^#smrgSAHAF Beni Olduğum Gibi Anlatın... [ Yılmaz Güney ] - İMZALI -

Yılmaz Güney ile ilgili yazıları kaleme alabilmek için oldukça zorlandığımı itiraf etmeliyim. Aradan geçen yıllara karşın her masa başına oturuşumda vazgeçiyordum yazmaktan.

Yazdıklarımı bir türlü beğenmiyordum.

Onu anlatabilmek bana hem çok kolay geliyordu, hem de oldukça zor...

Hasan Kıyafet'in bir dergide çıkan yazısını okuduğumda bu işe girişmenin zorunluluk olduğunu kabul ettim.

"Beni olduğum gibi anlatın" diyordu.

Bu cümle aklımı başıma getirdi ve Hasan Kıyafet'in bunu kitabının başlığı yapacağını bekliyordum. Yapmadı.

Ardından Gergedan da Yaşar Aksoy'un bir yazısı çıktı.

Agah Özgüç arkadaşını Yılmaz Güney diye bir kitap çıkardı Atila Dorsay'ın kitabı bunlar içinde en ciddi olanıydı. Yılmaz'ın konuşmalarına dayanıyordu. Teyp ile yapılan konuşmalar olduğu için çok kitabi kalıyordu.

Tüm bu çalışınalar bir çok insanı tatmin etmiyordu. Ve Yılmaz Güney'i olduğu gibi anlatmıyordu.

Benim bu konuda bugüne kadar susmamı iki ana konuya bağlıyorum. Birincisi bu konunun bir ticari meta gibi kullanılmasına karşıydım. çünkü o kadar çok yazılıp çizilmeye başlanmıştı ki, ben de bir yenisi olmak istemiyordum. Bu benimle Yılmaz Güney arasında özel bir durumdu. Bütün bunları kendime saklamıştım. -Hakkı GÜMÜŞTAŞ (Önsözden)