M. Ö. X yüzyıldanberi bilinen Orta Asya, Mezopotamya, Anadolu kültür ve medeniyetlerinin, Ege kıyılarında doğan Elen medeniyeti üzerindeki büyük etkisi; Anadolu ve Mısır Hekimliğinden XX asır sonra, ortaya çıkan Asklepios Kültü için de ayni olmuştur.
Bununla beraber, bu tıbbî mezhep, tarih zencirinin halkasını bugünün hekimlik kültürüne bağlaması bakımından tıp tarihinde önemli bir yer almıştır.
Hekimlik Tanrısı Asklepios adına kurulan Asklepionlar, özel kudsallık içinde insan inancından örülmüş birer şifa ocakları olmuştur.
M. O. VI. Asırdan sonra 8-10 asır kadar Şifa Tanrısının mezhebini yaşatan Asklepion'lardan bugün 200 ü bilinmektedir. Bunlar arasında Epidavros, İstanköy ve Bergama gibi tam kurullu olan Asklepionlar sayılı olup, çoğunun birer tapınaktan ibaret olduğu sanılmaktadır.
Toros dağlarına kadar egemenliği alkındaki krallığın baş şehri olan Bergama, Bakırçay havzasının verimli toprağı üzerinde medeniyet ve sanat alanında yükselirken, büyük bir Asklepion'u da varlığına katmıştır.
Büyük Asklepion'ların zaman zaman bir birlerine olan üstünlüğü yanında Bergama Asklepion'u da, miladın II. asrında tıbbi şöhretini en yüksek dereceye vardırmış ve şifa verme kudretini her tarafa yaymıştır.
XV yüzyıldan fazla toprak altında kalan bu sağlık ocağının yapıları 1928 ,yılından sonra ortaya çıkarılmağa başlanmıştır.
Arkeoloji bilgini Prof. Wiegand ile meslek arkadaşlarının çalışmalarından doğan Asklepion'un, kuzey koridor kolonlarının yerleştirilmesi ve tiyatrosunun birinci bölümünün onarımı da Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Basın - Yayın Genel Müdürlüğü Turizm bütçelerinden ve Bergama'yı Sevenler Derneği tarafından yapılan yardımlarla ikinci dünya savaşı içinde başarılmıştır. 'Sanat, bilgi ve medeniyet âbidelerinin ortaya çıkarılması kadar büyük önemi olan koruma ve onarma işlerindeki çalışmalar, kültür seviyemizin ölçüsünü belirtmesi yönünden ayrı bir değer olmuştur.
Asklepion'un kazı ve etüt gibi bütün çalışma devresinde bulunmanın verdiği cesaretle ortaya gelen bu kitap - 1930 ve 1938 yıllarında iki defa basılışına karşı önemli bir genişleme göstermiştir. Bu da, yeni buluşların incelenme ve yayınlanmasının, Millî Eğitim Bakanlığının buyrugiyle Rodos ve Yunanistan'da yaptığım ertiksel gezilerin bir sonucudur.
Geniş ölçüde bilgilerinden faydalandığım büyük Arkeoloji bilginlerinden Prof. T. Wiegand ile Prof. P. Sehazmann'ın bengileşen varlıklarını :burada minnetle anmağı bir borç bilirim.
23/2/1947 Osman BAYATLI (Önsözden)
M. Ö. X yüzyıldanberi bilinen Orta Asya, Mezopotamya, Anadolu kültür ve medeniyetlerinin, Ege kıyılarında doğan Elen medeniyeti üzerindeki büyük etkisi; Anadolu ve Mısır Hekimliğinden XX asır sonra, ortaya çıkan Asklepios Kültü için de ayni olmuştur.
Bununla beraber, bu tıbbî mezhep, tarih zencirinin halkasını bugünün hekimlik kültürüne bağlaması bakımından tıp tarihinde önemli bir yer almıştır.
Hekimlik Tanrısı Asklepios adına kurulan Asklepionlar, özel kudsallık içinde insan inancından örülmüş birer şifa ocakları olmuştur.
M. O. VI. Asırdan sonra 8-10 asır kadar Şifa Tanrısının mezhebini yaşatan Asklepion'lardan bugün 200 ü bilinmektedir. Bunlar arasında Epidavros, İstanköy ve Bergama gibi tam kurullu olan Asklepionlar sayılı olup, çoğunun birer tapınaktan ibaret olduğu sanılmaktadır.
Toros dağlarına kadar egemenliği alkındaki krallığın baş şehri olan Bergama, Bakırçay havzasının verimli toprağı üzerinde medeniyet ve sanat alanında yükselirken, büyük bir Asklepion'u da varlığına katmıştır.
Büyük Asklepion'ların zaman zaman bir birlerine olan üstünlüğü yanında Bergama Asklepion'u da, miladın II. asrında tıbbi şöhretini en yüksek dereceye vardırmış ve şifa verme kudretini her tarafa yaymıştır.
XV yüzyıldan fazla toprak altında kalan bu sağlık ocağının yapıları 1928 ,yılından sonra ortaya çıkarılmağa başlanmıştır.
Arkeoloji bilgini Prof. Wiegand ile meslek arkadaşlarının çalışmalarından doğan Asklepion'un, kuzey koridor kolonlarının yerleştirilmesi ve tiyatrosunun birinci bölümünün onarımı da Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Basın - Yayın Genel Müdürlüğü Turizm bütçelerinden ve Bergama'yı Sevenler Derneği tarafından yapılan yardımlarla ikinci dünya savaşı içinde başarılmıştır. 'Sanat, bilgi ve medeniyet âbidelerinin ortaya çıkarılması kadar büyük önemi olan koruma ve onarma işlerindeki çalışmalar, kültür seviyemizin ölçüsünü belirtmesi yönünden ayrı bir değer olmuştur.
Asklepion'un kazı ve etüt gibi bütün çalışma devresinde bulunmanın verdiği cesaretle ortaya gelen bu kitap - 1930 ve 1938 yıllarında iki defa basılışına karşı önemli bir genişleme göstermiştir. Bu da, yeni buluşların incelenme ve yayınlanmasının, Millî Eğitim Bakanlığının buyrugiyle Rodos ve Yunanistan'da yaptığım ertiksel gezilerin bir sonucudur.
Geniş ölçüde bilgilerinden faydalandığım büyük Arkeoloji bilginlerinden Prof. T. Wiegand ile Prof. P. Sehazmann'ın bengileşen varlıklarını :burada minnetle anmağı bir borç bilirim.
23/2/1947 Osman BAYATLI (Önsözden)