Hüseyin Rahmi Göktaş 'Türkçenin Ruhu'nda dilimize yepyeni bir bakışla yaklaşıyor. Ezberi bozan, tercüme olmayan, Türkçeyi Türkçenin içinden gören bir bakış bu. Yazar bu kitabıyla okuru dil üzerine düşünme konusunda cesaretlendiriyor ve kabul edile gelmiş gramerin dışına çıkarak özgürleştiriyor. Türkçe düşünmenin kapılarını aralıyor.
Kitap kelime grameri alanına yoğunlaşarak fiil ek ve köklerim yeni bir yaklaşımla ele alıyor. İsimlerin anlamlarım sorguluyor, ses anlam ilişkisini merkeze alarak isimlendirmelerdeki mantığı açığa çıkarmaya çalışıyor. Değinge, izafiyet gibi kavramsallaştırmalar yardımıyla ben'in mutlak sınırını çiziyor, sözcüğün ifade ettiği izafiyeti tanımlıyor, var ve yok'un nelere karşılık geldiğini açıklamak üzere felsefi bir zemin kuruyor, varoluşa ilişkin esaslı bir idrak sunuyor.
Ne düzeyde olursa olsun dil ile ilgilenen; konuştuğu, yazdığı dili ciddiye alan herkesin okuması gereken bir kitap. (Arka kapaktan)
Hüseyin Rahmi Göktaş 'Türkçenin Ruhu'nda dilimize yepyeni bir bakışla yaklaşıyor. Ezberi bozan, tercüme olmayan, Türkçeyi Türkçenin içinden gören bir bakış bu. Yazar bu kitabıyla okuru dil üzerine düşünme konusunda cesaretlendiriyor ve kabul edile gelmiş gramerin dışına çıkarak özgürleştiriyor. Türkçe düşünmenin kapılarını aralıyor.
Kitap kelime grameri alanına yoğunlaşarak fiil ek ve köklerim yeni bir yaklaşımla ele alıyor. İsimlerin anlamlarım sorguluyor, ses anlam ilişkisini merkeze alarak isimlendirmelerdeki mantığı açığa çıkarmaya çalışıyor. Değinge, izafiyet gibi kavramsallaştırmalar yardımıyla ben'in mutlak sınırını çiziyor, sözcüğün ifade ettiği izafiyeti tanımlıyor, var ve yok'un nelere karşılık geldiğini açıklamak üzere felsefi bir zemin kuruyor, varoluşa ilişkin esaslı bir idrak sunuyor.
Ne düzeyde olursa olsun dil ile ilgilenen; konuştuğu, yazdığı dili ciddiye alan herkesin okuması gereken bir kitap. (Arka kapaktan)