"Eğer bir kentin yaşamındaki önemli olay ve kişileri yazıp, geleceğe bırakacak bir 'kalem' yoksa o kentin kalbi de yok demektir"diyor Gürcan.
Elinizdeki kitapta, sevgiyle çarpan bu kalbin anılarını okuyacaksınız.
"Biz Habeşistan Savaşları'na kadar 'Adisababa' denilen yerin nerede olduğunu bilmiyorduk. Şairler Yaprağı'ndan sonra seni ve Dinar'ı öğrendik..." -Aziz Nesin, 23,8.1957 günlü mektubundan
"Nedret için sözü öbür türlü de söyleyebilirim: Taşrada değil İstanbul'da olacaktı. Türkiye, Türkçeyi görülmemiş güzellikte işleyen bir şair görecekti..." -Fakir Baykurt, Evrensel gazetesi, 9 Temmuz 1996
"Binlerinin taşrayı yazması gerekiyordu; Külebi'nin taşrası büyük kente taşınmıştı çoktan Niyazi Akıncıoğlu'nun ve Hasan Hüseyin'in taşraları da. Şimdi sıra Nedret'indi..." -Tank Dursun K, Tutkun ve Kırgın'daki önsözden, Nisan 1996 (Arka kapaktan)
"Eğer bir kentin yaşamındaki önemli olay ve kişileri yazıp, geleceğe bırakacak bir 'kalem' yoksa o kentin kalbi de yok demektir"diyor Gürcan.
Elinizdeki kitapta, sevgiyle çarpan bu kalbin anılarını okuyacaksınız.
"Biz Habeşistan Savaşları'na kadar 'Adisababa' denilen yerin nerede olduğunu bilmiyorduk. Şairler Yaprağı'ndan sonra seni ve Dinar'ı öğrendik..." -Aziz Nesin, 23,8.1957 günlü mektubundan
"Nedret için sözü öbür türlü de söyleyebilirim: Taşrada değil İstanbul'da olacaktı. Türkiye, Türkçeyi görülmemiş güzellikte işleyen bir şair görecekti..." -Fakir Baykurt, Evrensel gazetesi, 9 Temmuz 1996
"Binlerinin taşrayı yazması gerekiyordu; Külebi'nin taşrası büyük kente taşınmıştı çoktan Niyazi Akıncıoğlu'nun ve Hasan Hüseyin'in taşraları da. Şimdi sıra Nedret'indi..." -Tank Dursun K, Tutkun ve Kırgın'daki önsözden, Nisan 1996 (Arka kapaktan)