Osmanlının son devrinde yetişmiş ve müktesebatını Cumhuriyet dönemine de taşımış, kültür ve dil alanındaki çalışmalarıyla bilinen aydınlarımızdan Kilisli Muallim Rifat'ın hatıraları bizlere dönemin kültür ve yayın hayatı, devlet bürokrasisi, insan tipleri hakkında kapılar aralamaktadır. Hatıralarına; “Küçük görünen bir iş bazen büyük bir işi tashih eder yahut bir noktasını olsun aydınlatır. Binaenaleyh ben de kendimi bildiğim günden beri nerede okudum, kimlerden okudum, neler gördüm, kimlerle görüştüm, ne gibi hadiselere şahit oldum; bütün bunları yazmak istiyorum.” diyerek başlayan Rifat Bilge, tarih-hatırat ilişkisinin oldukça farkındadır. “Büyük işler” dediği tarihi gerçeklerin “küçük görülen bir iş” diye ifade ettiği hatıralarla aydınlanabileceği gerçeğinden hareketle anılarını yazmaya başladığını söylemektedir.
Yeni Sabah gazetesinin 29 Eylül 1945 tarihli sayısında “meşhur ilim ve lisan adamlarımızdan Üstat Kilisli Muallim Rifat” diye takdim edilen yazarın bu gazetede hatıralarını yazacağı şu ifadelerle ilan edilmiştir:
“Ankara Caddesi'nin kadim aşinası ve memleketimizin tanınmış pek çok edebi ve ilmi şahsiyetleriyle düşüp kalkarak onların birçok hususiyetlerine vâkıf olmuş, meşhur ilim ve lisan adamlarımızdan Üstat Kilisli Muallim Rifat, rica ve ısrarımız üzerine Yeni Sabah okuyucularına hatıralarını, daha doğrusu kendi tabiriyle “bildiklerini” anlatmaya karar vermiştir. Gelecekteki Türk edebiyat tarihi bakımından gerçekten kıymetli vesikalar mahiyetini taşıyan bu yaşanmış hatıraların birincisini kârilerimiz pazar sayımızda bulacaktır. Ricamızı lütfen kabul buyurduklarından dolayı aziz üstada memleket irfanı namına teşekkürlerimizi sunarken böyle hayırlı bir yurt vazifesi başarmış olmaktan iftihar duyduğumuzu da saklamayacağız.”
Her sayıda “Üstat Kilisli Muallim Rifat Anlatıyor” serlevhasıyla sunulan bu yazılara Kilisli, “Bildiklerim” başlığını koymayı tercih ettiğini ilk yazısının öncesinde beyan etmektedir: “Şu kadar var ki ‘hatıratım' yerinde ‘bildiklerim' kelimesini istimal ediyorum. Gördüklerim, işittiklerim de buna dahildir. Çünkü her görülen, işitilen şey de bilinmiş sayılır.” 30 Eylül 1945'te başlayan “Bildiklerim” dizisi daha çok haftanın perşembe ve pazar günleri okuyucuyla buluşmuş ve 24 Mart 1946'ya kadar toplam 34 sayıda çıkmıştır.