#smrgKİTABEVİ Batı'nın Çöküşü Akşam Ülkesinin Yokuş Aşağı Gidişi - 2024

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6256309371
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199229936
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
888
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024
Çeviren:
Kadir Daniş
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Orijinal Adı:
Der Untergang Des Abendlandes / The Decline of the West
Kategori:
indirimli
524,25
Havale/EFT ile: 508,52
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199229936
616850
Batı'nın Çöküşü Akşam Ülkesinin Yokuş Aşağı Gidişi -        2024
Batı'nın Çöküşü Akşam Ülkesinin Yokuş Aşağı Gidişi - 2024 #smrgKİTABEVİ
524.25
Babasının memur, annesinin ise sanatçı bir aileden geliyor olması sebebiyle nevi şahsına münhasır bir entelektüel bakış açısı geliştirerek kendini bir “hezarfen” olarak yetiştiren Oswald Spengler, magnum opus'u olan Batı'nın Çöküşü'nü; doktorasını aldıktan sonra öğretmenlik, idarecilik ve akademisyenlik yaptığı dönemin akabinde, 1911'de yazmaya başlar. Tarihin anlamı hakkındaki yaygın görüşlere ve ön yargılara meydan okuyacak bir kitap olmasını tasarladığı eserinin ilk taslağını ise 1914'te tamamlar. Fakat Batı'nın Çöküşü, Birinci Dünya Savaşı nedeniyle, 1918-1923 yılları arasında iki cilt halinde yayımlanarak 20. yüzyıldan itibaren en çok okunan, hakkında en çok konuşulan ve üzerine en çok yazılan kitaplardan biri olur; tabiri caizse fırtınalar ve kasırgalar estirir.

Batı medeniyetinin kökeni ve “kaderi” meselesini derinlemesine araştıran Spengler'in resmî tarih yazımı ve metodoloji alanlarına meydan okuyan görüşleri, birçok eleştiriyi beraberinde getirse de onun, Batı'nın Çöküşü'nde kullandığı, bilgiyi ve retoriği dönüştürme ve aktarma biçimleri, eseri seneler boyunca canlı tutar.

Okurunu sürükleyici, tartışmalı, sorulara ve cevaplara teşne bir tarih felsefesi okuma serüvenine davet eden Spengler; insanlığın, Geç Antik Dönem'le kıyas götürebilecek kadar uzun, yüzyıllar sürecek bir “dünya-tarihi” etabına nasıl girdiğini aktarıyor. Goethe ile Nietzsche felsefelerinin kılavuzluğunda, doğrusal ilerlemeyi reddediyor ve bunun yerine uygarlıkların döngüsel yükselişlerine ve düşüşlerine dayanan bir dünya tarihi görüşü teklif ediyor. Bir kültürün; kendini belli eden, özellikli bir coğrafyanın toprağından filizlendiğini, tüm imkânlarını tükettiğinde ise can verdiğini savunuyor.

Ketebe Yayınları olarak, uygarlık tarihi için, bilhassa döngüsel tarih anlayışı noktasında bir kilometre taşı teşkil ederek temel bir eser haline gelen bu kıymetli çalışmayı okuruyla yeniden buluşturmakla iftihar ediyoruz.

Babasının memur, annesinin ise sanatçı bir aileden geliyor olması sebebiyle nevi şahsına münhasır bir entelektüel bakış açısı geliştirerek kendini bir “hezarfen” olarak yetiştiren Oswald Spengler, magnum opus'u olan Batı'nın Çöküşü'nü; doktorasını aldıktan sonra öğretmenlik, idarecilik ve akademisyenlik yaptığı dönemin akabinde, 1911'de yazmaya başlar. Tarihin anlamı hakkındaki yaygın görüşlere ve ön yargılara meydan okuyacak bir kitap olmasını tasarladığı eserinin ilk taslağını ise 1914'te tamamlar. Fakat Batı'nın Çöküşü, Birinci Dünya Savaşı nedeniyle, 1918-1923 yılları arasında iki cilt halinde yayımlanarak 20. yüzyıldan itibaren en çok okunan, hakkında en çok konuşulan ve üzerine en çok yazılan kitaplardan biri olur; tabiri caizse fırtınalar ve kasırgalar estirir.

Batı medeniyetinin kökeni ve “kaderi” meselesini derinlemesine araştıran Spengler'in resmî tarih yazımı ve metodoloji alanlarına meydan okuyan görüşleri, birçok eleştiriyi beraberinde getirse de onun, Batı'nın Çöküşü'nde kullandığı, bilgiyi ve retoriği dönüştürme ve aktarma biçimleri, eseri seneler boyunca canlı tutar.

Okurunu sürükleyici, tartışmalı, sorulara ve cevaplara teşne bir tarih felsefesi okuma serüvenine davet eden Spengler; insanlığın, Geç Antik Dönem'le kıyas götürebilecek kadar uzun, yüzyıllar sürecek bir “dünya-tarihi” etabına nasıl girdiğini aktarıyor. Goethe ile Nietzsche felsefelerinin kılavuzluğunda, doğrusal ilerlemeyi reddediyor ve bunun yerine uygarlıkların döngüsel yükselişlerine ve düşüşlerine dayanan bir dünya tarihi görüşü teklif ediyor. Bir kültürün; kendini belli eden, özellikli bir coğrafyanın toprağından filizlendiğini, tüm imkânlarını tükettiğinde ise can verdiğini savunuyor.

Ketebe Yayınları olarak, uygarlık tarihi için, bilhassa döngüsel tarih anlayışı noktasında bir kilometre taşı teşkil ederek temel bir eser haline gelen bu kıymetli çalışmayı okuruyla yeniden buluşturmakla iftihar ediyoruz.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat