#smrgKİTABEVİ Bayraklarımı Çektim: Kendi Sesinden Şiirler -
Oktay Rifat (1914-1988) modern şiirimizin iki büyük akımı Birinci Yeni (Garip Hareketi) ve İkinci Yeni'nin kurucu ustalarından. Elli yıl süren büyük şiir serüveni yeniliklerle, atılımlarla dolu. Kendi şiirsel gelişimini Türk şiirine taze havalar katarak sürdürdü. Baştan itibaren Anadolu coğrafyasındaki halk şiirinin türlü renklerini şiirine katmayı bildi. Halk dilindeki derinlikleri modern bir söyleyişe, biçime kavuşturdu. Latin ozanlarından Karacaoğlan'a geniş bir şiir iklimini dolaştı. Şimdi bu kitapta onu dinlerken kendi tonlaması, vurgulaması ve edasıyla şiirindeki bazı ince ayrımlar belirginleşiyor. Seçtiği şiirler ve okuyuş biçimi onun nasıl yalın ve destansı, görkemli ve lirik bir şair olduğunu gösteriyor. Doğaya, insana, tarihe kendine özgü bir derinlik katarken, günlük duygulanımlara da renk veriyor. Oktay Rifat'ın kitaplarından seçerek okuduğu, toplam 16 şiirden oluşan ses kaydında şiirlerin ara müziği Samih Rifat'a ait. Yani büyük şaire oğlu Samih Rifat da gitarıyla eşlik ediyor.
Oktay Rifat bir söyleşisinde şöyle diyordu: Benim kanıma göre her şiir lirik bir şiirdir. Valéry, Fransız şairi Valéry bunu şöyle anlatıyor, diyor ki: ‘Şiir, mitologya kuşu Phoenix'e benzer.' Phoenix, bilindiği gibi, her gün kendi ateşiyle yanıp kül olan ve sabahları yeniden küllerinden doğan bir kuştur. Şiirde de kişi şiiri okuyunca bir suskunluğa varır, şiir ölür. Ama o içeriği tazelemek istediği zaman, tıpkı Phoenix'in küllerinden yeniden doğması gibi, kendi kendinden, yani kendi biçiminden doğar. Benim şiir anlayışım budur.
Oktay Rifat (1914-1988) modern şiirimizin iki büyük akımı Birinci Yeni (Garip Hareketi) ve İkinci Yeni'nin kurucu ustalarından. Elli yıl süren büyük şiir serüveni yeniliklerle, atılımlarla dolu. Kendi şiirsel gelişimini Türk şiirine taze havalar katarak sürdürdü. Baştan itibaren Anadolu coğrafyasındaki halk şiirinin türlü renklerini şiirine katmayı bildi. Halk dilindeki derinlikleri modern bir söyleyişe, biçime kavuşturdu. Latin ozanlarından Karacaoğlan'a geniş bir şiir iklimini dolaştı. Şimdi bu kitapta onu dinlerken kendi tonlaması, vurgulaması ve edasıyla şiirindeki bazı ince ayrımlar belirginleşiyor. Seçtiği şiirler ve okuyuş biçimi onun nasıl yalın ve destansı, görkemli ve lirik bir şair olduğunu gösteriyor. Doğaya, insana, tarihe kendine özgü bir derinlik katarken, günlük duygulanımlara da renk veriyor. Oktay Rifat'ın kitaplarından seçerek okuduğu, toplam 16 şiirden oluşan ses kaydında şiirlerin ara müziği Samih Rifat'a ait. Yani büyük şaire oğlu Samih Rifat da gitarıyla eşlik ediyor.
Oktay Rifat bir söyleşisinde şöyle diyordu: Benim kanıma göre her şiir lirik bir şiirdir. Valéry, Fransız şairi Valéry bunu şöyle anlatıyor, diyor ki: ‘Şiir, mitologya kuşu Phoenix'e benzer.' Phoenix, bilindiği gibi, her gün kendi ateşiyle yanıp kül olan ve sabahları yeniden küllerinden doğan bir kuştur. Şiirde de kişi şiiri okuyunca bir suskunluğa varır, şiir ölür. Ama o içeriği tazelemek istediği zaman, tıpkı Phoenix'in küllerinden yeniden doğması gibi, kendi kendinden, yani kendi biçiminden doğar. Benim şiir anlayışım budur.