#smrgKİTABEVİ Beyne Giden Yol : Bir Beyin Cerrahının Anıları -

Editör:
Aslı Güneş
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6050983951
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Stok Kodu:
1199202383
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
264 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
202,50
Havale/EFT ile: 195,76
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199202383
588378
Beyne Giden Yol : Bir Beyin Cerrahının Anıları -
Beyne Giden Yol : Bir Beyin Cerrahının Anıları - #smrgKİTABEVİ
202.50
“Bazen hastalar, ya da birileri sorar 'beyin cerrahisi nasıl bir şeydir' diye. Ben de şöyle cevap veririm: 'Biz sırat köprüsü üzerinde sırtımızda yolcu taşırız. Hani o kıldan ince kılıçtan keskince olan köprü. Sabah işe gelir, birini alır öbür tarafa geçiririz, ertesi gün başka birini ve bu böylece sürer. Düşürürsek bedeli ağır olur, düşürmeye hakkımız yoktur. Onun için başka işlerde vasatlık belki kabul edilebilir ama bizim işimizde olmaz, mükemmel olmak zorundayız.' ‘Çok zor değil mi beyin ameliyatı yapmak?' diye sorarlar. ‘Everest'e çıkmak gibidir' derim, “Ama biz Sherpa'yız, yani Everest Dağı'na insanları çıkaran, bakkala gider gibi 8000 metreye çıkıp inen Nepalli rehber dağcılarız. O dağı avucunun içi gibi bilen, neredeyse gözü kapalı, dünyanın en yüksek dağına her gün tırmanan dağcılarız biz. Nasıl çıkacağımızı, nasıl ineceğimizi biliyoruz.'”

“At üstünde ıssız köy yollarından hiç geçmemiş birine anlatacak bir şeyim yok; ne de olsa anlamayacak bununla ilgili anlatacaklarımı. Geçene de hatırlatmayı hiç istemem” diyor Mihail Bulgakov, Genç Bir Doktorun Anıları'nda. Oysa Talat Kırış anlatmayı, hatırlamayı ve hatırlatmayı seçiyor: İstanbul Tıp Fakültesi'nin koridorlarını, Türkan Saylan'ı, uzak köyleri, acil nöbetlerini, hayat verilen hastaları, kurulan dostlukları, eski İstanbul'u… Kısacası insanı. Bir hekimin yegâne işinin “insan” olduğunu, Beyne Giden Yol'un gönülden geçtiğini kanıtlarcasına.

“Bazen hastalar, ya da birileri sorar 'beyin cerrahisi nasıl bir şeydir' diye. Ben de şöyle cevap veririm: 'Biz sırat köprüsü üzerinde sırtımızda yolcu taşırız. Hani o kıldan ince kılıçtan keskince olan köprü. Sabah işe gelir, birini alır öbür tarafa geçiririz, ertesi gün başka birini ve bu böylece sürer. Düşürürsek bedeli ağır olur, düşürmeye hakkımız yoktur. Onun için başka işlerde vasatlık belki kabul edilebilir ama bizim işimizde olmaz, mükemmel olmak zorundayız.' ‘Çok zor değil mi beyin ameliyatı yapmak?' diye sorarlar. ‘Everest'e çıkmak gibidir' derim, “Ama biz Sherpa'yız, yani Everest Dağı'na insanları çıkaran, bakkala gider gibi 8000 metreye çıkıp inen Nepalli rehber dağcılarız. O dağı avucunun içi gibi bilen, neredeyse gözü kapalı, dünyanın en yüksek dağına her gün tırmanan dağcılarız biz. Nasıl çıkacağımızı, nasıl ineceğimizi biliyoruz.'”

“At üstünde ıssız köy yollarından hiç geçmemiş birine anlatacak bir şeyim yok; ne de olsa anlamayacak bununla ilgili anlatacaklarımı. Geçene de hatırlatmayı hiç istemem” diyor Mihail Bulgakov, Genç Bir Doktorun Anıları'nda. Oysa Talat Kırış anlatmayı, hatırlamayı ve hatırlatmayı seçiyor: İstanbul Tıp Fakültesi'nin koridorlarını, Türkan Saylan'ı, uzak köyleri, acil nöbetlerini, hayat verilen hastaları, kurulan dostlukları, eski İstanbul'u… Kısacası insanı. Bir hekimin yegâne işinin “insan” olduğunu, Beyne Giden Yol'un gönülden geçtiğini kanıtlarcasına.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat