#smrgKİTABEVİ Bilim Toplumunda Bilgiyi Kime Nasıl Vermeli : Son İmparatora Öğütler - 2021
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6052382714
Kargoya Teslim Süresi:
4&6
Boyut:
14x22
Sayfa Sayısı:
360 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
10
Basım Tarihi:
2021
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
165,00
Havale/EFT ile:
160,05
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199129675
515374
https://www.simurgkitabevi.com/bilim-toplumunda-bilgiyi-kime-nasil-vermeli-son-imparatora-ogutler-2021
Bilim Toplumunda Bilgiyi Kime Nasıl Vermeli : Son İmparatora Öğütler - 2021 #smrgKİTABEVİ
165.00
Bu kitapta yazılanlar, insan soyunun bilinen tarihinden bu yana, toplum ya da bireysel olarak çektiği acıların anlamsız nedenlerini ortaya koyan, çözüm yollarını önermeye çalışan yaklaşımlar olacaktır. Bu kitapta, ayrıca, tarihte ve bugün, güdümlenmiş mantıksal düşünce tarzlarından dolayı doğru çıkış yolunu ya da doyurucu açıklama yolunu bulamayarak, yaşadıkları acıların, olumsuzlukların, birçoğunun kaynağının, zannettikleri gibi “şanssızlık, kader, alın yazısı ve takdir-i ilahi olarak adlandırdıkları” insan soyunun yazgısı olmadığı, bu olumsuzlukların kaynağının bağnazlıktan, bilim yoksunluğundan ve yeteneksizlerin yönetiminden kaynaklandığı anlatılmaya çalışılacak ve her bir olumsuz kaynağın bilimsel analizi, tarihten gelen bilgi birikimi de göz önüne alınarak, son 70 yıl içerisinde dev adımlarla ilerleyen doğa bilimlerinin, özellikle biyoloji bilimindeki gelişmelerin ışığı altında yapılmaya çalışılacaktır. Birçok yaklaşımda görülen ve en kolay yol olarak bilinen, sadece tenkit etme yönteminden büyük ölçüde kaçınılmaya çalışılacak; her olumsuzluğun, geçmişteki nedeni, açtığı yaralar analiz edilecek, gelecekte doğuracağı sakıncalara dikkat çekilecek ve yeni bilgilerin, özellikle canlıların doğasını temel alan biyoloji bilimindeki gelişmelerin ışığı altında, kapısını aralayarak girmeye başladığımız “bilim çağının” idari sistemi, hak ve özgürlükleri konusundaki önerileri, “bu dönemi henüz yaşamadığınız ve belki de yaşamınız boyunca bu konularla hiç ilgilenmediğiniz için” bazen endişeyle bazen şaşkınlıkla okuyacaksınız... Bugüne kadar alışılagelmiş alışkanlıklarımızı kökten sarsacak gelişmelerin neler olabileceğini bir nebze olsun öğreneceksiniz... En önemlisi, bugüne kadar “insanın biyolojik yapısından kaynaklanan” kalıtsal hastalıkların, yeteneksizliklerin ve diğer birçok olumsuzluğun, hatta sel, deprem, yangın vs. gibi toplumları derinden sarsan birçok doğa olayının açtığı yaraların, gerçekte bir yazgı değil, bugüne kadar doğal olmayan ve insan soyuna yakışmayan birçok yönlendirmeler nedeniyle, toplumların bilimsel düşünceye yeterince yaklaştırılmaması ya da bugün dünyanın birçok yerinde hâlâ inatla yaşatılan bilime yabancılaştırma politikası nedeniyle, insanların sorunlarını çözmesindeki gecikmeye nasıl neden olduğunu öğreneceksiniz... Gerçek bilim toplumunun ne olduğunu belki de ilk defa bu kitapta çarpıcı bir şekilde; ancak en önemlisi bilinmeyen bir yüzünden görmeye başlayacaksınız ve bilimin azaldığı yerde yazgının neden ve nasıl egemen olduğunu öğreneceksiniz.
Bu kitapta yazılanlar, insan soyunun bilinen tarihinden bu yana, toplum ya da bireysel olarak çektiği acıların anlamsız nedenlerini ortaya koyan, çözüm yollarını önermeye çalışan yaklaşımlar olacaktır. Bu kitapta, ayrıca, tarihte ve bugün, güdümlenmiş mantıksal düşünce tarzlarından dolayı doğru çıkış yolunu ya da doyurucu açıklama yolunu bulamayarak, yaşadıkları acıların, olumsuzlukların, birçoğunun kaynağının, zannettikleri gibi “şanssızlık, kader, alın yazısı ve takdir-i ilahi olarak adlandırdıkları” insan soyunun yazgısı olmadığı, bu olumsuzlukların kaynağının bağnazlıktan, bilim yoksunluğundan ve yeteneksizlerin yönetiminden kaynaklandığı anlatılmaya çalışılacak ve her bir olumsuz kaynağın bilimsel analizi, tarihten gelen bilgi birikimi de göz önüne alınarak, son 70 yıl içerisinde dev adımlarla ilerleyen doğa bilimlerinin, özellikle biyoloji bilimindeki gelişmelerin ışığı altında yapılmaya çalışılacaktır. Birçok yaklaşımda görülen ve en kolay yol olarak bilinen, sadece tenkit etme yönteminden büyük ölçüde kaçınılmaya çalışılacak; her olumsuzluğun, geçmişteki nedeni, açtığı yaralar analiz edilecek, gelecekte doğuracağı sakıncalara dikkat çekilecek ve yeni bilgilerin, özellikle canlıların doğasını temel alan biyoloji bilimindeki gelişmelerin ışığı altında, kapısını aralayarak girmeye başladığımız “bilim çağının” idari sistemi, hak ve özgürlükleri konusundaki önerileri, “bu dönemi henüz yaşamadığınız ve belki de yaşamınız boyunca bu konularla hiç ilgilenmediğiniz için” bazen endişeyle bazen şaşkınlıkla okuyacaksınız... Bugüne kadar alışılagelmiş alışkanlıklarımızı kökten sarsacak gelişmelerin neler olabileceğini bir nebze olsun öğreneceksiniz... En önemlisi, bugüne kadar “insanın biyolojik yapısından kaynaklanan” kalıtsal hastalıkların, yeteneksizliklerin ve diğer birçok olumsuzluğun, hatta sel, deprem, yangın vs. gibi toplumları derinden sarsan birçok doğa olayının açtığı yaraların, gerçekte bir yazgı değil, bugüne kadar doğal olmayan ve insan soyuna yakışmayan birçok yönlendirmeler nedeniyle, toplumların bilimsel düşünceye yeterince yaklaştırılmaması ya da bugün dünyanın birçok yerinde hâlâ inatla yaşatılan bilime yabancılaştırma politikası nedeniyle, insanların sorunlarını çözmesindeki gecikmeye nasıl neden olduğunu öğreneceksiniz... Gerçek bilim toplumunun ne olduğunu belki de ilk defa bu kitapta çarpıcı bir şekilde; ancak en önemlisi bilinmeyen bir yüzünden görmeye başlayacaksınız ve bilimin azaldığı yerde yazgının neden ve nasıl egemen olduğunu öğreneceksiniz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.