Abdülhamid Osmanlı Devletini hasta adam diye adlandırdıkları bir zamanda padişah oldu. Milletini zor durumdan kurtarmak için çok çaba sarf etti. Kimilerine göre iyi kimilerine göre ise kötü olarak anıldı. Ilık bir nisan gecesi saat gece yansını gösterirken arabalar hazırlanmıştı. Solgun yüzlü titrek bir ihtiyar, bir imparatorluğu otuz üç sene idare ettiği sarayın kapısında son defa duruyordu.
Doğruları ve yanlışlarıyla tam otuz üç yıl padişahlık yapan Abdülhamid'in doğumu, çocukluğu, gençliği, özel hayatı, sevdikleri ve sevmedikleriyle bilinmeyen yönlerini bu kitabın içinde bulabilirsiniz.31 Ağustos sabahının erken saatlerinde Abdülhamid Topkapı Sarayında padişah ilan edilmek üzere üvey annesinin Nişantaşı'ndaki konağını terk etti. Annesinin hayalleri sonunda gerçek olmuştu. Artık ihtiraslarını tatmin edecekti. Fakat ilk önce milletinin karanlık hali gözlerinin önünde canlandı.Milleti?... Bu öyle bir tabirdi ki, hâlâ kendisine bile yabancı geliyordu. Adının balkan dağlarında ve Arabistan'ın kızgın çöllerindeki çadırların altında yaşayan insanlar tarafından şerefle anılması için, acaba bu insanların emellerini gerçekleştirebilecek miydi?...Abdülhamid Osmanlı Devletini hasta adam diye adlandırdıkları bir zamanda padişah oldu. Milletini zor durumdan kurtarmak için çok çaba sarf etti.Kimilerine göre iyi kimilerine göre ise kötü olarak anıldı. Ilık bir nisan gecesi saat gece yansını gösterirken arabalar hazırlanmıştı. Solgun yüzlü titrek bir ihtiyar, bir imparatorluğu otuz üç sene idare ettiği sarayın kapısında son defa duruyordu.
Doğruları ve yanlışlarıyla tam otuz üç yıl padişahlık yapan Abdülhamid'in doğumu, çocukluğu, gençliği, özel hayatı, sevdikleri ve sevmedikleriyle bilinmeyen yönlerini bu kitabın içinde bulabilirsiniz.
Abdülhamid Osmanlı Devletini hasta adam diye adlandırdıkları bir zamanda padişah oldu. Milletini zor durumdan kurtarmak için çok çaba sarf etti. Kimilerine göre iyi kimilerine göre ise kötü olarak anıldı. Ilık bir nisan gecesi saat gece yansını gösterirken arabalar hazırlanmıştı. Solgun yüzlü titrek bir ihtiyar, bir imparatorluğu otuz üç sene idare ettiği sarayın kapısında son defa duruyordu.
Doğruları ve yanlışlarıyla tam otuz üç yıl padişahlık yapan Abdülhamid'in doğumu, çocukluğu, gençliği, özel hayatı, sevdikleri ve sevmedikleriyle bilinmeyen yönlerini bu kitabın içinde bulabilirsiniz.31 Ağustos sabahının erken saatlerinde Abdülhamid Topkapı Sarayında padişah ilan edilmek üzere üvey annesinin Nişantaşı'ndaki konağını terk etti. Annesinin hayalleri sonunda gerçek olmuştu. Artık ihtiraslarını tatmin edecekti. Fakat ilk önce milletinin karanlık hali gözlerinin önünde canlandı.Milleti?... Bu öyle bir tabirdi ki, hâlâ kendisine bile yabancı geliyordu. Adının balkan dağlarında ve Arabistan'ın kızgın çöllerindeki çadırların altında yaşayan insanlar tarafından şerefle anılması için, acaba bu insanların emellerini gerçekleştirebilecek miydi?...Abdülhamid Osmanlı Devletini hasta adam diye adlandırdıkları bir zamanda padişah oldu. Milletini zor durumdan kurtarmak için çok çaba sarf etti.Kimilerine göre iyi kimilerine göre ise kötü olarak anıldı. Ilık bir nisan gecesi saat gece yansını gösterirken arabalar hazırlanmıştı. Solgun yüzlü titrek bir ihtiyar, bir imparatorluğu otuz üç sene idare ettiği sarayın kapısında son defa duruyordu.
Doğruları ve yanlışlarıyla tam otuz üç yıl padişahlık yapan Abdülhamid'in doğumu, çocukluğu, gençliği, özel hayatı, sevdikleri ve sevmedikleriyle bilinmeyen yönlerini bu kitabın içinde bulabilirsiniz.