama sunar. Spengler'in analizleri, hem tarihçiler hem de filozoflar tarafından yoğun bir şekilde tartışılmış ve eleştirilmiştir, ancak eserin önemi ve etkisi inkâr edilemez.
Spengler, tarih felsefesi üzerine cesur iddialarda bulunarak, medeniyetlerin organik varlıklar gibi doğduğunu, büyüdüğünü ve sonunda çöküşe geçtiğini savunur. Batı dünyasının da bu kaçınılmaz kaderden muaf olmadığını öne sürer. Eser, sadece bir tarih analizi değil, aynı zamanda bir uyarıdır; mevcut yolu izlemeye devam ederse Batı'nın ne gibi sonuçlarla yüzleşeceğini gözler önüne serer.
"Batının Çöküşü", Goethe ve Nietzsche'nin düşünce dünyalarından beslenen Spengler'in, kendi döneminin ötesine geçen bir bakış açısıyla yazılmıştır. Kitap, sadece bilgiye değil, aynı zamanda tarihi ve medeniyeti morfolojik bir perspektiften değerlendiren bir bakış açısına sahiptir. Spengler, tarih ve medeniyetlerin yükseliş ve düşüşlerini bir dizi organik süreç olarak görür ve bu süreçlerin kaçınılmaz olarak tekrarlandığını iddia eder.
Bu eser, savaş sonrası koşulların ve bu koşullardan kaynaklanan sosyal ve politik değişimlerin ışığında, Batı medeniyetinin geleceğine dair derinlemesine bir sorgulama sunar. Spengler'in analizleri, hem tarihçiler hem de filozoflar tarafından yoğun bir şekilde tartışılmış ve eleştirilmiştir, ancak eserin önemi ve etkisi inkâr edilemez.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.