#smrgKİTABEVİ Bilginin Dinselleştirilmesi - Yeni Ümit Dergisi Örneği -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9786059679190
Kargoya Teslim Süresi:
3&6
Stok Kodu:
1199189477
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
216 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
168,75
Havale/EFT ile: 163,69
Siparişiniz 3&6 iş günü arasında kargoda
1199189477
575512
Bilginin Dinselleştirilmesi - Yeni Ümit Dergisi Örneği -
Bilginin Dinselleştirilmesi - Yeni Ümit Dergisi Örneği - #smrgKİTABEVİ
168.75
Neoliberalizmin İslâmcı ve muhafazakâr ideolojilerle uyumu, AKP'nin iktidara geldiği 2000'li yıllardan itibaren gerek akademik gerekse siyasal platformlarda sıklıkla tartışılan bir konu oldu. Bu eserde ise konunun görece az tartışılan bir boyutu olarak İslâmcılığın bilgi ve bilim anlayışı, Gülen cemaati tarafından çıkarılan Yeni Ümit dergisi üzerinden ele alınıyor. Deniz Ali Gür, İslâmcıların arasındaki ideolojik tartışmalarla yetinmeyip dünya ve Türkiye ölçeğindeki ekonomik, sosyal ve siyasal süreçleri ve İslâmcılığın etkileşime girdiği neoliberal ve postmodern yaklaşımları da ele alıyor ve günümüz İslâmcılığının bunlarla uyumunun konjonktürel değil yapısal olduğunu savunuyor. "Seçmeci-uyarlamacı yaklaşım"a dayanan ve postmodern bir proje olan Bilginin İslâmîleştirilmesi'nin yanı sıra "muhafazakâr yaklaşım"a dayanan İslâmcı yorumları da hesaba katıyor.

“Son iki yüzyıl içinde ilk defa iç dinamikler ile dış dinamikler örtüşmektedir. AKP'yi iktidara getiren kitlelerin talepleri ile (iç dinamikler) ABD'nin ve AB'nin talepleri aynı çizgide birleşmişlerdir.”

Bu satırlar 2000'li yılların başlarında Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi danışmanlarından biri olan ve halen AKP iktidarının kilit isimleri arasında yer alan Yalçın Akdoğan'a ait. Akdoğan abartmıyordu. O yıllarda Türkiye İslâmcılığı ile ABD ve AB'nin Türkiye'den beklentileri gerçekten de örtüşüyor, bu iki damarın ortak projesi olarak tasarlanan bir siyasi parti eliyle Türkiye'de neoliberal ve İslâmcı bir çizgide köklü bir dönüşüm hayata geçiriliyordu.

Bilginin dinselleştirilmesi, 2000'li yıllardaki dönüşümün hem ideolojik temelleri hem de düzlemleri arasında yer almaktadır. Çünkü bu dönüşüm, gizli değil apaçık bir İslâmcı ajandayla yürütülmüş, İslâmcı ideolojinin talepleri doğrultusunda ve siyasal-düşünsel formasyonlarını İslâmcı gelenekten gelen parti ve cemaatlerde alan kadrolar tarafından gerçekleştirilmiştir. Bilgiye, bilim kavramına ve farklı bilimsel disiplinlere, tarihe, topluma vb. dönük yaklaşımlar bu anlayışla biçimlendirilmiş, eğitim ve kültür politikaları da bu anlayışa göre belirlenmiştir.

Yazar, bilginin dinselleştirilmesini tarihsel bir bağlamda ele alıyor ve süreci dünya ölçeğinde neoliberalizmin yükselişine, Türkiye ölçeğinde ise 12 Eylül'den başlayan tarihsel sürece odaklanarak tartışıyor. Postmodern bir proje olan ve “seçmeci-uyarlamacı yaklaşım”a dayanan İsmail Raci Faruki imzalı Bilginin İslâmîleştirilmesi'nin yanı sıra Türkiyeli İslâmcı ve muhafazakârların yürüttüğü tartışmaları ve “muhafazakâr yaklaşım”a dayanan İslâmcı yorumları da hesaba katıyor. İslâmcıların arasındaki ideolojik tartışmalarla yetinmeyip dünya ve Türkiye ölçeğindeki ekonomik, sosyal ve siyasal süreçleri ve İslâmcılığın etkileşime girdiği neoliberal ve postmodern yaklaşımları da ele alıyor ve günümüz İslâmcılığının bunlarla uyumunun konjonktürel değil yapısal olduğunu savunuyor.

Bilginin dinselleştirilmesi olgusu, bu eserde Gülen cemaati tarafından çıkarılan Yeni Ümit dergisi üzerinden ele alınıyor. Derginin 1988-2012 yıllarında yayımlanan toplam 98 sayısı arasından seçilen 25 sayı, J.B. Thompson'ın derin hermeneutik yöntemiyle analiz ediliyor. Yeni Ümit'in bilgi ve bilim anlayışının bütünsel bir bağlama oturtularak yeniden yorumlandığı bu eserde dergide süreç içinde ortaya çıkan içerik ve vurgu farklılaşmaları da gözler önüne seriliyor.

