#smrgKİTABEVİ Bilginin Bütünlüğü İlim Tahsiline Giriş - 2025

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
ISBN-10:
Kargoya Teslim Süresi:
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199239751
Boyut:
21x30
Sayfa Sayısı:
480
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
502,50
Havale/EFT ile: 482,45
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199239751
626933
Bilginin Bütünlüğü İlim Tahsiline Giriş -        2025
Bilginin Bütünlüğü İlim Tahsiline Giriş - 2025 #smrgKİTABEVİ
502.50
Neyi ne kadar bilebiliriz?
“Bilginin Bütünlüğü”, bu yakıcı soruya bir cevap arama denemesi…
İnsan bilginin sınırsızlığını kavradığı an, bu korkutucu gerçekle nasıl başedeceği gibi devasa bir problem açılır önünde.
Bilginin, en yakın görünenden, görülemeyecek kadar uzaktaki diğer bölümlerine kadar girift bir ağ halinde örgütlenmesi, bu ağa yakalanmış bir sinek gibi hissetirebilir insana. Çünkü beş duyusunun beynine ve kalbine sunduklarına güvenemez artık. Her şeyin her şeyle ilgisi varsa, tek bir şey, diğer her şeyin kapsama alanındaysa gördükleri, duydukları, dokundukları, kokladıkları, tattıklarının kendisine verebileceği bilgiler eksik, muğlak ve yanıltıcı olmaktan öteye gidemez. Ana resim bilinemediği için bulmacanın parçaları da bütünlenemez.

“Bilginin Bütünlüğü”, hem geçmişin muazzam bilgi mirasının hem de bunları yenileme ve genişletme imkanlarının kavranmasının, ilim tahsilinde bilginin bütünlüğü ile disiplinlerarası yaklaşımla/işbirliğiyle mümkün olabileceğini vazediyor. Ve konuyu Temel İslam İlimleri temelinde örneklendirerek üniversite müfredatlarının bu anlayışla tazelenmesini ve muallim ile müteallim'in (hoca ile öğrencisinin) eğitim- öğretim süreçlerinde bu anlayışı benimsemesini öneriyor.

Tahsil edilen bilimin esiri olmaktan çıkış yolu bu. Ancak o zaman anlayabileceğiz; hiçbir şey sandığımız kadar yakın, korktuğumuz kadar uzak değil… Ağa yakalanmış bir sinek değil, eşref-i mahlukatız biz.
Neyi ne kadar bilebiliriz?
“Bilginin Bütünlüğü”, bu yakıcı soruya bir cevap arama denemesi…
İnsan bilginin sınırsızlığını kavradığı an, bu korkutucu gerçekle nasıl başedeceği gibi devasa bir problem açılır önünde.
Bilginin, en yakın görünenden, görülemeyecek kadar uzaktaki diğer bölümlerine kadar girift bir ağ halinde örgütlenmesi, bu ağa yakalanmış bir sinek gibi hissetirebilir insana. Çünkü beş duyusunun beynine ve kalbine sunduklarına güvenemez artık. Her şeyin her şeyle ilgisi varsa, tek bir şey, diğer her şeyin kapsama alanındaysa gördükleri, duydukları, dokundukları, kokladıkları, tattıklarının kendisine verebileceği bilgiler eksik, muğlak ve yanıltıcı olmaktan öteye gidemez. Ana resim bilinemediği için bulmacanın parçaları da bütünlenemez.

“Bilginin Bütünlüğü”, hem geçmişin muazzam bilgi mirasının hem de bunları yenileme ve genişletme imkanlarının kavranmasının, ilim tahsilinde bilginin bütünlüğü ile disiplinlerarası yaklaşımla/işbirliğiyle mümkün olabileceğini vazediyor. Ve konuyu Temel İslam İlimleri temelinde örneklendirerek üniversite müfredatlarının bu anlayışla tazelenmesini ve muallim ile müteallim'in (hoca ile öğrencisinin) eğitim- öğretim süreçlerinde bu anlayışı benimsemesini öneriyor.

Tahsil edilen bilimin esiri olmaktan çıkış yolu bu. Ancak o zaman anlayabileceğiz; hiçbir şey sandığımız kadar yakın, korktuğumuz kadar uzak değil… Ağa yakalanmış bir sinek değil, eşref-i mahlukatız biz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat