"Bachelard, kuantum mekaniğinin artık olgunlaşmaya başladığı bir dönemde, kısaca "gözle görünmez parçacıklar fiziği"nin felsefe için açtığı alanı düşünmektedir. Bilimin ideal bir imgesini değil, fiili üretimini, kavram ve pratiklerini konu alan Bachelard düşüncesi, bu gözle görünmez gerçekliğin aletsiz ve kavramsız, "saf" deneyim betimlemelerinden hareketle anlaşılamayacağını savunur.
Bachelard'ın Bilimsel Zihnin Oluşumu'ndaki düşünce hareketi, Husserl'in Krisis'teki hareketinin tam olarak tersidir: modern bilimin ürettiği bilginin çeşitliliği karşısında yapılması gereken, bir "ilk deneyim"e dönerek bilgiyi burada mümkün kılmak, "şeylerin kendisine dönmek" değil, bilimin kendine özgü üretkenliğinin farkına varmaktır...
Bachelard'a göre modern bilimin varlığını ortaya koyduğu olguların üretimini kavramak için iki temel tutumu benimsemek gerekir: 1) bilimsel kavramların incelenmesini ve eleştirilmesini merkeze alan yeni bir akılcılık; 2) bu üretimi kolektif ve tarihsel kimliğiyle kabullenecek, kısacası bir pratik olarak kavrayacak "inşacı" bir epistemoloji. Bu yaklaşım, yani bilimsel üretim bölgelerinin içinden düşünerek bilimsel kavramların tarihsel oluşumunu inceleyen tarihsel epistemoloji, özellikle Fransa'da hem fenomenolojiye hem de mantıksal pozitivizme alternatif oluşturan ve bugün hâlâ etkinliğini sürdüren bir bilim tarihi geleneğinin merkezinde yer alır..." - Ferhat Taylan
"Bachelard, kuantum mekaniğinin artık olgunlaşmaya başladığı bir dönemde, kısaca "gözle görünmez parçacıklar fiziği"nin felsefe için açtığı alanı düşünmektedir. Bilimin ideal bir imgesini değil, fiili üretimini, kavram ve pratiklerini konu alan Bachelard düşüncesi, bu gözle görünmez gerçekliğin aletsiz ve kavramsız, "saf" deneyim betimlemelerinden hareketle anlaşılamayacağını savunur.
Bachelard'ın Bilimsel Zihnin Oluşumu'ndaki düşünce hareketi, Husserl'in Krisis'teki hareketinin tam olarak tersidir: modern bilimin ürettiği bilginin çeşitliliği karşısında yapılması gereken, bir "ilk deneyim"e dönerek bilgiyi burada mümkün kılmak, "şeylerin kendisine dönmek" değil, bilimin kendine özgü üretkenliğinin farkına varmaktır...
Bachelard'a göre modern bilimin varlığını ortaya koyduğu olguların üretimini kavramak için iki temel tutumu benimsemek gerekir: 1) bilimsel kavramların incelenmesini ve eleştirilmesini merkeze alan yeni bir akılcılık; 2) bu üretimi kolektif ve tarihsel kimliğiyle kabullenecek, kısacası bir pratik olarak kavrayacak "inşacı" bir epistemoloji. Bu yaklaşım, yani bilimsel üretim bölgelerinin içinden düşünerek bilimsel kavramların tarihsel oluşumunu inceleyen tarihsel epistemoloji, özellikle Fransa'da hem fenomenolojiye hem de mantıksal pozitivizme alternatif oluşturan ve bugün hâlâ etkinliğini sürdüren bir bilim tarihi geleneğinin merkezinde yer alır..." - Ferhat Taylan