Neoliberalizmin İslâmcı ve muhafazakâr ideolojilerle uyumu, AKP'nin iktidara geldiği 2000'li yıllardan itibaren gerek akademik gerekse siyasal platformlarda sıklıkla tartışılan bir konu oldu. Bu eserde ise konunun görece az tartışılan bir boyutu olarak İslâmcılığın bilgi ve bilim anlayışı, Gülen cemaati tarafından çıkarılan Yeni Ümit dergisi üzerinden ele alınıyor. Deniz Ali Gür, İslâmcıların arasındaki ideolojik tartışmalarla yetinmeyip dünya ve Türkiye ölçeğindeki ekonomik, sosyal ve siyasal süreçleri ve İslâmcılığın etkileşime girdiği neoliberal ve postmodern yaklaşımları da ele alıyor ve günümüz İslâmcılığının bunlarla uyumunun konjonktürel değil yapısal olduğunu savunuyor. "Seçmeci-uyarlamacı yaklaşım"a dayanan ve postmodern bir proje olan Bilginin İslâmîleştirilmesi'nin yanı sıra "muhafazakâr yaklaşım"a dayanan İslâmcı yorumları da hesaba katıyor.

“Son iki yüzyıl içinde ilk defa iç dinamikler ile dış dinamikler örtüşmektedir. AKP'yi iktidara getiren kitlelerin talepleri ile (iç dinamikler) ABD'nin ve AB'nin talepleri aynı çizgide birleşmişlerdir.”

Bu satırlar 2000'li yılların başlarında Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi danışmanlarından biri olan ve halen AKP iktidarının kilit isimleri arasında yer alan Yalçın Akdoğan'a ait. Akdoğan abartmıyordu. O yıllarda Türkiye İslâmcılığı ile ABD ve AB'nin Türkiye'den beklentileri gerçekten de örtüşüyor, bu iki damarın ortak projesi olarak tasarlanan bir siyasi parti eliyle Türkiye'de neoliberal ve İslâmcı bir çizgide köklü bir dönüşüm hayata geçiriliyordu.

Bilginin dinselleştirilmesi, 2000'li yıllardaki dönüşümün hem ideolojik temelleri hem de düzlemleri arasında yer almaktadır. Çünkü bu dönüşüm, gizli değil apaçık bir İslâmcı ajandayla yürütülmüş, İslâmcı ideolojinin talepleri doğrultusunda ve siyasal-düşünsel formasyonlarını İslâmcı gelenekten gelen parti ve cemaatlerde alan kadrolar tarafından gerçekleştirilmiştir. Bilgiye, bilim kavramına ve farklı bilimsel disiplinlere, tarihe, topluma vb. dönük yaklaşımlar bu anlayışla biçimlendirilmiş, eğitim ve kültür politikaları da bu anlayışa göre belirlenmiştir.

Yazar, bilginin dinselleştirilmesini tarihsel bir bağlamda ele alıyor ve süreci dünya ölçeğinde neoliberalizmin yükselişine, Türkiye ölçeğinde ise 12 Eylül'den başlayan tarihsel sürece odaklanarak tartışıyor. Postmodern bir proje olan ve “seçmeci-uyarlamacı yaklaşım”a dayanan İsmail Raci Faruki imzalı Bilginin İslâmîleştirilmesi'nin yanı sıra Türkiyeli İslâmcı ve muhafazakârların yürüttüğü tartışmaları ve “muhafazakâr yaklaşım”a dayanan İslâmcı yorumları da hesaba katıyor. İslâmcıların arasındaki ideolojik tartışmalarla yetinmeyip dünya ve Türkiye ölçeğindeki ekonomik, sosyal ve siyasal süreçleri ve İslâmcılığın etkileşime girdiği neoliberal ve postmodern yaklaşımları da ele alıyor ve günümüz İslâmcılığının bunlarla uyumunun konjonktürel değil yapısal olduğunu savunuyor.

Bilginin dinselleştirilmesi olgusu, bu eserde Gülen cemaati tarafından çıkarılan Yeni Ümit dergisi üzerinden ele alınıyor. Derginin 1988-2012 yıllarında yayımlanan toplam 98 sayısı arasından seçilen 25 sayı, J.B. Thompson'ın derin hermeneutik yöntemiyle analiz ediliyor. Yeni Ümit'in bilgi ve bilim anlayışının bütünsel bir bağlama oturtularak yeniden yorumlandığı bu eserde dergide süreç içinde ortaya çıkan içerik ve vurgu farklılaşmaları da gözler önüne seriliyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat